Salih Tuna nasıl olur da tufaya gelir anlayamadım...

Salih Tuna nasıl olur da tufaya gelir anlayamadım...

Adnan Berk Okan adnanberkokan@gmail.com

"Bunları da yaz!"

Bu kadar başarılı bir Başbakan ve hükümetinin neden bazı anlamsız ve kamuoyu vicdanını yaralayan işlere kalkıştığını hiç aklım almıyor.
Bunlardan biri Sabah & atv & Takvim gazetelerinin satın alımı...
Dolambaçlı yollara hiç gerek yoktu.
Kamu malına zarar verdiği aşikar bir yönteme asla baş vurulmamalıydı.
Sabah & atv & Takvim'in satın alımına ilişkin ilk eleştiriyi benim yaptığımı hatırlayacaksınız.
Tapelerdeki o çirkin, küfürlü ama "satın almazsak başbakanı kızdırırız aabi" mealindeki konuşmalar da bana dinletildiği halde tek bir cümlesini bile köşeme taşımadım.
Ona rağmen Sabah & atv & Takvim gurubundan beni aradılar.
Salih Tuna'nın bugünkü Yeni Şafak'ta ileri sürdüğü iddiaları aynen aktardılar.
Yani...
"Bunları da yaz!" demeye getirdiler emreder gibi...
Tabii ki yemedim...
Baskı bile yaptılar...
"Tekzip gönderin yayımlayayım" dedim...
Ancak tekziple birlikte tapelerde yer alan konuşmaları da yayımlayacağımı hatırlattım...
Tekzip göndermediler...
Amaç yalanlarına beni de alet etmekti...
Alet olmadım...

Hatta...

Salih
'in yazısında yer vermediği bir de bilgi aktardılar...
Ki araştırınca...
Bana anlatılanların hiçbirinin doğru oladığını, Sabah & atv & Takvim'in (Ne yazık ki) Başbakan Erdoğan'ın son 11 yıllık başarılarını gölgeleyen ve hem de ihtiyacı da olmayan bir yöntemle satıldığını kamuoyunun gözünden saklamak amacı taşıdığını anladım.
Bana "Doğru Haber" diye aktarılanları ciddiye almadım...
Salih'in makalesinde yer almayan haber ne mi idi?..
Söyleyeyim:
Cemaat ya da Hizmet (Her neyse) Sabah & atv & Takvim'den oluşan gurubun başına Ergun Babahan'ı getirecekti...
Yani...
Galatasaray'ın kazandığı şampiyonluk kupası için attığı olay tivitle hem Gülen'i ve hem de müritlerini çileden çıkaran ve Star'dan kovdurulan Ergun Babahan'ı getireceklerdi...
Salih Tuna da benim gibi o bilgiye(!) inanmamış olmalı ki yazısında yer vermiyordu...
Salih'in diğer iddiaları ise bana anlatılanlarla aynı...

Şimdi...

Tabloyu çevirip bir başka sanal pencere açayım izninizle...
Bir an için Salih'e ve bana aktarılanların "palavra" değil de "doğru" olduğunu varsayayım...
Peki...
Bütün o palavralar; Sabah & atv & Takvim'in yeni satın alımında kullanılan yöntemin ahlâk ve yasa dışı olduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı?..
Hâsılı...
İslamcı İktidar medyasının en güvenilir, en yüce vicdanlı yazarlarından biri olduğunu düşündüğüm Salih Tuna'nın böylesine maniple bir haberi yayımlayıp yorum yapmasına bir anlam veremedim...
Hele Sabah & atv & Takvim'den oluşan guruba mahkeme kararıyla el konulunca yönetimin Cemaat'e bırakılacağı iddiasına nasıl inandığını hiç aklım almadı...
Keşke o işin nasıl yapılacağını da anlatsaydı...
Olur a...
O konuları çok iyi bilen biri olarak beni de ikna ederdi...

Ha...

Derseniz ki; "Sabah & atv & Takvim'e Doğan Gurubu + Cemaat ortaklığında nasıl el konulacağına ikna olsaydın; yeni ortakların satın alımda kullandığı yönemin temiz olduğuna da ikna olacak mıydın?"
Hayır...
Asla ikna olmayacaktım...
Çalık, Sabah & atv & Takvim gurubunu o günlerde yapılan bütün karalamalara rağmen ne kadar "dürüst ve anasının ak sütü gibi helâli"nden aldıysa...
Ve...
Öyle olduğuna inandığımı ama aynı zamanda asıl kandırılanın TMSF değil Ahmet Çalık olduğuna dikkat çektiysem...
Bugün de şöyle diyorum:
Sabah & atv & Takvim gurubunun Çalık'tan alımında kullanılan yöntem ahlaki olmadığı gibi yasal da değildir.
Gurubun yeni sahiplerinin bir şey kaybedip kaybetmediklerine gelince....
Ortada kaybeden tek bir kurum var: DEVLET...
Yani; MİLLET...

Kalan herkes kazandı...