Sevgili Abdülkadir Selvi...
Şu kadar yıllık gazetecisiniz…
Sanırım Turgut Özal merhumun
başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde de
gazeteciydiniz…
Ve…
Hem de Ankara gazetecisisi…
Buna rağmen gazeteciliğe başlamadan önceki siyasi tarihi
doğru bilmiyorsunuz...
Çünkü...
Dünkü yazınızın bir yerinde şöyle diyorsunuz:
27 Mayıs'tan sonra
DP'nin devamı olan AP iktidara geldi. Ama darbecilerden hesap
soramadı. 'Demokratlara af'fı bile parlamentodan geçirecek cesareti
bulamadığı için AP parçalandı. İçinden Demokratik Parti çıktı.
Pes
yani Abdülkadir Bey…
Keşke Özal’a sorsaydınız
zamanında…
Haydi o merhuma bugün ulaşma imkânınız yok…
Ama keşke klavyenin başına geçmeden önce Süleyman
Demirel’e bir telefonla bile olsa sorsaydınız…
Neyi mi?..
Demokratik Parti’nin neden
kurulduğunu…
Adalet Partisi'nin niçin
parçalandığını...
Ve...
“41’ler Olayı”nın arka planını…
Yani…
Demirel Hükümeti’nin 1970
Bütçesinde kendi 41 milletvekilinin de
oylarıyla nasıl düşürüldüğünü…
Ve sonra yine aynı Hükümet’in (AP Hükümeti,
başbakan yine Demirel), aynı milletvekillerinin de verdikleri
güvenoyları ile yeniden kurulduğunu dinleseydiniz Süleyman
Bey’den…
Kendi partilisi 41 milletvekilinin niçin Hükümeti düşürdüklerini,
sonradan niçin güvenoyu verdiklerini...
O sırada kendisiyle hangi pazarlıkların ve kimler adına yapıldığını
öğreniverseydiniz keşke...
Madem sormadınız ben
anlatayım...
27 Mayıs mağdurlarının (Ki mağdur
olarak görünen tek kişi vardı, o da devrik Cumhurbaşkanı Celal
Bayar’dı ve her sene kışın komünizmin geleceğini açıklayacak kadar
uçmuştu rahmetli) affedilmemesi; o günlerde
Demirel'i Adnan Menderes merhuma
ve kurucusu olduğu DP'ye gönül vermiş milyonların
gözünde itibarsızlaştırmaktı...
Yani esk, DP'lilerin affedilmemeleri işin
zarfıydı...
Peki, mazrufta ne vardı?..
Yani; 41 AP’li milletvekilinin kendi
hükümetlerini yıkmalarının asıl sebebi neydi?..
Onu da söyleyeyim:
Meclis’te AP’li
milletvekillerinin oylarıyla kabul edilen “Finansman
Kanunu” ile Başbakan Demirel’in,
“Konvertibiliteye (Liberal ekonomiye)
geçiş çalışmaları” için dönemin
DPT (Devlet Planlama Teşkilâtı) Müsteşarı
Turgut Özal’a verdiği talimat vardı…
Yani…
Bugün çok kavga ettiğiniz “Büyük Sermaye / İstanbul
Sermayesi” var ya hani…
O yıllarda, bugün çocuklarının veya torunlarının olduğu gibi
demokrat ve küreselci değillerdi…
Çok fazla yerelciydiler…
Çok fazla askerciydiler…
Demokrasiyi seviyorlardı ama sadece kendileri
için…
Meselâ, “özelleştirme” dediniz mi
tüyleri diken diken oluyordu…
Neden
mi?..
Çünkü…
“Özelleştirme” demek kamu
arpalıklarından “sudan ucuz” fiyatlardan ve çok
uzun vadeyle ve sadece birkaç yakın eş dostla birlikte mal alamamak
demekti…
Meselâ demir çelik özelleştirilseydi…
Ve…
Güçlü bir küresel şirket satın alsaydı…
Bizimkiler üretimlerinde kullandıkları demir veya çelik
hammaddesini dünya fiyatlarından satın almak zorunda
kalacaklardı…
Yani…
O günkü “Büyük Sermaye”nin diliyle
söyleyeyim:
“Henüz yeteri kadar sermaye birikimi olmamış,
küresel şirketlerle rekabet edecek güce
ulaşmamışlardı…”
Oysa...
Başbakan Demirel kafaya koymuştu...
Ekonomiyi liberalleştirecek, özelleştirmeleri başlatacak,
Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu isimli
ucubeyi ceza yasalarımızdan söküp atacaktı...
İşte onları ypmasın diye Demirel Hükümeti'ni kendi
milletvekillerine yıktırdılar...
İşte onun için 12 Mart (1971)
Muhtırasıyla Demirel'i
başbakanlıktan düşürdüler...
Yani Selvi
kardeşim;
Son zamanlarda gündemdeki meslektaşlarımdan birisiniz ama
maniplasyona çok müsaitsiniz…
Neden?..
Çünkü bilgi derinliğiniz hiç yok…
Ekonomi konusunda öğrendikleriniz mektep ve dinlediğiniz
birkaç esnaf bilgisinden ibaret…
Haliyle yorum yeteneğiniz çok zayıf…
Panoramik bakamıyorsunuz…
Sadece önünüze getirilenlere, kulağınıza üflenenlere
inanıyorsunuz…
Çevreniz çok gelişti çünkü aynı ideolojiyi paylaştığınız
siyasetçiler iktidarda…
Sizi her türlü haberle besliyorlar Abdülkadir
kardeş…
Ama be
dostum…
Siz de “yahu bu adam bana bu bilgileri aktarıyor;
‘yaz kardeşim’ diyor ama ya beni kullanıyorsa?” diye
sorgulamıyorsunuz…
Oturup klavyenin başına yazıyorsunuz…
Ve…
Yanılıyorsunuz…
Tıpkı “27 Mayıs'tan sonra DP'nin devamı olan AP
iktidara geldi. Ama darbecilerden hesap soramadı. 'Demokratlara
af'fı bile parlamentodan geçirecek cesareti bulamadığı için AP
parçalandı. İçinden Demokratik Parti çıktı” derken
birilerinin kulağına DP’nin kuruluşunu işine
geldiği gibi anlatışına inandığın gibi…
Lütfen dersinize iyi çalışın benim sevgili
kardeşim…
Ve unutmayın…
Bütün askeri darbeler ve iktidar partisi parçalanmalarının
temelinde bir tek sebep vardır: PARA…
İdeoloji mi?..
Şehitler ne kadar Allah için ölüyorlarsa;
ideoloji de siyaset için o kadar etkindir benim canım
kardeşim…
Gözlerinizden öperim…