Siz de fark ediyor musunuz Nuray Mert’in bocalamasını? Bu
şaşırtıcı durum uzun zamandır dikkatimi çekiyordu ama bugünkü
(Perşembe) Korkuyorum başlıklı
yazısını görünce, artık bir yazı yazma gereği duydum.
Öncelikle şunun altını çizeyim: Nuray Mert her zaman sağduyulu
ve berrak bir kişiliğe sahipti. Dobralığıyla meşhur, soyadıyla
müsemma Mert’i gerçekten severim. Fakat son zamanlarda ne olduysa
Nuray Mert, direksiyon hakimiyetini kaybetti. Sağduyuyu elden
bıraktı, sert ve kavgacı gergin bir üsluba yöneldi.
Hükümetle ilgili sert ve radikal çıkışlarında kullandığı
argümanları, Mert’in demokrasi konusundaki bilinciyle
bağdaştıramıyorum. İster istemez, yeni arkadaş çevresinin Mert’i
etkilediğini düşünüyorum. Şimdiye dek uzaktan uzağa gözlemlediğim
ve “Acaba mı?” dediğim Mert’in dönüşümü, bugünkü yazısıyla
konuşulmaya elverişli bir netlik kazandı.
Nuray Mert’i tanıyanlar bilir, eskiden beri antisemitizm
konusunda hassastır. İslamcıların üsluplarındaki, bu konuyla ilgili
‘kaymalara’ dikkat çeker. “Aman İsrail’in eline koz vermeyelim”
diyerek ‘camianın’ üzerine “kol kanat gererdi.”
Haklılık payı vardı, yok değildi, o ayrı.
Taksim’de Yahudiler mi asıldı?
Fakat bugünkü yazısında açığa vurduğu ruh hali, doğrusu beni çok
şaşırttı. Mavi Marmara baskınıyla meydana gelen olaylar sonrası
oluşan ‘hava’ Nuray Mert’i çok ‘tedirgin’ etmiş. Ve artık gerçekten
korktuğunu ilan etmiş.
Söyler misiniz Allah aşkına, Türkiye’de şu anda
antisemit bir hava ya da üslubun zerresi var mı? Ne oldu Taksim
Meydanı’nda iki Yahudi çarmıha gerildi de bizim mi haberimiz
olmadı? Yoksa Yahudilere ait işyerlerine saldırı mı yapıldı?
Bekli de Yahudi malları diyerek bir boykot kararı alınmıştır
da biz işitmedik, öyle mi? Ne oldu ki Nuray Mert
“gerçekten korktu”? Sanırım bizim de bu “tehlikenin farkına
varmamız” için daha açık- net bir yazı yazacaktır. Ve
inşallah bizi bu tehlikenin ortasında yapayalnız
bırakmayacaktır.
Türkiye’deki Yahudi kökenli işadamları hatta hahambaşı
bile “Böyle bir hava yok, herkes üslubuna dikkat ediyor”
derken, Amerika’daki anlı şanlı Yahudiler bile Türk bayraklarıyla
İsrail’i kınarken sizce Nuray Hanım neden paniğe kapılıyor? Var mı
bir fikri olan?
Hadi diyelim Katar’daydın çok takip edemedin bu süreçte olup
bitenleri. Hadi diyelim olayın başkahramanı İHH başkanı Bülent
Yıldırım’ın “Eğer abluka altında olan Yahudiler, ablukayı
yapanlar da Müslümanlar olsaydı biz yine aynı yardım girişimini
başlatırdık” cümlesini görmedin, duymadın, okumadın. Peki
geçen hafta Amerika’dan gelen hahamların, Gazze gönüllüsü
yaralıları hastanelerde ziyaret etmesi ve bu ziyaretten önce -Hakan
Albayrak’ın yazısından öğrendiğimiz- Vadi Yayınevi’ndeki anlamlı
buluşmadan da mı haberin olmadı Nuray Hanım?
Nuray Mert’in kontrolü kaybedip bu kadar hassaslaşmasına bir
anlam veremiyorum. Aslında veriyorum. Nuray Mert’in sağduyuyu
kaybetmiş olmasının bir sonucu olarak görüyorum bu durumu.
Hükümetle arasının bozukluğu, Nuray Mert’in dolaylı dolaysız her
malzemeyi kullanma ihtiyacı hissetmesine neden oluyor.
Nuray Mert, hükümetle ve AK Parti’yle
giriştiği kavganın, mücadelenin etkisini hacmini kafasında
büyüttü ve bir camiayla ilişkilerini kontrol edemez hale geldi.
“Hükümetle arama mesafe koyayım” derken bütün mahalleyle ilişkisini
kesip, İslamcılara toptancı bir muamelede bulundu.
Peki ablacığım, diyelim ki gerçekten korkulacak bir durum var.
Niçin bu bilgileri en yakın arkadaşın Ahmet Hakan’la paylaşmıyorsun
ki birazda o korksun? Baksana adam konu İsrail olunca, yeniden
İslamcılığa dönmüş gibi yazıyor.
Ben kim miyim? Bırakın şimdi kim olduğumu da yazdıklarıma ve
yazacaklarıma bakın. Karar verdim artık ben de bu mahalledeyim,
kılıcımı kalem yapıp meydana indim, geri dönmemek üzere! Şaka
yapıyorum. Bazı gerçekleri medenice, serinkanlı bir şekilde
konuşabilelim diye, ismimi gizli tutuyorum. Yoksa niyetim kimseyi
de fazla incitmek değildir.