Bir tarafta demokrasi havariliği, diğer tarafta darbe
şakşakçılığı... Doğrusu, Metin
Akpınar'ın nasıl yanlış anlaşıldığını hâlâ anlayabilmiş
değilim.
Öyle diyor, sözlerinin çarpıtıldığını söylüyor.
Bir kez daha dinleyelim o halde kendisini, bakalım biz mi yanlış
anlamışız, yoksa o mu boğazına kadar
yanlışa sapmış hep birlikte
görelim...
"Kutuplaşma ve karmaşadan kurtulmamızın tek çaresi
demokrasidir. O noktaya ulaşabilirsek kavga gürültü olmadan bu işin
içinden çıkarız. Ulaşamazsak, belki lideri ayağından asarlar, belki
mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı
kötü sonları yaşayabilir."
İçindeki öfkeyi
kusan Akpınar, ortalık
karışınca, "yanlış anlaşıldım" bahanesine sığınıyor.. Oysa yanlış
anlaşılacak bir şey yok, herhangi bir çarpıtmada
yok. Metin Akpınar, bir şeyleri düzeltmeye
çalışıyor ama nafile...
Söz ağızdan çıktı bir kere...
Metin Akpınar, bu toplumun hafızasında yer
alan kıymetli bir sanatçı. Sıradan biri değil, halka mal olmuş
biri. Otururken, kalkarken, hele hele
konuşurken... öfkesine hâkim olmalı, sesinin tonuna
dikkat etmeli. Aksi
taktirde, "Söylemediği sözlerin
hâkimi, söylediği sözün mahkûmu
olur" Allah'ın
Arslan'ı Hazreti Ali'nin dediği
gibi.
Metin Akpınar, bir
zamanlar Zeki
Alasya ile birlikte neşemizdi,
kahramanımızdı. Ağzı bozuk arkadaşı
Müjdat Gezen'le bir olup şu saçma konuşmayı yapana kadar
da öyleydi. Bir tarafta kutuplaşma diyeceksin, diğer tarafta
kutuplaşmanın tohumunu ekeceksin. Kutuplaşmadan şikayet ederken, ne
yazık ki hepimizi kutuplaştırmış
oldu. Metin Akpınar, çocukluğumuzun
güzel insanı, artık bizim için darbe şakşakçılığı yapan sıradan
ucuz bir kişi... Biz istemedik bunu, o istedi ve istediğini
aldı.
Metin Akpınar, bizi kendinden kopardığı yetmezmiş gibi, daha
önce "Yanlış
anlaşıldım" dediği sözlerin
mizah olduğunu söyle di iyi mi?
Müjdat Gezen de hemen hemen aynı şeyleri söylemiş:
"Ben tiyatrocuyum. Sahnede de bu cümleleri kullanıyorum.
Mizahi eleştiri yaptım."
Melih Gökçek yıllar
önce, Ankara'nın göbeğinde
yapılan bir heykele laf etmişti... Benim
de öyle diyesim var ama, onlar gibi hem ahlâkımı, hem de ağzımı
bozamayacağım... siz anladınız ne demek
istediğimi!
Sevgili dostlar, Metin
Akpınar'la Müjdat Gezen'in hakkını
ve hukukunu korumak adına şunu da söyleyeyim, söyledikleri adi
ve ucuz olsa da... gözaltına alınmaları doğru
değildi. Metin Akpınar'ın yaşı
81..Giymiş, takımı, takmış kravatı bekliyor. Bir yere
kaçacağı da yok. Davet et gelir, gelmemezlik etmez....
Bu arada...
Metin Akpınar ve Müjdat
Gezen'in gözaltına alınması, malum güruhu sevince boğdu
diyebilirim. İşin
içinde Cumhurbaşkanı'na hakaret var
ya... bir de darbe şakşakçılığı... İstediler ki her ikisi de
tutuklansın... Tutuklansın ki gümbürtü kopsun, Türkiye her yerden
dışlansın yine, Tayyip Erdoğan'ın Türkiyesi mahkûm olsun!
Gazetelerinin tepesinde, "Konuşana
ceza" manşetiyle prova yaptılar
aslında... Ama olmadı işte, evdeki hesap çarşıya
uymadı...
İyi ki uymadı...