2 Mayıs 2004.
Sabah'ın 08'i...
Koşudan döndüm, karşımda
7 tane sivil
polis...
Genç ve güleryüzlü polisler, önce kimliğini sonra da,
Üsküdar 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 1 Mayıs'ta
aldığı kararı gösterdi.
İşte o karar:
"Üsküdar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 1.5.2004 tarih ve 2004/5598
dış muhabere nosu ile mahkememize gönderilen evrak ve eklerinde
Hadi Özışık'ün Üsküdar Esatpaşa mahallesindeki evinde, Uzanlar'a
ait 7000 adet Telsim kontür ve gizli belgenin bulunduğu ve pazar
akşamı yurt dışına gönderileceği şeklinde emniyette yapılan tespit
üzerine, mahkememizden arama ve zaptetme kararı istenmiş olmakla
birlikte; evrak incelendi...
Gereği düşünüldü; Evrak kapsamına göre iddia olunan belgelerin
bulunma ihtimalinin yüksekliği karşısında Hadi Özışık'a ait olan
evde, CMUK 94 ve müteakip mad gereğince gündüzleyin bir defaya
mahsus olmak üzere arama yapılmasına izin verilmesine..."
Bir çakalın aslı astarı olmayan ihbarıyla sabahın erken saatinde,
mahkeme kararıyla karşıma dikilen polise ne diyebilirdim
ki... Çocuklarımın şaşkın bakışları arasında evim didik didik
arandı.
Ve tabii ki, kontur montur bulunmadı. Uzanlar'la toplu iğnenin ucu
kadar ilgim yoktu çünkü.
Arama, tarama bitti, çakal, ya da çakallar yaptığı çakallıkla
kaldı...
3 Mayıs 2004 tarihli yazımda Tercüman'da şunları yazmıştım:
"(...) Bu kadar basit mi? Bir telefon, ya da altında imzası olmayan
ihbar mektubu ile insanlar bu kadar rahat suçlanabiliyor, mahkeme
jet hızıyla karar alıyor, polis erkenden evin önüne dikiliyor. Şu
ifadeye bakın hele...
-Evrak kapsamına göre, iddia olunan belgelerin bulunma
ihtimalinin yüksekliği karşısında...
Nedir bu?
Uzanlar'la ilgim araştırıldı mı? Bugüne kadar Uzan ailesinden
bir tek kişiyle görüşmüşlüğüm mü var? Ticari ilişkim olmuş mu?
Nedir Uzanlar'a ait 7000 Telsim kontürüyle birlikte gizli
belgelerin evimde olma ihtimalini yüksek kılan?
Çocuklarımın şaşkın bakışları arasında evim
arandı.. Komşularım merdiven başında olup bitenleri
izledi. Yapılan ihbar asılsız çıktı, polislere birer çay ikram edip
gönderdim..
Bitti mi?
Peki ya benim onurum, çocuklarımın gururu?
Mahkeme karar alıyor.. Çünkü benim evimde 7000 Telsim kontürü ve
gizli belgelerin bulunduğu ve pazar akşamı bunları yurt dışına
göndereceğim yolunda TESPİT yapıldığı bildiriliyor
mahkemeye.
Uzanlar'a ait 7000 kontur ve gizli belgeyi sakladığım
nasıl TESPİT edildi?
Hangi belgelerle, arama emri alındı?
İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'yu aradım
hadiseden sonra.. Kısa bir araştırmadan sonra öğrendik ki, bir
ihbar yapılmış savcılığa. Savcılık ise işi polise havale
etmiş..
Söz konusu Uzanlar olunca, savcılar hassas olurlarmış!
Ne güzel değil mi?"
Ve bugün... Tijen Mergen'le farkımız şu; ben gözaltına
alınmamıştım!
3 Mayıs'ta yazdıklarım bugün Tijen Mergen için de
geçerli..
Öyle ya, polisler Ergenekon konusunda hassas oluyor demek ki...
Geçmiş olsun Tijen Hanım!