Rahmi Turan, benim de içinde olduğum bir grup
gazeteciye "Üçüncü sınıf
gazeteci" sıfatını yakıştırmış!
Niye?
Bizim kendisine kinimiz varmış!
Diğer meslektaşlarımı bilmem ama benim kendisine karşı herhangi
bir kinim veya hasetim yok. Ama ne yalan söyleyeyim, Behiç
Kılıç öldükten sonra kendisine vefasızlığından ötürü
kızgınım.
O kadar gazete çıkardığını yazmış Rahmi Turan, sanki
tek başına yapmış bu işleri yanında biz yokmuş gibi... Behiç
Kılıç'ın payı yokmuş gibi. O Behiç Kılıç ki, Rahmi
Turan'ın kızını Adnan Oktar'ın elinden kurtaran
biriydi... Rahmi Turan'ı aradığımda, "Aaaa, vah
vah vah..." deyip, Behiç Kılıç'ın cenazesine
katılmak bir yana, Feyman yengeyi aramadı, baş sağlığı
dileğinde bulunmadı...
Benim varsa bir kinim, bir hasetim veya kızgınlığım sebebi
budur!
"Sakallı bebek" meselesine gelince...
Tan gazetesinin genel yayın yönetmeni
olarak Tevfik Yener'i işaret ediyor Rahmi
Turan... Doğru, doğru da senin bizim haberlerimize takla
attırıp, bir çok masum insanın hayatını kararttığını nereye
koyacağız Rahmi Bey? Biz seni biliriz, yaptığın
gazeteciliği biliriz.... O kadar gazete çıkardığını rakamlarla
başarılı olduğunu söylüyorsun, nerede o gazeteler ve sen şimdi
neredesin? Hürriyet gazetesinde yaptığın kirli
gazetecilikten ötürü bir sene bile kalamadın, senin gazeteciliğine
alışık olmayan gazetecilerin tamamı Hürriyet'ten
ayrıldı...
Bunlar da önemli değil...
Velev ki çok güzel şeyler yaptın...
Velev ki müthiş gazetecisin...
Velev ki ödülleri silip süpüren bir
gazetecisin...
Bugüne baktığımızda geçmişte yaptıklarının bir anlamı kalıyor
mu? Bugüne baktığımızda bir yazıda üç yalanı birden yazman
geçmişteki başarıların ne olursa olsun, üstünü kapatmıyor
mu?
Rahmi Turan 84 yaşında...
"Tokmak" köşesinde her gün açlıktan,
sefaletten, hastane kuyruklarından söz eder
durur... Londra'da tedavi görüyor, Allah şifa versin.
Ve Allah gecinden versin, hak vaki olursa, biz ne diyeceğiz
arkasından...
"Nasıl bilirdiniz?" diyecekler Rahmi
Bey!
Biz ne diyeceğiz, bize bir akıl ver bize!
"İyi bilirdik" diyebilecek miyiz?
Biz üçüncü sınıf gazeteciymişiz!
Vallahi Rahmi Turan, senin gibi yalancı bir gazeteci
olmaktansa üçüncü sınıf gazeteci olmaya
razıyım...
Bu ne yüzsüzlük yahu!
Ömrünün son günlerinde gazeteciliğin ırzına geçen sen,
sonra da utanmadan, sıkılmadan karşımıza çıkıp, arz-ı endam eyleyen
yine sen...
Yaptığın rezillik 10 gündür konuşuluyor.
Özür diledin...
Teşekkürü de kaptın...
Şimdi yapman gereken tek şey var...
Çekip gitmek...
Not: Sakallı bebek haberinden sıyırılan
Rahmi Turan'ın kirli gazeteciliğini buraya listelersem hem vallahi
hem billahi sayfalar yetmez... Nazmiye Demirel'e attığı o alçak
iftirayı hiç konuşmuyoruz...