Özlem Gürses, Halk TV’de dünyada eşi benzeri görülmeyen bir gazetecilik başarısı sergilemiş gibi, bana Sedat Peker üzerinden cevap veriyor. Özlem’e göre, normal şartlarda benim bırakın sokağa çıkmaya, bakkaldan ekmek bile almamam gerekiyormuş.
Öyle bir anlatıyor ki, sanki açıkta olan bir tarafım görüntülenmiş. Sedat Peker’le ilgili ben mesleki bir hataya düştüğümü defalarca söyledim. Hırsızlık yapmadım, para tura içinde olmadım, akçeli işlerde adım geçmedi. Nargile içtim bir de Sedat Peker’le esas duruşta değil de, elim ensemde konuştum. İşte bu yüzden benim sokağa çıkmamam gerekiyormuş.
Ha bir de, MHP lideri Devlet Bahçeli’ye aşı yapan hemşireye iftira atmadım, adını Gülnaz Şırınga koymadım, ekranda Bahçeli’nin Gülnaz Şırınga’yı azarladığını söylemedim. Yani sosyal medyada atılan bir twiti ekranda okuyarak salaklık yapmadım. Dahası ve en önemlisi, öküzün trene baktığı gibi bakmadım!
Özlem çok fena incinmiş olmalı ki, ta Hatay’dan bana cevap yetiştirdi. Kendisini itibarsızlaştırdığımı söyledi. Bir de Halk TV’de canlı yayında yaptığı canlı yayın konusunda burada söylediklerime yalan dedi.
Neymiş efendim, Halk TV’den Hakan Çelenk kendisinden rica etmişte, o da telefonuyla o anda Youtube için canlı yayın yapmış. Hadi ben inanmış olayım, acaba Özlem’in bu söylediklerine özellikle televizyon gazeteciliği yapan meslektaşlarımız inanacak mı?
Yahu sen moderatörsün.
Ve cezaevinden çıkıp doğrudan senin yayınına katılan iki gazeteci var.
O sırada sen canlı yayındasın.
Canlı yayını bir başka canlı yayınla sunmak…
Bir başkası çekseydi ya…
O da olmadı, sabah akşam Halk TV’deki yayınları kesip biçen Hamdi Gürdal’dan rica etseydiniz. Halk TV’deki canlı yayını anında keser biçer, size teslim ederdi.
Özlem yalan diyor ama…
İçine fena dert olmuş…
Bu videoyu Hadi Özışık nasıl yayımladı.
Böyle bir videonun varlığından Hadi Özışık’a kim tüyo verdi.
4 kişilermiş ekranda…
Daha doğrusu 4 kişi biliyormuş bu videoyu…
O dört kişiden hangisinin kulağıma fısıldadığını merak ediyor Özlem.
Yani satışa geldiğini söylüyor.
Bak Özlemciğim, seni satan olmadı, etrafında düşman arama. Haklısın, şu sıralar herkesi düşman gibi görüyorsun, herkesin seni itibarsızlaştırmak için uğraş verdiğini sanıyorsun ama…
Halk TV’den seni satan olmadı.
4 kişi biliyordu diyor ya…
Yahu o geceyi…
Halk TV’deki paralel canlı yayını yaptığını 4 kişi değil, bütün Türkiye gördü o gece… Ben de ekran başındaydım, seni izledim.. Küfüre hakarete maruz kalmıştın bu yayından önce. Ben de seni itibarsızlaştırmak bir yana, senin hukukunu savundum. Sana yapılan küfüre, hakarete, savcıların takipsizlik vermesine tepki gösterdim. O yüzden Gülnaz Şıranga’dan sonra ikinci rezilliğini görmezden geldim.
Halk TV’den, sırf bu yüzden kovulmasaydın.
İnan o videoyu yine gündeme getirmeyecektim.
Ta o zaman uyarı aldığını, aldığınızı biliyorum.
