“Türkiye artık bölgenin lideri”, “büyük
oyuncu”, “etkin devlet”, “Kimse
artık bize ne yapacağımızı söyleyemez” gibi sözlere
kuşkuyla yaklaşageldim.
Bu vurguları yapanların, asıl görmemiz gerekenleri
perdelediklerinden şüphelendim.
Bu gibi hamasete kaçan tanımlamalar bizi derinlikten, işin
aslına ve ehliyetle odaklanmaktan alıkoyar genellikle.
Bir insanın, bir ülkenin kendi kendisine bu tür yakıştırmaları
yüksek sesle yapmasının biraz kofluk barındırdığını
düşünüyorum.
Çünkü çocukluğumuzdan beri bize güç sahibi olanın
"güç bende” demeyeceği, tehdide tenezzül
etmeyeceği; gerçek gücün insanı olgunlaştıracağı; güç sahibi olanın
"olaylara daha derinlemesine nüfuz edip serin kanlı
davranacağı" öğretildi.
Türkiye’de ise son zamanlarda bunun tersine bir tutum hakim
oldu. Türkiye maalesef işin değil, sözün piyasaya sürüldüğü bir
ülke haline geldi.
Bu tutumun dış dünyadan gördüğü destek de göz önüne alınınca,
durum bence daha kuşkulu bir hal alıyor.
Dünya sistemi içerisinde bir devletin bir devlete günahını bile
bağışlamadığını hepimiz biliyoruz. Peki böyle bir ortamda,
bazıları muarızımız olan ülkeler sıraya girip Türkiye'ye
"bölgesel güç" payesi vermelerine ne
diyeceğiz?
Bu tablodan sevinç mi duymalıyız endişe mi?
Hepimiz biliyoruz ki "bölgesel liderlik"
lafının gerçeklik payı yok. Maalesef, bugün için bu bizim
önümüzde bir perde olarak gerilmiş, görmemiz gereken çok önemli bir
şeyle aramıza sokulmuş durumda. Öyle değil mi?
Yoksa nasıl oluyor da bizim güç kazanmamız, bir
"bölgesel lider" olmamız hem ABD'yi, hem
İsrail'i, hem İngiltere'yi, hem AB'yi hem Suudi Arabistan'ı, hem
Katar'ı memnun ediyor?
Bugünlerde muarızımız olan İsrail'in başbakan
yardımcısının Türkiye için ‘bölgenin lideri’
yakıştırmasını nereye koyacağız?
İsrail’in bile memnuniyet duyduğu bölgesel liderliğin Türkiye’ye
bir faydası olabilir mi Allah aşkına?
Bazen düşünüyorum da, bir tek firmasının ihracat rakamları
bile Türkiye'nin ihracatından fazla olan bir Almanya ortalıkta
böbürlenmeden, kafasını eğmiş işini yapıyorken, daha yolun
başındaki Türkiye niçin "lider oldum" diye
ortalığı velveleye veriyor? Nedir bunun ardında yatan asıl
gerçek?
Bana göre bu "bölgesel iderlik" lafı,
Türkiye’ye biçilen misyonu perdeliyor.
Bu "bölgesel liderlik" gazının halka
intikalinde medya büyük rol oynuyor. Medya ortada dönen oyuna
gerçek muamelesi çekiyor. Oluup biteni derinlemesine değil
tam da sistemin istediği biçimde ele alıyor.
Halk buna inanıyor. Bunun çok tehlikeli olduğunu
düşünüyorum.
Çünkü bu liderlik hevesinin Türkiye’nin başına ne tür belalar
açabileceğini görebiliyoruz.
İşte, Suriye'yle ilişkilerimiz tam da dünya sisteminin
arzuladığı istikamete girdi gidiyor.
Suriye meselesinden içine düştüğümüz durum bize bir kez daha
gösterdi ki Türkiye'nin komşularına ağabeylik edecek, kol kanat
gerecek, halkı diktatörlerden koruyacak bir durumu yok. Daha
kendi birliğini, bütünlüğünü sağlayamamışken başka ülkelerde olup
bitene müdahil olmasının reel durumla alakası da yok.
Almanya gibi başımızı önümüze eğip, bağırmadan, meydan okumadan,
kabadayılık yapmadan, ağabeylik işine bulaşmadan, duygusal ve
hamasi bağlara itibar etmeden, bayağı kaçan davranışlardan uzak
durarak iş yapmalıyız.
Aksi takdirde bugün Suriye meselesinden düştüğümüze benzer
durumlardan kurtulamayacağız.
Suriye meselesinde o kadar tehditkar, o kadar gereksiz, o kadar
kabadayı, o kadar hesapsız bir tutum takındık ki Suriye'nin yaptığı
çılgınlığa nasıl bir cevap vererirsek liderlik gazı ile şahinleşmiş
bu toplumu tatmin edeceğiz.
Ortada bir oyun var.
Türkiye bu oyunda ne büyük, ne de küçük oyuncu olmalı.
Başarabiliyorsa oyun bozucu olana kadar gerekirse izlemekle
yetinmeli.
Dünya sistemi bizi Suriye ile savaşın eşiğine getirmeyi başardı.
Bölgesel liderlik gazı toplumu fazlası ile şahinleştirmiş
durumda.
Suriye gibi bir ülkenin Türkiye’nin uçağını düşürmesi bu
nedenle hazmedilemiyor.
Kendi adıma dünya sisteminin planını bu kadar başarıyla
uygulamasından ürkmüş durumdayım.
Barzani ile dost olmamızı söylediler, daha ötesi olduk.
Suriye ile muarız olmamız gerektiği çıktı ortaya. Aramızdaki
sıcak ilişkilere rağmen şimdi muarız durumundayız.
Son bir yıldır savaşmamız gerektiğini söyleyip duruyorlardı.
Şimdi savaşacak aşamadayız.
Bu planın bu şekilde yürüyor olmasına ancak şapka çıkarılır.
Halk verilen ‘rol’e kendini kaptırıyor ama
Allah’tan Başbakan Erdoğan kriz anlarında sorumlu ve olgun
davranıyor da, rol icabı çıktığımız bu yolculukta daha fazla belaya
maruz kalmıyoruz. twitter.com/acikcenk