Günümüzde uluslararası ilişkilerin vazgeçilmez bir
parçası haline gelen kültürel diplomasi, hem toplumlar arası
iletişimin vasıtası hem de sosyal dönüşümlerin tetikleyici
unsurlarındandır.
Ülkeler için daha çok "yumuşak güç" olarak
nitelendirilen kültürel diplomasinin sağlanabilmesi içinse
öncelikle çok gelişmiş bir kültürel birikime ve bu
kültürel birikimin arkasında siyasi, askeri ve
ekonomik anlamda sağlam bir güç birikimine ihtiyacınız
var.
İşte tam da Türkiye'nin sahip olduğunu birikim ve güç
gibi...
Türkiye, hem geçmişten getirdiği köklü kültürel birikimi hem de
bugün içinde bulunduğu siyasi, askeri ve ekonomik güçlenmeyi de
arkasına alarak kültürel diplomasi alanında son dönemlerde belki de
hiç olmadığı kadar ilerleme kaydediyor.
Kültürel diplomasinin anlamını Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı
Hüseyin Yayman'ın şu sözleri belki daha iyi anlatır sizlere:
"Ülkeler arasındaki en kalıcı ilişki kültür ve sanat
alanında kurulan ilişkidir. Kültürel diplomasi Türkiye'nin yumuşak
gücüdür.. Kimler kimler unutulur ama Mevlana'nın, Hoca Ahmet
Yesevi'nin, Yunus Emre'nin, Bahtiyar Vahapzade'nin unutulmadığı
gibi, büyük yazarlar ve sanatçılar asla unutulmazlar"
TÜRK DÜNYASININ UNESCO'SU
Özellikle Türk dünyası ile ilişkilerimiz açısından Kültür ve
Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle Türksoy'un bu yıl Kastamonu'yu 2018
Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan etmesi ve bunun yanında Türk
dünyası için ayrı bir anlamı olan Nevruz Bayramı dolayısıyla
Balkanlar'da bir dizi etkinlik turu düzenlemesi oldukça önemli.
Türksoy yani Uluslararası Türk Kültürü
Teşkilatı; Türk dilini konuşan ülkeler arasında
kültür ve sanat aracılığıyla ortak Türk kültürünü araştırmak,
geliştirmek ve korumak için faaliyetler gösteren uluslararası bir
kültür-sanat teşkilatı.
Türksoy'a "Türk dünyasının UNESCO'su" deniyor.
Kazakistan Başkanı Nazarbayev'in yaptığı bu tanımlama Türksoy'u
bilenler için "ancak bu kadar ifade edilebilirdi"
dedirtiyor.
Bu sene 25. kuruluş yılını kutlayan Türksoy, Bosna Hersek'ten
başlayarak Karadağ, Arnavutluk ve Makedonya'nın çeşitli
şehirlerinde 10 ülkeden 70 sanatçıyla konser ve dans gösterilerinin
olduğu bir turne düzenledi.
Bu muhteşem konser ve görsel ziyafeti Bosna Hersek'te
izleme imkanı bulan şanslı insanlardan biriyim desem abartmış
olmam.
Saraybosna, Zenica ve Mostar olmak üzere üç farklı
şehirde gerçekleşen konserlere hem ilgi çok yoğundu hem de
sanatçılar hepsinde farklı geleneksel kıyafetlerle, farklı
gösterilerde bulundu. Tahminim diğer ülkelerde de tekrara
düşmedikleri yönünde. Çünkü hepsi de büyük bir özenle ve heyecanla
hazırlanıp gelmişlerdi.
Nevruz'un bereketini ve renklerini Anadolu'dan Balkanlar'a
taşımayı amaçlayan bu etkinlik turunda Türkiye, Azerbaycan,
Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tataristan,
Gagavuzya, Yakutistan ve Sibirya'dan gelen TÜRKSOY
sanatçıları gittikleri şehirlerde insanlara hem kültür
zenginliklerini hatırlattı hem de inanılmaz keyifli birkaç saat
geçirmelerini sağladı.
KÜLTÜREL DİPLOMASİDE ARTAN
İVME
Etkinlikler boyunca sanatçılara eşlik eden Türksoy Genel
Sekreter Yardımcısı Fırat Purtaş, etkinliğin düzenlendiği
her şehirde büyük bir ilgiyle karşılanmasından memnundu. Çünkü
ortada büyük bir emek ve bunun da ötesinde büyük bir vizyon
vardı.
Bu vizyon meselesini biraz daha açayım isterseniz...
Aslında her bir ülkenin sanatçısı gittiği ülkede sadece sanatını
icra etmiyor, birer kültür diplomatı vazifesi de görüyor. Bu sayede
kültürler birbirine daha yakın, sanatçılar daha tanıdık oluyor.
Yakınlaştıkça güçleniyor ve arada belki de zayıflatılmak istenen
bağların daha da perçinlemesine vesile oluyor bu tür etkinlikler.
Hele ki ortak bir kültürün ve sanatın içinden geliyorsanız.
Bugün AB ile ilişkiler, ABD-Rusya denkleminde bölgede yaşanılanlar
ve genel çerçevesiyle dış ilişkilerimiz göz önüne alındığında
"Türk Dünyası" kapsamına giren ve Türkiye ile
organik bağı olan ülkelerle olan ilişkilerimizin anlam ve önemini
yeniden düşündüğümüzde Türksoy'un gerçekleştirdiği kültürel
diplomasinin mahiyeti kat be kat artıyor.
Bu bağlamda hem Kültür ve Turizm Bakanlığımızı hem de
Türksoy'u kültürel diplomasiyle Türkiye’nin önünü açan bir dönem
inşa ettikleri için kutluyorum.
twitter.com/Htckubra
Facebook Hatice
Kübra