Türkiye Irak’ı işgal eden çeteye dahil olmadığında hepimiz
çok sevinmiştik.
Bu tavrı alkışlamış, büyük bir beladan kurtulduğumuzu
düşünmüştük.
İşgale ortak olmadık ama Irak’ta yüzbinlerce insanın ölümünün de
önüne geçemedik.
Meşhur ‘sarı öküz’ fıkrasındaki gibi,
Afganistan’dan sonra ilk kurban olarak seçilen Irak’ın yenmesini
engellemeyi değil, bu konuda sessiz kalmayı marifet saydık.
Ardından bölgemizdekileri birer birer çekip almaya
başladılar.
O gün bu ilk işgali engelleyecek bir çaba içerisine girmediğimiz
için şimdi sıra Suriye’ye geldi. Irak’ta bize düşen ilk sarı öküzü
vermemekti. Fakat bunu anlamadık ve ‘tarafsız’
kalarak canımızı kurtaracağımızı düşündük.
Sonra Libya mesele edildi. Bu sefer tarafsız kalmamızı kabul
etmedikleri için destek olduk. Şimdi Suriye’yi, yani 4. Sarı öküzü
bize boğdurmaya çalışıyorlar.
İstanbul’da, bizim ev sahipliğimizde ‘Suriye’nin
dostları’ toplantısı yapıldı.
Suriye’nin dostları kimlerden oluşuyor biliyor musunuz? ABD,
Almanya, Fransa, Katar, Suudi Arabistan'ın da aralarında olduğu
yaklaşık 80 ülke. Peki bunlar Suriye'nin dostlarıysa kimin düşmanı?
Irak'ı, Afganistan'ı bu koalisyon işgal etmemiş miydi? Yüzbinlerce
insanı bunlar öldürmedi mi?
Peki şimdi bunlar hangi gerekçeyle, hangi ahlakla, hangi yüzle
Suriye halkına 'dost' oldu?
Siz bu ülkelerden dünyanın herhangi bir ülkesine dostluk sadır
olacağına inanıyor musunuz? Herhangi bir ülkenin iyiliği için
kıllarını kıpırdatacaklarına inanıyor musunuz?
Bu ülkeler niçin daha vahim durumda olan Filistin’e değil de,
Suriye’ye dost olup yardım için bu kadar çabaladıkları sizi de
rahatsız etmiyor mu?
Eğer amaç Suriye halkını kurtarmaksa, niçin bölge ülkeleriyle
değil de dünyanın diğer ucundaki ‘kurt’larla dost oluyorsunuz ki?
Var mı bunun mantıklı bir izahı?
Böyle bir listede adınızın olması rahatsız edici bir durum öyle
değil mi?
Fakat bırakın rahatsız olmayı, medyadaki bazı arkadaşlar
‘vicdani hassasiyetle’ listeye dahil olmak için
her şeylerini verecek gibiler...
ABD’nin Irak’ı işgal ettiği gün Türkiye’nin büyük bir kısmı
üzüntü içindeydi, Cengiz Çandar ise bu işgal fotoğrafını büyük bir
heyecanla yorumluyor, “Şimdi Irak’ta olmak
vardı” diyerek işgale destek veren gazeteciler arasında
bir sembol oluyordu.
Liberal gerekçelerle işgale kılıf arayan muhafazakar yazarlara
Mehmet Bekaroğlu “içimizdeki Çengiz Çandarlar”
diyordu.
Bugün Suriye meselesinin geldiği noktada medyada Türkiye’nin
müdahalesini savunanların sayısını, kimliğini, geçmişini düşününce
“Meğer içimizde Cengiz Çandarlar yokmuş, bizim içimiz
Cengiz Çandar gibiymiş” diyesim geliyor.
‘Suriye’nin dostları’ listesine Türk medyasında
adını yazdıranların sayısının bir hayli kabarık olacağını
düşünüyorum.
Ekrem Dumanlı, Mustafa Karaalioğlu, Yusuf Ziya Cömert, Erhan
Başyurt, Abdulhamit Bilici, Erdal Şafak, Sedat Laçiner, Fikret
Ertan, Yalçın Akdoğan gibi isimlerin tutumları son derece dikkat
çekici.
Bu isimleri polemik olsun diye yazmıyorum. Sadece bu konudaki
tutumlarının kayda geçmesini istiyorum. Bu ‘dostluk
gösterileri’ yarın unutulmasın.
Suriye halkı bu beladan, vahşetten, oyundan kurtulsa da, daha
fazla acıya duçar olsa da, bu sonuca kimlerin zemin hazırladığı
bilinsin. Sadece Suriye halkı değil gelecek nesiller de
bilmeli.
Irak’ta yüzbinlerce insan ölürken vicdanı bu kadar kabarmayan,
bu kadar ‘acı’ duymayan, müdahale isteğinde
bulunmayan arkadaşların Türkiye’yi Suriye’ye müdahaleye
çağıran yazılar yazmalarını normal bir olaymış gibi
karşılayamayız.
Umarım Suriye meselesini dünya sisteminin bir oyunu, kurgusu,
daha büyük kargaşaya sürüklemek için bir operasyonu olarak
görenler yanılır. Bugün olan biteni diktatör Esad’a bağlayıp bu
‘vahşeti dert edinenler’ haklı çıkar.
Yazımın sonunda bir çift sözüm de Ahmet Davutoğlu'na var.
Ahmet Davutoğlu, Başbakanın dış politika görüşmelerine Hakan
Fidan’ın daha sık katıldığının farkında mı?
Ahmet Davutoğlu’nun yerinde olsaydım, Başbakan Erdoğan’ın Numan
Kurtulmuş’la sohbetinin içeriğini merak eder, bu sohbete konu olan
algının niçin oluştuğunun peşine düşerdim.
Sahi Ahmet Davutoğlu Esad için “Gorbaçov ol dedik,
Miloseviç oldu” diyor. Peki Ahmet Davutoğlu
Türkiye’nin Gorbaçov'u olmak ister mi? Ne dersiniz? twitter.com/acikcenk