Soner Yalçın
Sözcü’de
yazıyor…
Ve fakat...
Aklıyla ve bilgisiyle yazan çok az sayıda yazardan biri o
gazetede…
Bugünkü Sözcü’de “Safları sıklaştırın
çocuklar” başlığı altında yayımlanan makalesini de yine
belli ki aklı ve vicdanıyla yazıyor…
Öfke yok…
Kazananları aşağılamak yok…
Kaybedeni (CHP’yi) ise…
Neden kaybettiği konusunda hem bilgi sahibi yapıyor…
Hem eleştiriyor…
Ve öylesine doğru, öylesine
haklı, öylesine gerçekçi ki…
Okumanızı tavsiye ederim…
Okumanızı ve
CHP’nin seçimi neden kazanamadığını, bundan sonra
da (Böyle devam ederse) neden kazanamayacağını görün…
Zira Soner o kadarla bırakmıyor…
Bakın daha neler yazıyor:
“CHP, Türkiye’yi tanımıyor.
CHP, ideoloji bilmiyor.
CHP, politika yapmayı beceremiyor……
…….
Sokaktan korktu.
Gençlerden korktu.
Dindarlardan korktu.
Laiklerden korktu.
Merkez oylar gidecek diye korktu.
Merkez medya kızacak diye korktu.
Bize Kürt diyecekler diye korktu.
Bize Alevi diyecekler diye korktu.
Bize devletçi diyecekler diye korktu.
Korkak bir parti oldu.
Ve en acısı, Altı Ok’undan utandı!
Ey güzel insanlar!..
Soner Yalçın gerçek işini yapıyor…
Yani: “Kanaat Önderliği”…
Taraftarlık yok…
Amigoluk hiç yok…
Kimseye hakaret yok…
Kimseyi aşağılamıyor…
Kimseyi “Koyun” yerine koymuyor…
“Gerçekçi”…
Bir dakika…
Zannetmeyin ki Soner sadece
CHP’yi tenkit ediyor?..
Olur mu?..
Erdoğan için “bitti” diyor
meselâ…
Başbakan’ın sevdikleri okuyunca kızacaklar mutlaka
ama Soner hakaret etmiyor ki…
Durum tespiti yapıyor…
Kendi penceresinden gördüklerini yazıyor…
İnanmayabilirsiniz…
Hatta “amma da saçma” diyebilirsiniz…
Ama…
Gerekçeleri içinde kendi ideolojisini, kendi inançlarını
inkâr eden bir şey yok…
Küfür yok…
Aşağılama yok…
Bitmedi…
Cemaati de eleştiriyor Soner…
“Sanıyorum; devletten de, CHP’den de kovulacaktır. Bu
seçimin en hayırlı sonucudur” diyor ve devam
ediyor:
“Yalanlarla, komplolarla, tezgahlarla insanların
hayatını karartan, Pensilvanyadaki villadan siyaseti düzenlemeye
çalışan bu derin yapı’nın yok olup gitmesi Türkiye’nin
yararınadır.”
Hâsılı ey güzel
insanlar!..
Sözcü’yü eleştirirken kimseye karşı
kişisel bir husumetim yok…
Sözcü’yü manşetlerde kullandığı çirkin,
saygısız, aşağılayıcı haber dili nedeniyle
eleştiriyorum…
Birçok köşe yazarını da keza muhalefet yapmak yerine iktidar
partisine oy veren milyonlarca yurttaşı aşağılamalarını
hazmedemediğim için tenkit ediyorum…
Sadece Sözcü’yü mü?..
Elbette hayır…
Akit’in haber dili ve kimi köşelerdeki küfürbazlar
için yaptığım eleştiriler gazeteciler.com’un
arşivinde…
Ya da…
Star’da, Yeni Şafak’ta,
Sabah’ta, Türkiye’de,
Akşam’da, Takvim’de,
Bugün’de, Zaman’da,
Hürriyet’te, Milliyet’te,
HaberTürk’te, Vatan’da köşe
sahibi olan kimi yazarların ağır, hakaret kusan, aşağılayan
yazılarına yönelik tenkitlerim de var
gazeteciler.com arşivlerinde…
Biliyorum…
Bu yazımı okuyup “Soner Yalçın’a amma da yağ çekmişsin
haaaa” diyen mailler gelecek…
Alışığım…
Gülüp geçeceğim…
Çünkü…
Bu yazıda Soner’e övgü düzdüğüm falan yok…
Ama…
Hakkını teslim etmezsem kendime olan saygımı kaybederdim…
Yılmaz Özdil’in Ak Parti’ye oy
veren milyonları “hakir gören” dilini nasıl
eleştiriyorsam…
Soner Yalçın’ın; bütün siyasi parti ve kimlikleri
sadece eleştiren…
Ama..
Bunu yaparken onlara oy veren milyonlarca yurttaşı
aşağılamayan dilini takdir etmek vicdani vazifemdir…