1999'da Fazilet
Partisi'nden türbanıyla milletvekili seçilen Merve
Kavakçı’ya yapılanlar Türkiye Cumhuriyeti
demokrasi tarihinin “Yüz Karası”dır…
Genç kadın milletvekili yemini etmek için çıktığı kürsüden
yaka paça atılmış, üstüne üstlük bir de milletvekilliği iptal
edilmiştir…
Oysa Kavakçı’nın milletvekilliğinin iptal
edilmesine gerekçe olarak gösterilen durum, yani
“ABD vatandaşlığına sahip oluşu”
DSP milletvekili Tayyibe Gülek
için de aynen geçerliydi…
Ne var ki Yargıtay Başsavcılığı Tayyibe
Gülek’in milletvekilliğinin de düşürülmesi için dava
açmadı…
Neden?..
Çünkü Tayyibe Hanım FP (yani savcılığın
gözünde “şeriatçı”) değil DSP (yani savcılığın
gözünde laikçi) milletvekiliydi…
Merve Kavakçı’nın başı örtülüyken,
Gülek’in başı açıktı…
Ama aslında açık olan demokrasimizin ve yargımızın
kıçıydı…
Ve…
İşte o demokrasi ayıbından 13 yıl sonra Meclis
Komisyonu'na “davetli” olarak gelip
“28 Şubat post modern darbesinin mağdurlarından
biri” olarak ifade veren Merve
kavakçı;
"Uğur Dündar makineli tüfeklerle dayımın ofisini
bastı" dedi.
Bu arada birkaç televizyon kanalına daha çıkıp Komisyon’da
söylediklerini tekrarlamış…
"Doğru" söylediğini bilmiyorum…
Ama "yalan söylemiş” diyecek kanıta da
sahip değilim.
Gazeteci Uğur Dündar da
Kavakçı'nın bu iddialarına
HaberTürk ekranında cevap verdi...
Merve Kavakçı Komisyon’da
“mağdur” olarak kendisine yapılanları ve
yapılanlardan sorumlu olan kişileri anlatmakta ne kadar özgür
ise;
Dündar da kendisine yönelik suçlamalara
cevap vermekte o kadar özgür ve “hak
sahibi”dir...
Ancak;
Merve Kavakçı'yı konuk edip tek yanlı
konuşturan televizyon kanalları ne kadar gayri ahlâki ise;
Dündar'ı davet edip Merve
Kavakçı'ya "cevap verme hakkı" adı
altında;
Kavakçı ve onu ekranlarına çıkaran
gazetecileri hedef alarak küfür ve hakaret ettirmesi,
Dündar'ın sevmediği hatta nefret ettiği
gazetecileri "bok" yerine koymasına çanak
tutması o kadar gayri ahlâkidir.
Ve…
Dündar gibi usta ve kalitesi genel kabul
gören bir televizyon gazetecisi, konuk edildiği programda
“beni suçlayan Sayın Kavakçı’yı neden davet etmediniz?.. O
olmazsa burada sizinle ben gıyapta dedikodu yapmış oluruz”
demeliydi…
Eğer bunu söyleseydi kendisine yakışanı yapmış olurdu...
Ama Dündar o büyüklüğü göstermektense kendisine
hakaret ve iftira attığını iddia ettiklerinin seviyesine
indi...
Ve kendisine asla yakışmayacak küfürler
etti...
Lütfen "küfür etmedim" demesin;
zira bu ülkede artık dört yaşındaki çocuk bile sifonun
sadece bok veya çiş üzerine çekileceğini bilir...
Kavakçı’nın katıldığı TV kanallarında
“Uğur Dündar olmazsa ben kamuya açık bir alanda bir kişinin
gıyabında konuşmam” dememesi ise hem
Kavakçı’nın hem de kendisini davet edenlerin
ayıbıdır…
Ancak ondan Uğur Dündar'ın anlayışını beklemek de
elbette haksızlık olur çünkü hayatı boyunca ekranlarda
"konuk eden" değil her zaman "konuk
olan" bir kişidir
Kavakçı..
Ancak…
Bu arada bir ayıp daha var ki o ayıbın sahibi Pelin
Çift’tir…
Neden mi?..
Uğur Dündar, kendisine hakaret veya iftira
atılan kanallarda cevap hakkını kullanabilecekken onu programına
davet edip; meslektaşlarına “bok” demesine çanak
tuttuğu için elbette…
adnanberkokan@gmail.com