Pornografik terör, siyaseti yok ederken…

Pornografik terör, siyaseti yok ederken…

Levent Gültekin acikcenk@gmail.com

MHP’ye yönelik kaset operasyonuyla ilgili, medyada ilginç bir tepkisizlik hakim. Birçok köşe yazarı MHP’ye yapılan kasetle şantajın vahametini es geçmiş ya da  konuyu, muhtemel sonuçları göz ardı eden bir tutumla ele almışlar.

Sanırım meselenin mağdurunun MHP olması medyanın bu yüzeysel tutumunda belirgin bir faktör.

BDP’nin milliyetçiliğine gösterilen sempati, hoşgörü, şefkat bugünlerde bir diğer milliyetçi akım olan MHP’den esirgeniyor. Medya AK Parti’yi de seçim öncesi milliyetçi bir çizgiye kaymakla suçlarken, diğer taraftan BDP’nin milliyetçi söylemine prim veriyor.

Asıl mesele bu değil. MHP’ye yapılan kaset operasyonuna dönelim.

Siyasetin kasetle dizayn edilme çabası, tarafgir tutumlara veyahut ideolojik yakınlığa göre ele alınacak türden bir mesele değildir. Belli ki medya kaset olaylarındaki tehlikenin farkında değil.

Türk medyası işin magazin boyutunu derhal bir kenara bırakmak zorunda.

Bugün bu tür operasyonlarla MHP’ye üstünlük sağlayanların, yarın bir başka parti, kurum, şirket ya da kişiye karşı aynı taktiği uygulamayacaklarını düşünmek akıllıca olur mu?

Mesela hükümete, bir bakana, generale, işadamına yapılabilecek bu tür tehditlerle Türkiye’nin nasıl bir psikolojik dengesizliğe sürükleneceğini ve karanlık,  korku, paranoya çemberine sıkışabileceğini hesaba katmamız gerekmiyor mu? Bu işe soyunan çetenin bir ahlakı olabileceğine ve kendilerine bazı sınırlamalar getireceklerine mi inanıyoruz?

Diğer taraftan dikkatimi çeken başka bir husus şu: Siyasetin mühendisliğini silahlı kuvvetler yapınca ortalığı ayağa kaldıran gazeteciler, niçin kaset şantajıyla yapılan mühendisliğe aynı hassasiyeti göstermiyorlar?

Her iki durumda da usulsüz müdahale söz konusu değil mi? Korkutmaya, bastırmaya, imhaya hangi kanaldan gelirse gelsin, itiraz etmek gerekmez mi?  Siyasete yönelik askerî müdahalelere tahammül edemiyoruz da, organize başka bir odağın yaptığı pornografik saldırılara neden ses çıkarmıyoruz?

İnsanların mahremiyetine yönelik teröristçe saldırıyı kınamak, zinayı savunmak gibi gösteriliyor. Hiç değil.

Kabahatini gizli tutmaya çalışan kişileri tüm dünyanın gözü önünde afişe etmek hiçbir ahlaka, vicdana, öğretiye, dine, kültüre, delikanlılığa sığmaz. Bu tavrın kendisi bizatihi gayri ahlakidir.

Görünen o ki bu kaset olayı MHP meselesi olmaktan da çıktı. Hızlıca Türkiye meselesi halini almaya başladı. Medya ‘nasıl olsa zarar gören Türk milliyetçiler’ demeden konu BDP olduğunda gösterdiği yekvücut tavrı burada da göstermeli. Çünkü bu tür şantaja dayalı operasyonlar siyaset kurumunun sonunu da getirecektir.

“Bazı partileri yok edemiyoruz bari siyasi arenayı ortadan kaldıralım” mı diyeceğiz?

Çok tehlikeli bir durumla karşı karşıyayız. Pornografik terör, siyaseti yok oluşa sürüklüyor.