Saykoya bağladık!

Saykoya bağladık!

Nuran Yıldız nuran@nuranyildiz.com

Erdoğan'la başladı. Arınç-Gökçek'le zirve yaptı. Davutoğlu nokta koydu. Yan rollerde Kılıçdaroğlu ve Demirtaş vardı.

Böyle yazınca. Durum normal görünüyor. Yakından bakarsanız. Durum tuhaf ötesi.

"Çözüm sürecine katılmıyorum, hiç de haberim yok" diyen Cumhurbaşkanı, herhangi bir cumhurbaşkanı değil.

Türkiye tarihinde olmazları olur yapan, çözüm sürecini de ortaya atan kişi.

"Haber vermediler" dediği Hükümet ise. Başbakan dahil, hepsi Cumhurbaşkanının has adamı. Çözümden sorumlu bakan en has olanı.

"Paralelci" diyen Gökçek, herhangi bir yerin değil, başkentin başkanı. Onun "paralelcilikle" suçladığı Arınç, Başbakan yardımcısı! Üstelik zaman, paralelciliğin büyük suç olduğu zaman.

Gökçek'in başkenti parsel parsel sattığını söyleyen kişi, ülkedeki her tür haksız hukuksuz işle mücadele görevi olan Başbakan yardımcısı.

Kılıçdaroğlu, Hükümeti sarsması gereken muhalefetin lideri. Hükümet ilk kez deprem yaşıyor, depreme Kılıçdaroğlu'nun uzaktan yakından dahli yok. Depremin sorumlusu, iktidarın kendisi! Muhalefeti sıfır etki noktasına itercesine hem de.

Demirtaş'a gelince. Düne kadar terör örgütüne sözcülük yapardı, şimdilerde milli kahramanlık yolunda hızla ilerliyor.

Bu krizde Erdoğan'ı en çok eleştiren gazeteci Abdülkadir Selvi, mesleğini Erdoğan'a adamış biri halbuki.

Ülke böyleyken. Televizyon haberlerimizin baş konusu, yürüyen merdivenlerde bile yürüyemeyen muhalefet milletvekilleri!

Hep birlikte saykoya bağlamış bulunuyoruz. Haydi hayırlısı!

BİZİM DİZİ OSCAR'LARIMIZ

Arkadaşlarla toplandık. Fox Tv'de "Aşk Yeniden"i izledik.

Dizi süresince kimse yerinden kalkmadı. Susuzluktan ölen olacaktı, reklam arasına kadar kimse mutfağa gitmedi. Heyecandan değil, sahne kaçmasın diye.

Bir kısmımız Özge Özpirinçi'yi, diğer kısmımız Buğra Gülsoy'u tuttu. Zaten onların da kimyası birbirini tutmuştu.

"Aşk Yeniden"in romantizmi ülkedeki karabasan durumlara tercih edildi.

Dizi bitti. Her birimiz derin bir iç geçirdikten sonra. Kendi dizi Oscar'larımızı dağıtmaya karar verdik. Liste şöyle;

"En iyi dizi" kategorisinde ödülü romantiklere verdik: "Aşk Yeniden" ve çirkinlerin oynadığı güzel dizi "Poyraz Karayel."

"En iyi kadın oyuncu" ödülü Özge Özpirinççi'ye gitti. Öyle içten oynuyor ki hak ediyor.

"En iyi erkek oyuncu" ödülü Poyraz'a, İlker Kaleli'ye gitti.

"En iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülü, "Güllerin Savaşı"nda Cihan'ı oynayan Sercan Badur'un oldu.

"En iyi yardımcı kadın oyuncu" ödülünü, "Aşk Yeniden"in Yadigâr'ı Nazlı Tosunoğlu aldı.

"En iyi çocuk oyuncu" ödülünü, tüm çocuk oyuncuları açık ara geride bırakan "Poyraz Karayel"in Sinan'ı Ataberk Mutlu'ya verdik.

"En iyi dizi müziği" ödülünü ise tüm kalbimizle "Şeref Meselesi"ne sunduk.

TÜM HİKAYE YAĞ DOKUSU

Geçen hafta. İki futbolcu sahada forma üslerini çıkarıp koştular.

Biri GS'dan Burak Yılmaz'dı. Gol sevincini soyunuk koşarak kutladı.

Diğeri FB'den Emenike'ydi. Kızgınlığını soyunuk koşarak gösterdi.

Erkekler her durumda soyunuyor. İzleyenler de tempo tutuyor.

Bu durum bir kadının başına gelse. Sonu kesin ahlak masasında biter.

Ahlakla, kadınların göğüslerindeki yağ dokusu arasında bir ilişki var ama tam çıkaramadım.

AKLIMDA KALAN

Ömer Toprak'tan adamlık dersi: Bayern Leverkusenli Ömer Toprak milli takım çağrısını geri çevirdi. "Gökhan Töre varsa ben yokum" dedi ve ekledi: "Bir şey olmamış gibi davranılmaz!" Çünkü Gökhan Töre milli takım odasını silahla basmıştı! Bir şey olmamış gibi milli takıma devam etmişti. Ömer bir sözle, unuttuğumuz ne varsa hatırlatıverdi. Adamlığını profesyonellik uğruna feda etmedi. İlkelerini, gururunu çiğnetmedi. Şimdi. Bu delikanlı Futbol Federasyonu'ndan ceza yiyecek. Alkışı kime, cezayı kime vereceğini bilemeyen bir tuhaf ülkeyiz.