Memleketin son ulusalcısı Soner Yalçın’ın bir
sitesi var. Hani büyük medyada az sayıda da olsa kalan bazı utangaç
ulusalcıların sık sık alıntı yaptığı şu haber sitesinden
bahsediyorum. Tüm ulusalcıların, hatta genel olarak AK Parti
muhaliflerinin 'son cephe’ olarak gördükleri
internet haber sitesinden.
Bu ‘son cepheye’ şöyle ne var ne yok diye uğradığımda gördüm ki
ulusalcı arkadaşlar sonunda AK Parti’den kurtulmanın çaresini
bulmuşlar.
Çareyi bulmakla kalmamış, tez elden savcıları da göreve
çağırmışlar.
Buldukları formül beni gerçekten hayrete düşürdü. Hayrete
düşürmekle kalmadı, bu toprakların kurak olduğuna, zeka
bakımından bir kıtlık içinde olduğuna beni bir kez daha
inandırdı.
AK Parti muhalifliğinin, Soner Yalçın ve ‘dava’ arkadaşlarının
toplandığı bu sitenin ve müdavimlerinin akıllarını nasıl
başlarından aldığını görünce gerçekten siz de çok
şaşıracaksınız. Bu topluluğun yazdıklarını, yazdıklarına gelen
yorumları gördüğünüzde eminim siz de benim gibi içinizden
derin bir ‘vah, vah, vah ki vah’ çekeceksiniz.
Muhalefetin zekadan nasıl bu kadar uzak
düştüğüne hayret edeceksiniz.
Alın size müzmin muhaliflerin icat ettiği son şikayet konusu:
Başbakan Erdoğan’ın Afganistan ve Pakistan devlet
başkanlarıyla Cuma namazına giderken arabayı kendisinin
kullanması.
Bu makam aracı diplomasisini gösteren fotoğraf üzerine
analiz döşenen yazar, fotoğrafa bakarak Başbakan Erdoğan’ın büyük
bir suç işlediğini ileri sürmüş.
Ne tuhaf değil mi? Genelde birçok kimsenin yüzünde tebessüm
oluşturan bu fotoğraftan bu yazar Başbakanın ve Cumhurbaşkanının
suç işlendiklerini çıkarmış.
Şimdi sıkın durun: Hem de taşıt kanununa muhalefet
suçu.
Cezası da bir yıl hapismiş.
AK Parti’ye ‘bağımsızlık, yerlilik, ulusalcılık, emperyalizm
karşıtlığı" üzerinden muhalefet eden arkadaşların tek suçlamaları
bu değil elbette.
Yazarlarıyla yorumcularının bir kamp mensubu
gibi davrandıkları sitede birbirinden tuhaf okuyucu yorumları da
dikkat çekiyor.
Başbakan Erdoğan’ın suç işlediğini ileri süren yazara bazı
okuyucular ilginç yorumlarla katkı sağlamış.
Şu yorum benim favorim oldu: ‘Bu fotograf ve namaza
giderken devletin makam arabasını kullanmak, AKP için açılacak bir
kapatma davasının belgesi olabilir! Cumhuriyet savcıları ne için
varlar?’ …
Bir diğer yorumcu ise şöyle diyor: ‘bir insan devletin
aracını özel işinde kullanabilir mi? namaz kılmak devlet görevi mi?
Afganistan’ın liderlerini namaza götürerek kime sinyal
veriyorlar? Burada ki devlet yararı
nedir?’…
Nasıl, siz de benim gibi küçük bir şok geçiriyor
musunuz?
İş sadece bununla bitmiyor. Sitede anlı şanlı
yazarların CHP lideri’nin yaptıkları ve yapacaklarıyla
ilgili öneri ve değerlendirmeleri var ki akıllara durgunluk
veren türden.
Daha fazla uzatmadan nedir benim derdim oraya geleyim.
Bu haber sitesini, oradaki bir analizi, bu analizlere
yapılan yorumları çok ciddiye aldığımdan dolayı yazı konusu
yapmadım. Bu konuda sakın benden şüpheye düşmeye
kalkmayın.
Amacım bu ülkedeki muhalefetin zeka düzeyini,
amaçlarını, dertlerini göz önüne sermek.
Biliyorum, okuduklarınızdan sonra siz de şaşıracak ve
umutsuzluğa kapılacaksınız. Bu toprakların zeki insan konusunda
nasıl bu kadar verimsiz düştüğüne siz de hayıflanacaksınız.
Maalesef eldeki malzemeler bunlar.
Gerçi insan büyük medyadaki bazı ulusalcı yazarların
konuları ele alış biçimlerine, sergiledikleri zeka düzeyine bakınca
da memleketteki muhalefetin durumu hakkında yeterli kanaate
varıyor…
Bu siteye yapılan yorumları okuyunca Paul
Eldirdige’nin ‘İnsanlar bir fikir uğruna
ölmeye hazırdırlar. Yeter ki o fikri tam olarak anlamış
olmasınlar’ sözünün tam da bizim ulusalcılar için
söylendiğini düşündüm.
Biliyorsunuz muhalefetin kalitesi muhatabının da
kalitesini etkilermiş.
En ulusalcısı, en ‘yerlisi’ en antiemperyalisti
böyleyse, ne olacak bu memleketin hali? Bir fikri
olan var mı?