Neşe Düzel'in BDP'li Bengi Yıldız ile yaptığı Pazartesi
röportajını okudunuz mu? Okumadıysanız mutlaka okuyun. Okuyun da
'Demokratik Özerlik' ilanının arkasındaki sefaleti
bir görün.
Röportaj gerçekten tuhaf. Tam da Ahmet Altan'ın dediği gibi, bu
'tarihi bir röportaj'.
Gerçi röportajda beni şaşırtacak, yepyeni bir şey yok.
BDP'lilerin aslında ne yapmak veyahut neyi yapmamak üzere yola
çıktıklarını biliyorum. Bu bilgimde de zerre kadar şüphe yok.
Meseleye yaklaşımlarındaki seviyenin de epeydir farkındayım.
Röportajdaki yenilik, tuhaflık, bu sefaletin gazete sayfalarında
böyle cüretkar bir biçimde sergilenmeye başlaması.
Röportajı dün okudum ama yaz rehavetinden midir yoksa artık bu
tür saçmalıklardan gına getirmiş olmamdan mıdır bilmiyorum, gereken
ilgiyi gösteremedim.
Bugün Ahmet Altan'ın köşesinden öğrendim ki röportaja yansıyan
kafa karışıklığı, açmazlar, sloganik çıkışlar ve nihai zavallı
görüntü BDP'li diğer siyasetçileri de rahatsız etmiş. Etmiş
ki bu tabloya bir kılıf bulmuşlar: Bengi Yıldız bu konuyu konuşmak
için 'iyi bir seçim değil'.
Doğrusu merak ediyorum: BDP'deki hangi isim bu iş için 'iyi
seçim'?
O 'iyi seçim' bir an önce ortaya çıksın da bu
sefalete bir son versin. Haksız mıyım?
Röportajı baştan sona burada alıntılayacak değilim. Röportajda
'Demokratik Özerlik' ilanına dönük can alıcı
sorular var.
Mesela 'Demokratik Özerkliğin' nasıl
işleyeceği, hangi illeri kapsayacağı, "hayır"
diyen Kürtlerin ne olacağı, vergi meselesi, kolluk kuvveti
meselesinin nasıl çözüleceği… Neredeyse hepsi de cevapsız.
Cevap namına ortaya konanlar 'Biz Kürtler
kendimizi yönetmeyi biliriz'den ibaret safsata dizisi.
Röportajı okuyunca iyice görüyorsunuz ki BDP'liler kumda evcilik
oynuyorlar.
Bilir misiniz kumda evcilik oyununu?
Hani çocukların kumda kendilerine ev yapıp, şehirler kurup,
akşam olunca da hepsini yıkıp evlerine döndüğü oyun var ya, bu olup
bitenlerin hepsini ben o oyuna benzetiyorum.
BDP'lilerin kumda oynamalarından rahatsızlık duymuyorum. Elbette
gönüllerini istedikleri gibi eğlendirebilirler. Bu oyun içerisinde
kendilerini o şehirlerin efendisi de ilan edebilirler. Fakat
içlerinden bazıları bunun oyun olduğunu unutup kan dökünce işin
rengi değişiyor.
Benim ilgimi çeken, aldığı desteğe bakarak, BDPlilerin bu oyunu
nasıl bu kadar kalabalık bir ekiple oynayabildikleri.
Yok mu bunların içerisinde aklı başında kimse? 'Hey,
oyun oynamak için yaşımız çok geç' diyecek birileri?
BDP'liler oyun oynadıklarının farkında değiller ve bu sorulara
mantıklı bir cevap veremiyorlar. Tamam.
Peki ya devlet? Hükümet? Onlar niye suskun? Bu sorular onları
ilgilendirmiyor mu? Var mı mantıklı bir izahı?