Referandum tartışmalarının yoğunlaştığı günlerde üzücü birçok
hadise oldu. En barizi ise A&G araştırma şirketinin sahibi Adil
Gür’ün tutumuydu. Adil Gür’ün -belki de istemeyerek- aldığı
pozisyon beni ciddi şekilde üzdü.
"İstemeyerek" diyorum, çünkü Adil Gür’ün son birkaç
yıldaki serüvenine yakından şahit olanlardan biriyim. İşte tam da
bu nedenle referandum öncesinde yerleştiği pozisyona çok
şaşırdım.
Adil Gür, malum, bir önceki seçimin sonuçlarını neredeyse tamı
tamına bilen anketçi olarak ün yaptı. Medya Adil Gür’ün araştırma
sonuçlarını yayınlarken ‘bir önceki seçimi tam bilen anketçi’
nitelemesini o kadar çok yineledi ki...
Adil Gür, Tarhan Erdem’in yanında yetişmiş bir anketçidir.
Kendisine ticari başarı çıtası olarak da Tarhan Erdem’in
Konda araştırma şirketinin başarısını seçmiştir. Bu hedefini
büyük ölçüde yakaladı da. Ama Adil Gür başarı yolunda ilerlerken,
ilginç bir değişime de uğradı. Adil Gür objektif tahminlerden
ziyade, siyasi bir pozisyonun motivasyon sorumlusuna
dönüşüverdi.
Gür'ün Referandum sürecindeki performansı bu yanıyla sizin de
dikkatinizi çekmiş olmalı. Anket sonuçlarını açıklarken tahminler
değil, temenniler öne çıkıp durdu.
"Referandum ortada", "Büyük ihtimalle hayır çıkacak",
"Kılıçdaroğlu bir harika" gibi yorumlar, Adil gür'ün prestijini
"hayır" kampanyasıyla birlikte sandığa gömdü.
Peki Adil Gür'e bu hatayı yaptıran ne oldu?
Kısa ve net bir cevabı var bu sorunun: Ekmek
parası.
Adil Gür, bildiğim kadarıyla,imam hatip mezunu. AK Parti
tabanına, camiasına uzak olmayan bir geçmişe sahip. Fakat
şirketinin ayakta kalması için Doğan Grubu ile bir
işbirliğine girdi. Bu da onu muhalif çizgiye itti.
Gür'ü Doğan Grubuyla işbirliğine itense, ciddi çaba sarf
etmesine rağmen AK Parti çevrelerinde bir türlü kabul görmemesi
oldu.
Adil Gür AK Parti’ye yakın medyayla çalışmak, ticari
ilişki geliştirmek için gerçekten çok uğraştı. Pek çok kapıyı
aşındırdı. Büyük paralar peşinde olmadığını, sadece şirketini
ayakta tutmak istediğini, bunun da medyada bir partnerle mümkün
olacağını anlatmaya çalıştı. Fakat hak ettiği
ilgiyi, desteği görmedi. Sonunda, istemeye istemeye Doğan Grubunun
yolunu tuttu.
Mecbur kaldığı işbirliğinin onu mecbur ettiği muhalif çizgi,
Adil Gür'ü bu referandumun en bariz mağlubu yaptı.
Umarım Adil Gür bu mağlubiyetten gereken dersi çıkartır. En kısa
zamanda kendisini toparlar. Çünkü kişisel kalitesi ve normal
koşullarda işinde gösterdiği titizlik onun bu sektörde en iyi
yerlerde olmasını gerektiriyor.