Numan Kurtulmuş yıllardır taşıdığı ama bir türlü
gerçekleştiremediği AK Parti’ye katılma isteğini nihayet
gerçekleştiriyor.
Yıllardır diyorum, çünkü bu davet Tayyip Erdoğan’ın Numan
Kurtulmuş’a yaptığı ilk davet değildi.
AK Parti’ye katılması için ilk resmi davetin yapıldığı 2006
yılında da Numan Kurtulmuş bugünküne benzer bir kararsızlık
yaşamıştı.
Yaşadığı kararsızlığı görünce “en doğrusunun
AK Parti’ye katılması" olacağını o zaman kendisine de
söylemiştim.
Kararsızlığının iki temel nedeni vardı.
Katılmak istiyordu çünkü AK Parti’nin önemli isimleri ile
geçmişten gelen derin bir hukuku vardı ve birçoğuyla benzer şeyleri
düşünüp benzer endişeleri taşıyordu.
Naif kişiliği farklı partilerde olmalarına rağmen eski
arkadaşlarına sert muhalefet yapmasının da önüne geçiyordu.
Katılmak istemiyordu çünkü Erbakan ve arkadaşlarının ve
özellikle tabanın ciddi baskısını üzerinde hissediyordu.
En önemlisi de yıllarca FP ve SP’de kendisine ciddi muhalefet
etmiş Oğuzhan Asiltürk’ün organize edebileceği
‘ihanet’ içerikli karalama kampanyasının vereceği
tahribattan çekiniyordu.
Fakat Tayyip Edoğan’ın Davos’taki “one
minute” ile başlayan süreçte muhafazakar
politikalara ve söylemlere ağırlık vermesi ve SP’deki liderlik
tartışmalarının can sıkıcı bir aşamaya gelmesi üzerine SP tabanın
AK Parti’ye olan öfkesi dindi.
Numan Kurtulmuş taban baskısının en hafife indiği bir
dönemde daha rahat karar verir duruma geldi.
Hem ‘inanç referanslı’ siyaset yapıp hem de AK
Parti ile yarışmak akıl karı değildi.
Numan Kurtulmuş’un AK Parti’ye katılımını eski konuşmalarını
masanın üzerine koyarak eleştirenler, AK Parti ile olan hesaplarını
Numan Kurtulmuş üzerinden görmek isteyenlerdir.
Numan Kurtulmuş’un bugüne kadar AK Parti’ye
yaptığı eleştirilerin hiçbirinde bir muarızlık psikolojisi
görmedim.
Eleştirdiğiniz insanla arkadaşlık, eleştirdiğiniz parti ile
siyaset, eleştirdiğiniz tüccar ile ticaret yapılmaz diye
düşünenlerin eleştiri ile muarızlığı birbirine karıştırdıklarını
düşünüyorum.
Önemli olan eleştirdiği partiye katılması değil, o partide nasıl
bir tutum takınacağıdır.
Daha önce dile getirdiği itirazlar konusunda kendi mi bir değişim
geçirecek, yoksa dahil olduğu AK Parti’yi mi dönüştürecek?
Esas olan budur, geçmişte yaptığı eleştiriler değil.
Diğer taraftan Numan Kurtulmuş’un AK Parti’ye katılımını
‘makam için gitti’ diye yorumlamak da ciddi bir
yüzeysellik.
Çünkü Deniz Baykal, Gürsel Tekin, Kemal Kılıçdaroğlu ve AK
Partili birçok lider adayı siyasetçinin Gülen cemaatinin gönlünü
kazanmak için atmadık takla, çekmedik numara bırakmadıkları bir
dönemde, cemaatin en yetkilisinden gelen “Seçimlerde seni
desteklemeye karar verdik” telefonlarına itibar etmemiş
olması bu geçişin altında makam arayanları fena halde açığa
düşürüyor.
Çünkü bu, amacı koltuk olan siyasetçinin reddedebileceği türden
bir teklif değildi.
Peki Numan Kurtulmuş niçin AK Parti’ye gitti ve bundan
sonra ne olur?
Numan Kurtulmuş yukarıda da dediğim gibi naif kişiliği
kendisini arkadaşlarına sert muhalefet yapmaktan alıkoyuyordu.
Ciddi bir açmaz içerisindeydi. Akçeli işlerden uzak duran bir
yapıda olması onu siyasete kaynak bulma konusunda da
‘başarısız’ kıldı.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen siyaset yapma arzusunu
yenemeyince de AK Parti’de karar kıldı
Peki bundan sonra ne olur? Numan Kurtulmuş’un bundan sonra ne
yapacağı yukarıda da söylediğim gibi gitmesinden daha önemli bir
tartışma konusudur.
AK Parti içindeki siyaset tarzı bize Numan Kurtulmuş’u da
tanıma fırsatı verecek.
Ne kadar güvenip güvenemeyeceğimizi ancak bundan sonra
göreceğiz.
Neyi tercih etiğini, hangi meselede nasıl tavır aldığını,
reflekslerini, Türkiye için savunduğu değerleri sürdürüp
sürdüremediğini işin içindeyken görme fırsatı bulacağız.
Dünya liginde Türkiye’nin çıkarlarını korumaya talipken AK Parti
liginde kendini ve savunduğu değerleri hangi ölçüde koruyup hayata
geçirebildiğini göreceğiz.
Ben her şeye rağmen Numan Kurtulmuş’un belirgin özelliklerinin
AK Parti’ye renk vereceğini düşünenlerdenim.
Bir konu daha var: AK Parti içerisinde Numan Kurtulmuş’a
gösterilen tepkilerin asıl adresinin Başbakan Erdoğan olduğunu
düşünüyorum.
3. dönem yasağının AK Parti’nin önemli isimlerinde ciddi bir
endişe ve öfke biriktirdiğini biliyorum.
Partinin önemli isimleri arasında Başbakan Erdoğan’ın
‘Cumhurbaşkanlığı ile kendisini bu yasaktan
kurtarıp’ partiye de kendi yerlerine farklı isimleri
transfer etmesine fena halde bozulanlar var.
İşte Tayyip Erdoğan’a sesini çıkaramayanlar, Numan Kurtulmuş
üzerinden Tayyip Erdoğan’a çalım atmaya kalkanlardır.
Bakalım Numan Kurtulmuş mu AK Parti’ye rengini verecek yoksa AK
Parti mi Numan Kurtulmuş’a.. twitter.com/acikcenk