İki yüzlülük almış başını gidiyor
medyamızda...
İtin önüne ot, atın önüne et koyuyor
medyamız...
Bir taraf "modernliği" almış tekeline...
Diğer taraf "dindarlığı"...
"Dindarım" diyen "sekulerim"
diyeni, sekuler olan ise
"dindarım" diyeni hoş göremiyor...
Şimdi iki tarafa da soruyorum:
“Dindar cumhurbaşkanı istiyoruz” diyerek daha
önceki 10 cumhurbaşkanının “dinsiz” olduğunu ima
eden Bülent Arınç ile;
“Modern aile” olmanın ölçüsünü, “liseli
kızının hamile kalmasına, erkek çocuğunun eşcinsel olup bir erkek
arkadaşıyla evlenmesine hoşgörülü olmak” olarak tanımlayan
Yılmaz Özdil arasında ne fark var Allah
aşkınıza?..
Dün Yılmaz Özdil'in "Modern
Aile"ye örnek verdiği Amerikan Modern
ailesindeki "hoşgörü" ortamını övdüğünden
hareketle "yanlış" yaptığını yazdım ya;
kıyametler koptu...
Kırıcı olmayan
nazik eleştirler
beş ise küfür ve
hakeret içerenler onbeşti...
Ne yapmıştım ben?..
Özdil'in "modernliği", 15 yaşında bir
kızın hamile kalması, erkek erkeğe
evliliklerin "modernlik" ölçüsü olarak
göstermesini eleştirmiştim...
Peki...
Sibel Üresin'in "bekâr iki erkeğin bir
arada kalması bile zinadır" deyişine neden kızdınız o
halde?..
Kabul...
Saçmaladı...
Ama...
Üresin "iki erkeğin birbirleriyle
evlenmeleri ve cinsel ilişkide bulunmalarını hoş görenler
dinsizdir" demedi ki...
Yani, bir sosyal davranışı sadece "bir kesim" için
"suç ve günah" olarak tanımlamadı ki...
Sosyal davranışların tanımlanmasında Yılmaz Özdil
gibi düşünen Vildan
Yirmibeşoğlu, Üresin'in söylemine karşı çıkarken,
Üresin'in "bekâr iki erkeğin bir
arada kalması bile
zinadır" deyişinin "insan hakları
ihlali" olduğunu söyledi...
İyi ama bu ülkede, burasının Amerika
olmadığını, onların yaşam tarzlarına uymak zorunda
olmadıklarını söyleyecek on milyonlarca insan
yaşıyor...
Benim anlayamadığım işte burası...
Amerikan tarzı hayata övgü düzenler
alkışlanıyor;
Kuran'a uygun bir hayat tarzı yaşamak isteyenler
"gerici, yobaz" diye aşağılanıyor...
Demek istediğim şu:
Eğer Üresin "iki erkeğin
birbirleriyle evlenmeleri ve cinsel ilişkide bulunmalarını hoş
görenler dinsizdir"
deseydi, Özdil için yaptığım
eleştirileri ona da yöneltirdim...
Anlatmak istediğim ama (galiba) ifade yeteneğim
kıt olduğu için anlatamadığım işte burası...
Bir sosyal davranışa hoşgörü göstermekle; "dindar"
olmasa da Amerikan veya Batılı
yaşam tarzını benmsemediği halde kendini "modern"
olarak tanımlayan insanları "modernlik"
dışına itmek aynı şey değildir.
Çevremde modern bir aile olduklarına inandığım ve hatta bundan
kıvanç duyduklarından emin olduğum o kadar çok aile var
ki...
Ama...
Aynı aileler bazı sosyal davranışları kabullenmekte Yılmaz
Özdil kadar hoşgörülü değiller...
Meselâ, oğlunun cinselliğini bir erkek arkadaşıyla
yaşayacak olmasını düşünseler, aynı anda baygınlık
geçirecek olanlar var aralarında...
Ya da
kızlarının daha henüz on beş yaşındayken gelip, "sevdiğim
çocuktan hamile kaldım" demesini ellerini birbirine
şaplatıp, "yaşasın kızımız hamileymiş" diye
şarkılar söyleyerek karşılayamayacak kadar
"tutucu(!) modern"ler
var...
Ancak...
Aynı aileler o sosyal davranışları hoş karşılayanlara karşı asla
alerji duymuyorlar...
Sorsanız; "her koyun kendi bacağından asılır"
diyeceklerdir...
Amaaaaaa...
Erkek çocuklarının eşcinselliğine, kızlarının on beş yaşında hamile
kalmasına gösterdikleri hoşgörüye gerekçe
olarak "Biz çok modern bir aileyiz; Obama ve
Romney de bizim
gibiler" dedikleriı anda her
şey değişir...
Şunu merak ediyorum...
Amerikan televizyonlarından birinde oynayan ve
Müslüman'ların Kutsal Kitabı
Kuran'da "lânetlenen" Hz. Lut Kavmi tarzı
yaşamı hoşgörenler, aynı şeyi kendi kızları veya erkek çocukları
yaşasaydı da o filmdeki 65'lik baba kadar hoşgörülü
olabilirler miydi?..
"Evet olabiliriz" diyorlarsa buyursun olsunlar,
bana ne...
Ama onlardan ricam şu:
"Modern olmayı" tekelllerine almasınlar...
Benim muhalefetim o tarz bir sosyal yaşamın
"modernlik" olarak tanıtılması ve benim gibi
düşünenlerin "modernlilkten uzak"
gösterilmeleri...
Sayın Gül'den önceki cumhurbaşkanlarımız için
"dinsiz" iması yapan Bülent
Arınç'laşmaları...
Bilmem anlatabildim mi?..
adnanberkokan@gmail.com