Farkında mısınız, artık haber kanalları arasında bir yarışın
varlığından kimse söz etmiyor.
Eskiden, her ay sonunda AGB verileri açıklandığında hangi haber
kanalının birinci olduğu konuşulurdu. Veyahut hangi haber kanalının
daha çok reklam aldığı merak edilirdi.
Dikkat ettim, son dönemde bu meraklardan eser yok. Çünkü haber
kanalları arasındaki kalite yarışı yerini başka bir şeye bıraktı:
İktidarla kurulan bağ.
Sadece kalite yarışı da değil değişime
uğrayan. Başarının kriteri kabul edilen AGB verileri veyahut
reklam gelirleri gibi maddi bilgilerin yerini de iktidarla kurulan
bağın içeriği aldı.
Haber kanalları neredeyse ortak yayın yapıyor havasındalar.
Logoları farklı ama içerikleri,
tartışmacıları, konuk tercihleri, haber dilleri hemen hemen
birbirinin kopyası.
Fakat bugün bir şeyin farkına vardım. Bu sabah odama girdiğimde
TV açıktı ama her zaman izlediğim NTV'nin yerine başka bir haber
kanalı vardı ekranda. Bilincinde bile olmadan, otomatik bir şekilde
NTV’ye geçtiğimi fark ettim az sonra.
Halbuki ne fark eder? Kanalı değiştirince farklı bir haber mi
bulacağım? Elbette hayır.
Kanalı değiştirdim ama sonra da düşündüm: Niçin
"illa NTV" izliyorum? Nedir NTV’yi diğerlerinin
yanında benim için farklı kılan? Aklıma ilginç bir fark geldi. Bunu
sizinle paylaşmak istiyorum. Sadece sizinle de değil, eğer NTV
yönetimi bu tercihini bilinçli olarak yapıyorsa bu tutumlarının
dikkat çektiğini görmeleri açısından onlarla da paylaşmak
istiyorum.
Haber kanallarını her geçen gün biraz daha sıradanlaşıyor.
Bu su götürmez bir gerçek. Neredeyse aynı haberlerin aynı
şekilde verildiği, sadece logoları farklı kurumlar halini aldılar.
Genel olarak gazetecilik mesleğinde bir heyecansızlık var ve bu en
çok haber kanallarında göze batıyor.
Aynı yüzler her akşam, hatta aynı akşam farklı farklı
kanallarda ekrana çıkarılıyorlar. Bir elin parmağını geçmeyecek
kadar gazeteci kılıklı kerametleri kendilerinden menkul zat
neredeyse bütün haber kanallarını parsellemiş durumda. Birinden
çıkıp ötekine koşuyorlar. Çünkü memleketi kurtaracak çok önemli(!)
fikirlerini bir an önce topluma ulaştırmaları gerekiyor. Bütün
haber kanallarını sokak ağzı rehin almış durumda.
Ben bunlara siyasi amigo diyorum. Tarafı
oldukları siyasi cenah için hava oluşturmakla görevliler.
‘Yandaş’ olsun, ‘candaş’
olsun fark etmiyor.
İçinde bulunduğu kampa göre istihdam ettiği programcı,
tartışmacı, konuk açısından haber kanallarında büyük bir
seviyesizlik hakim.
Yandaş olanlar Başbakan Erdoğan’ın gözüne girmek için en
kestirme yol olarak ‘ekmeğini yandaşlıktan
çıkaranları’ ekrana çıkarmayı görüyorken, iktidar karşıtı
olanlar da benzer seviyesizliği iktidar muhalifi olan ama
‘sokak kabadayısı’, kavgaya meyilli kişileri
çıkararak sağlıyor
İşte yukarıda özelliklerini saydığım zatlar ve onlarla birlikte
haber kanallarına hakim olan sokak dili bir tek NTV’den içeri
giremiyor.
Bunun ne kadar önemli olduğunu bugün fark ettim.
NTV’nin son dönemde korkuyla hareket ederek aldığı yanlış
kararları biliyorum. Haber diline hakim olan tedirginliğin de
farkındayım. Ama tüm bunlara rağmen, o sokak kabadayılarının
yokluğu benzerleri arasında NTV’yi tercih edilir bir haber kanalı
haline getiriyor.
Mideniz kalkmadan haber izlemek gerçekten büyük bir lüks halini
aldı.
En doğal hakkımız olan birşeyi yalnızca NTV’de bulunca da,
NTV gözümüzde büyüyor.
İyiler arasından en iyisini değil, kötüler arasından iyiyi seçecek
ve buna da şükür edecek durumuna gelmiş olmamız Türk medyası
açısından yeterince aşağılayıcıdır. Başka ayıplar aramamıza gerek
yok. Öyle değil mi?