İsrail, talep ettiğimiz özrü 3 yıl sonra nihayet diledi. Özür
özellikle de AK Partililer arasında büyük sevince neden oldu.
En çok sevinenlerden biri de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.
Kuşkusuz hükümet açısından ortada siyaseten bir ‘başarı’ var.
Çünkü ileri sürdükleri şartlarda direttiler ve aldılar.
“İsrail, İran için Türkiye’den özür diledi”
türü komplo teorilerini mantıklı bulanlardan değilim.
Kaldı ki AK Parti’nin öne sürülecek herhangi bir şarta
‘evet’ diyeceğini de düşünmüyorum.
Fakat mesele bu kadar sorunsuz ve tartışmadan uzak da değil.
Benim penceremden onur kırıcı bir tablo görünüyor.
Türkiye, 9 vatandaşımızı öldürdüğü için İsrail’e 3 şart
koşmuştu.
Özür dilenmesi, ailelere tazminat ödenmesi ve Gazze’ye uygulanan
ambargonun kaldırılmasıydı.
Görünen o ki özür ve tazminat tamam. Asıl önemli olan Gazze’ye
ambargo şartı ise karşılanmadı.
Özür diye bir şart sunmak başlı başına ayıp ve küçük düşürücü
bir durumdu. Hadi diyelim talep edildi ve aracılar sayesinde de
alındı. Sessizce karşılayıp daha fazla bir şey yapamamış
olmanın utancını yüzümüzde taşıyacağımıza, buradan bir
sevinç, bir mutluluk, bir paye çıkarmak kabul edin ki üçüncü dünya
ülkelerinin bile yapmayacağı bir davranıştır.
Siz daha önce hiç özür talep etmek diye bir şey duydunuz mu
Allah aşkına?
Kendisine yapılan bir yanlış, bir hakaret, can kaybına neden
olan bir saldırıda muhatabına ‘benden özür dilerse seni affederim’
diyen tek bir canlı türü gördünüz mü yeryüzünde?
Çünkü özür istenmez, özür dilesin diye “ilmek ilmek
çaba” gösterilmez. Özür dilenir.
Ahmet Davutoğlu “bu süreci ilmek ilmek
ördüğünü” söylüyor. Öyle büyük bir sevinç içerisindeki ne
dediğinin sanırım farkında bile değil.
Söyler misiniz bana Allah aşkına özür dileyen mi kabul görsün
diye bir çaba gösterir, süreci ilmek ilmek örer, yoksa özrü talep
eden mi?
Sadece özür de değil. Eğer doğruysa, İsrail tazminat olarak
yakınını kaybeden her aileye 100 bin dolar ödeyecekmiş.
Benim bildiğim tazminatın mantığı ödeyene bir ceza mahiyeti
taşımasıdır. Öyle değil mi?
100 bin doların cezalık bir değeri var mı?
Böyle bir parayı kabul etmek bize yakışır mı? Kendi
insanlarımızı değersizleştirdiğiniz için hicap duymayacak
mısınız?
Kaldı ki bizim adetlerimizde kan parası talep etmek ayıptır.
Canı satmak olarak algılanır.
Bu ülkede herhangi bir eve gidip böyle bir parayı
önerseniz kovarlar.
Davutoğlu bu kültürü nerede, ne zaman edindi, doğrusu çok merak
ediyorum.
Ahmet Davutoğlu’nun bu meseleyle alakalı açıklamasını
dinlediğimde böyle bir ülkenin vatandaşı olmaktan hicap duydum.
İsrail limanlarını bombalamış, 9 vatandaşımızın kanını yerde
bırakmamış muzaffer komutan edasında konuşuyordu.
Girdiği yarışı kazanmış bir çocuğun mutluluğu vardı yüzünde.
Onun yerine ben üzüldüm.
Çünkü İsrail karşısında hiç bu kadar küçülmüş, aşağılanmış,
değersiz hissetmemiştim.
Muhalefetin de kendisinden özür dilemesini isteyen Davutoğlu’nu
bilemem ama bizim ruhumuzdaki tahribat, yüzümüzdeki utanç,
itibarımızdaki leke hala duruyor.
Çünkü kendisine yapılan saldırıya cevap verememiş bir ülkenin
vatandaşlarıyız.
İsrail’in önemli gazetelerinden Haaretz bu haberi nasıl duyurdu
biliyor musunuz?
“Çıkarların, ego ve siyaset karşısındaki
zaferi.” Yani “çıkarlarımız için arkadaşların
egosunu tatmin ettik” diyorlar.
Peki çıkarları ne? İsrail Başbakanının “Niçin özür
diledik” başlıklı açıklamasına göre “Suriye’de
ortak hareket etmek.”
Evet, ne yazık ki Obama’nın zoruyla gelen özrün egomuzu tatmin
etmekten başka bir değeri yok
Bir çift sözüm de gönlünü Başbakan Erdoğan’a kaptırmış gazeteci,
yazar, akademisyen, kanaat önderlerine var.
Arkadaşlar, o kadar çok sevindiniz, heyecanlandınız ve
kendinizden geçtiniz ki İsrail’in dilediği özür sizin sayenizde
Türkiye için hakarete dönüştü.
“İsrail’e tarihinde ilk kez özür dilettik”
diyerek Türkiye’yi küçültüp İsrail’i yücelttiğinizin farkında bile
değilsiniz.
Evet, ilk kez özür dilettiniz, çünkü İsrail, tarihinde ilk kez
vatandaşlarımızı öldürdü.
9 vatandaşı öldürülmüş ama gerekli cevabı verememiş bir ülke
olmanın utancını nereye ve nasıl sakladınız? Doğrusu hayretler
içerisindeyim.
Bana göre bu özre gösterilen sevinçle, Pendik Spora 9-0 yenilmiş
bir Fenerbahçe’nin kendi sahasında Pendik’le berabere kalmasına
gösterilen sevinç arasında bir fark yok.
Böyle bir sonuca sevinen, gösteriler düzenleyen, buradan büyük
bir paye çıkaran takıma taraftar olmaktan utanç duymaz mısınız?
Farkında mısınız bir siz, bir İsrailli liberaller, bir
de İsrail’in Türkiye’deki dostları sevindi.
Neyse, lafı daha fazla uzatmadan geleyim İsrail’e yapacağım
teklife.
İşte İsrail’e teklifim:
900 bin doları kişisel olarak ben size ödeyeyim, özrünüzü de
alın ve işgal ettiğiniz topraklarımızdan gidin.