Tayyip Erdoğan düşmanlığı sizin aklınızı başınızdan aldığı için, açtığınız youtube kanalında üç beş kişi alkış tutuyor diye, kendinizi dev aynasında gördünüz. Halk TV’nin sahibi dil döktü, defalarca “yapmayın” dedi. Siz ne yaptınız, Halk TV’nin telifli konuklarını alıp kendi kanallarınızda konuşturdunuz. “Ben” oldunuz, aynaya bakarken kendi kendinizi alkışladınız. E patron da bütün uyarılara rağmen, aklınızı başınıza getirmek için, size yol verdi.
Özlem Gürses’e kötü bir söz söylemedim, yaptığının karşılığını bulduğunu söyledim. Çıktı arşiv karıştırdı. Sedat Peker’le aklınca bana vurmaya çalıştı. Ben hata yaptığımı söyledim, bir mafya lideriyle mesafemi korumam gerektiğini söyledim. Yani kendimle yüzleştim, bol bol da hem burada, hem de sizden dayak yedim. Gizli çekilen bir kayıt üzerinden sabahtan akşama kadar tepindiniz.
Susalım, yok olalım istediniz.
Meydan size kalsın istediniz.
Sürekli aynı şeyi tekrarlıyorsunuz ya, “bir başkası olsa sokağa
çıkmaz diye…” Aslında tam da istediğiniz buydu. Ben yaklaşık
bir ay ekranlara çıkmadım, kendi youtube kanalımda yayın yapmadım.
Sizi izledim, bir de baktım ki ohooo hepiniz kanka olmuşsunuz Sedat
Peker’le… Sedat Peker yayında olduğunuz dakikalarda sizlere
methiyeler dizerken, hepiniz pek mutlu oldunuz, gülücükler
saçtınız. Beni eleştirdiniz, “bir gazeteci bir mafya lideriyle bu
kadar samimi olmamalı” dediniz, hepsini yapıcı eleştirilerinizle
alıp başıma koydum. Ama siz adamla kanka oldunuz, methiyeler
dizdiniz, en yakın arkadaşlarınız Sedat Peker’e kuryelik yapmaya
başladı. Böyyük yazarlarınız o kadar methiye dizdi ki, Sedat Peker
“senin adını oğluma vereceğim” diye yemin etti.
Sizin bu halinizi gördüm ve konuşmaya, yazmaya, anlatmaya başladım. Meydanı ne sana, ne de senin ağababalarına bırakmadım. Ekrandaki rezilliğinizi, pespayeliğinizi bir bir ortaya döktüm.
Ahlak ve ilkeden söz eden Özlem Gürses, iki eleştiri yaptım diye, benim arkadaşım olmasına rağmen, çocuk gibi küstü. Yetmedi, ortak arkadaşlarımıza telefon açıp, “Ya Hadi, ya ben” dedi ve her defasında ağzının payını aldı. Yahu senin benimle meselen varsa, bir başkasına niye çıkıntılık yaparsın? Benimle konuşuyor diye yıllardır arkadaşlık yaptığın kişilerden niye küsersin?
İkide bir karşıma Sedat Peker’le gizli çekilen videomu çıkarıyorsunuz. Şaşırmıyorum vallahi, çünkü sığınacak başka bir dalınız yok. Çünkü paçalarıma sıçratacak başka bir çamurunuz yok. Yaşanan onca şeyden sonra, akçeli işlerde adımı bulamıyorsunuz ve haliyle Sedat Peker’in o videosuyla teselli buluyorsunuz.
Ha bir de nargile üfürmeler diye laf çakıyorsunuz.
Öyle bir anlatıyorlar ki…
Sanki ben zina yapmışım.
Sanki açıkta kalan bir tarafımı kameraya almışlar.
Bak Özlem…
Sedat geldi geçti…
Ama… Gülnaz artık senin adın oldu, Şırınga da ikinci soyadın. Sen ne yaparsan yap, ne konuşursan konuş, alnındaki o lekeyi silemezsin. Geçen yayında bu ismini bir süre askıya alacağımı söylemiştim, ı ıh… vazgeçtim sevgili Gülnaz Özlem Gürses Şırınga kardeşim.
Uzatmayayım!
Gerisini aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.