Bu memlekette. Bir kriter var. Kızdığımız ya da hoşumuza
gitmeyen şeyler yapıldığında kullanılan bir kriter: "Tam
dayaklık!"
"Tam dayaklık" kriterinin bir altı da
"az pataklamak lazım"dır.
Ortalama insanımız mevzu bahis kişilere bu çerçeveden
yaklaşır.
Büyük dayım, ortalama insanlarımızı bire bir temsil
eder.
Mesela kaleci Volkan Demirel ne zaman sahaya
çıksa, büyük dayıdan da o ifade çıkar: "Tam
dayaklık!"
Son Galatasaray-Fenerbahçe maçında. Volkan elini şortuna atıp,
ağzından köpükler saçtığında büyük dayı yerinden fırlayıvermişti:
"Tam dayaklık bu!"
Aynı Volkan'a. Milli maç öncesi taraftar
küfredince de taraftara söylenmişti: "Tam dayaklık
bunlar!"
Fatih Terim ne zaman bir muhabir azarlasa. Ne
zaman yenildiği maçı övmeye kalksa. Büyük dayıdan Terim için aynı
tıslama duyulur.
Mesela. Spiker Ertem Şener büyük dayı
kriterinde "az pataklamak lazım" kısmına girer.
Kaya Çilingiroğlu da.
Çoğunluğu tam dayaklıktır ona göre. Ahmet Çakar
ağzını açtığı anda. Rasim Ozan yüksek ton evresine
geçtiğinde büyük dayı ekrana yapışır: "Tam dayaklık
bunlar!" Yetinmez, "Bunları ekranlara dolduranları
bana bir verseler" der.
Biz büyük dayıyı sakinleştirene, yükselen tansiyonunu indirene
kadar akla karayı seçeriz.
"Başka bir program açalım sana" deriz. Orada da
karşısına ya Aziz Yıldırım çıkar ya da
Mehmet Barlas. Dayıda tansiyon yine fırlar.
Erman Toroğlu'nu görür ekranda, söylenir:
"Bu var ya bu, az dayaklık değildi eskiden. Şimdi arada bir
pataklamalık o kadar!"
Bizim büyük dayı ortalama insanlarımızı bire bir temsil eder. Ve
ortalama insanımız, "tam dayaklık" tipleri
ekranlara dolduranlara kızar, onlara dokunamayacağından burnunun
dibinde biten muhabirleri döverler.
Bir iki meslek örgütü durumu kınar. O kadar.
Medyayı "kick boks" ringine çevirenler yemeği yer.
Hesabı üç beş kuruşa çalışıp haber kovalayan
muhabir ve kameramanlar öder.
Milli maç sonrası gazetecilerin yediği dayağın özeti budur.
ERSUN YANAL İLE FATİH TERİM ARASINDAKİ
FARKLAR
Spordan başladık. Spordan gidelim.
Trabzonspor Teknik Direktörü Ersun Yanal'ı
Ankara'dan, Gençlerbirliği günlerinden itibaren
tanırım. Neredeyse yüz yıldır!
Bunu bilen dostlar "Yanal ve Terim arasındaki farkları
yazsana" dediler.
İşte yazıyorum:
Bir, Ersun Yanal Anadolu insanıdır, haklı
olduğu zaman bile haksız duruma düşer. Fatih Terim Adanalı olsa da
İstanbul yetiştirmesidir, haksız olduğu zamanlarda bile haklı
çıkmasını bilir.
İki, Ersun Yanal maç kaybedince "Biz nerede
hata yaptık?" diye sorar, Fatih Terim maç kaybedince "Çıkıp ben mi
oynasaydım?" diye sorar.
Üç, Ersun Yanal ekip ruhuna inanır. Fatih Terim
için varsa yoksa kendisidir.
Dört, Ersun Yanal hiç politikacı tanımaz,
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Ağar Fatih Terim'in kankasıdır.
Beş, Ersun Yanal akla ve bilime inanır, Fatih
Terim kendinden başka hiçbir şeye inanmaz.
Altı, Ersun Yanal "devşirme" edebiyatı yapmak
yerine alt yapıdan futbolcu ister. Fatih Terim eski kumaşı yeni
yamayla kapatmaya heveslidir.
Yedi, Ersun Yanal'ın koluna girebilir, omuzuna
elinizi atabilir, boynuna sarılabilirsiniz. Fatih Terim'e ise
dokunan yanar.
DENİZ SEKİ OLAYINDA GÜLMEKTEN ÖLDÜĞÜM
AYRINTI
Spor yazacağım dedim ama Deniz Seki yazmazsam
olmaz.
Medya seni ararken. Polis seni ararken. Sen tut bu ikisinin
burnunun dibinden çık.
Hadi o neyse. Meğer Deniz Seki polisten kaçmayı
saçlarını boyayarak ve gözlük takarak başarmış!
İnsanın "Aloooo! Kadın benden, senden kaçmıyor, polisten
kaçıyor. Polis de halâ saç rengine bakarak kaçak arıyorsa vay
halimize" diyesi geliyor.
Amerika'yı Müslümanların keşfettiği ülkede. Komedi tam
gaz.
AKLIMDA KALAN
Kaleci Volkan sahayı terk edince
yaşadığım rahatlama hissi: "Ohh"
dedim, "nihayet bu ülkede başka kaleciler olduğunu da
göreceğiz." Volkan kendini sahadan atmasa, yüz yıl onu
kimsenin sahadan atacağı yoktu. Milli takımlara sporcu seçerken tek
kriter iyi oynamaları olmamalı. İyi insan olmak, sporcu ahlakına
sahip olmak da oyun kadar önemli olmalı. Türk sporu bu
denli başıboş olunca ilke, etik de unutuluyor haliyle.
Volkan sahayı terk edince. Yalvar yakar geri çağrıldı. Kavga dövüş
tekrar gitti. Futbol Federasyonu, futbol direktörü yaptığı
Fatih Terim'i çağırmadan. Beklemeden. Volkan'ı
milli takımdan men etti. Yıllardır süren hoyratlık bir rezalet
nedeniyle de olsa sona ermiş oldu. Böylece; bu ülkedeki
pırıl pırıl, yetenekli genç kaleciler için de bir umut doğdu. Keşke
milli takımın yarısı maç öncesinde sahayı terk
etseydi...