Şu soruya bir cevap verin bakalım

Şu soruya bir cevap verin bakalım

Levent Gültekin acikcenk@gmail.com

AK Parti’ye yakın arkadaşların büyük çoğunluğunun Gezi olaylarına yaklaşımı ilginç.

Daha ilk günden “Bu gösterilerin bir Ergenekon operasyonu olduğunu, AK Parti’den kurtulmak isteyen dış güçlerin provoke ettiğini, asıl hedefin Başbakan Erdoğan olduğunu” yazıp duruyorlar.

Hatta öyle ki "Tayyip Erdoğan’ı yedirmeyiz" diyerek işi kampanyaya bile çevirdiler.

Bu arkadaşlara göre “büyüyen, gelişen Türkiye’nin iyiliğini istemeyen çevreler AK Parti’yi sandıkla gönderemediler, bu yolu deniyorlar.”

Tamam, Başbakan Erdoğan’ın ötekileştirici üslubunu görmüyorsunuz.

İnsanların yaşam tarzlarını küçümsemesi sizi rahatsız etmiyor.

"Biz karar verdik üç beş çapulcunun sözüyle vaz geçecek değiliz” diyerek insanların haysiyetine dokunduğunun farkında değilsiniz.

İslamcı, solcu, liberal bütün Türkiye’nin karşı çıkmasına rağmen Çamlıca camii projesine benzer kararlarında geri adım atmamasının bu insanları kırdığının fark etmiyorsunuz.

Her icraatını, her adımını ‘öteki’ne nazire haline getirmesi de sizin dikkatinizi çekmiyor.

Kısacası toplumun bir kısmının gururunun, haysiyetinin kırılmış olabileceği sizin için çok önemli değil.

Diyelim ki böyle. Diyelim ki Ergenekoncular ve bilumum AK Parti düşmanları bir araya geldi ve halkı AK Parti iktidarına, özellikle de Tayyip Erdoğan’a karşı kışkırtıyorlar.

Peki Başbakan Erdoğan bu "tuzak" karşısında ne yapıyor?

Niçin kendisine kurulan ‘tuzağı’ boşa çıkaracağına üzerine benzinle gidiyor?  

“Bazı odakların” sokağa çekmeye çalıştığı halkı  “Haa Taksim’e cami de yapacağız” diyerek niçin daha çok kışkırtıyor?

“Çapulcular” diyerek Ergenekoncuların veyahut AK Parti düşmanlarının işini kolaylaştırmış olmuyor mu?

İlk gün çıkıp “Tamam sevgili vatandaşlarım sizi anlıyorum. Görünen o ki sizi incitmişim. Bu durumu fark ettim artık evinize dönebilirsiniz” diyerek tuzak kuranların oyununu bozma ihtimali varken, “üç beş çapulcunun sözüyle mi hareket edeceğiz” demesine sizin bir yorumunuz yok mu?

Kendisine oyun kuruluyorken bu oyuna işlerlik kazandıran birini siz daha önce hiç gördünüz mü?

Hadi diyelim yapısı alttan almaya müsait değil. Sizin deyiminizle "delikanlı" bir kişiliğe sahip, o yüzden "özür" olarak algılanacak konuşmalar yapamıyor.

Peki Kadir Topbaş’ın ve Bülent Arınç’ın ilk gün yaptığı açıklamaları niçin etkisizleştirdi?

Hadi diyelim ilk günler olayların büyüyeceğini göremedi.

Peki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ortalığı sakinleştirme amaçlı sözlerini niçin değersizleştirdi?

Doğan grubu dahil bütün gazeteler Gül’ün sözlerini manşet yaparken Başbakan Erdoğan’a yakın gazetelerin bu önemli konuşmayı manşet yapmamış olması ne anlama geliyor?

Eğer niyetiniz bu "tuzağı" boşa çıkarmaksa niçin itidal tavsiye eden ve önemsenen  bu konuşmaların kıymeti yok?

Eğer “göstericiler arasında 1000 yabancı ajan varsa” ve büyük bir oyun kuruluyorsa, Başbakan Erdoğan ve ona yakın gazeteciler bunu daha da körüklemekten başka ne yapıyorlar?

Bir "oyun" yoktur demiyorum. Olabilir. Ama siz hangi taraftasınız, bunu bir türlü çözemiyorum.

Tamam, biliyorum, Başbakan Erdoğan’ı çok seviyorsunuz. Biraz Müslüm Gürses ile hayranları arasındakine benzer bir ilişkiye benziyor ama olsun.

Sizin kadar olmasa da biz de seviyoruz. Türkiye için değerli biri. Çünkü Türkiye için iyi işler yapıyor.

Belli başlı odakların Başbakan Erdoğan’a diş bilediğinin biz de farkındayız.

Ama biz daha iyi olması için yanlışlarına da dikkat çekiyoruz. Toplumun bir kesimine incitici söz söylediğinde üzülüyoruz ve bunu eleştiriyoruz.

“Ben yaptım oldu” tutumunun önce kendine, sonra da ülkeye zarar verdiğini görmesini istiyoruz.

Ama bunu sizin gibi istemiyoruz. Biz zengin olalım ama haysiyetimizi de, kişiliğimizi de koruyalım istiyoruz.

İyi işler yapan biri yaptığı işlerin karşılığında bizim özgürlüğümüzü, onurumuzu almasın istiyoruz.

Diyeceğim o ki ortada bir tuzak, bir "yeme operasyonu" varsa, Başbakan Erdoğan ve ona destek olanlar bu "tuzağın" başarıya ulaşması için niçin bu kadar istekliler?

Var mı bir cevabınız  Twitter.com/acikcenk 

Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak için tıklayın