Şakir Süter son nefesinde Süleyman Soylu'dan ne istedi?

Şakir Süter son nefesinde Süleyman Soylu'dan ne istedi?

Hadi Özışık hadi.ozisik@internethaber.com

Mehmet Ağar'la ilgili herkes bir şeyler söyleyebilir... 

Ama hiç kimse, onun adamlığına, vefalı kişiliğine, dostluğuna, kadirşinaslığına toz konduramaz... Mehmet Ağar'ı Mehmet Ağar yapan kinden, kibirden uzak kişiliğidir... 

Süleyman Soylu bakan oldu diye, onunla yol arkadaşlığı yapan eski tayfalar saçını başını yolarken, Mehmet Ağar kıskançlıktan, hasetten uzak asil bir davranış sergiledi. Soylu'nun başarısıyla gurur duydu. 

"Baba dostu"dur Ağar... 

Süleyman Soylu bakan olunca, hemen aradı, tebrik etti, başarı diledi.. Bununla da kalmadı, elinde çikolatasıyla, (hediyesiyle) Çalışma Bakanlığı'nın yolunu tuttu, "hayırlı olsun"a gitti.

Ağar'ın hakkını teslim edelim etmesine de... 

Ben diyorum ki... 

Süleyman Soylu ektiğini biçiyor... 

Ben diyorum ki... 

Süleyman Soylu ettiğinin karşılığını buluyor... 

Sevindirdiği, yüzünü güldürdüğü insanların duasıyla yol alıyor çünkü.

Ha bir de çalışkanlığı var tabii...

Süleyman Soylu için bir yazımda, "Allah bana da onun gerçek dostluğunu nasip etsin" demiştim. 

Rahmetli Şakir Abi'ye (Süter) son nefesine kadar yaptığı dostluğa şahit olmuştum çünkü. Başakşehir'den Kozyatağı'na hergün gel git yaptı Soylu... Son nefesine kadar ayrılmadı başından. 

 Şakir Abi ağırlaşmıştı artık, birlikte ziyarete gittik. Konuşacak dermanı kalmamıştı, "Gel" işareti yaptı... kulağına bir şeyler fısıldadı... 

Dışarı çıktık, "Aga ben üç beş gün yokum" dedi.

Şakir Abi, Umre'ye gitmesini istemiş.. 

"Git bana dua et" demiş! 

Şakir Abi, son isteği yerine getirildiği gün, aramızdan ayrıldı. 

Güzel bir dostluk örneği ile uğurlandı...

İşte bu yüzden Süleyman Soylu ettiğinin karşılığını buluyor diyorum.

Haksızsam söyleyin!

Hiçbir şeyin değiştiremediği gerçek bir dost. 

Siz olsanız böyle bir adamı, karşılıksız, çıkarsız sevmez misiniz?

Ben sevdim, gerçek bir dost olduğu için sevmeye devam ediyorum. 

Hadi bakalım, gerçek hayatında bir baltaya sap olamayan sanal kabadayılar, klavyenin tuşları sizi bekliyor.

Parmaklarınızı konuşturma vaktidir....