HDP lideri Pervin
Buldan, YSK'nın 250
sayfalık gerekçeli kararına karşı, 31
Mart'ta CHP adayı Ekrem
İmamoğlu'na verilen desteğin daha fazlasını istiyor:
- İstanbul'da farkı 250 bine çıkaralım!
CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'nun söyledikleri
ortada. YSK'nın 7
üyesine "Çete
mensubu" demeye devam
ediyor. Ekrem
İmamoğlu ise, "Bir
avuç insan"sözleriyle
suçluyor YSK üyelerini...
Saadet'in tavrında bir değişiklik
yok. İstanbul adayını
geri çekmedikleri gibi, AK
Parti adayı Binali
Yıldırım'ın çağrılarına "Başka
kapıya" diyerek karşılık veriyorlar.
23
Haziran'da İmamoğlu'nun İstanbul
Belediye Başkanı seçilmesi için, gereken
ne varsa yapıyorlar.
Saadet'in adayı Necdet
Gökçınar'ın seçilemeyeceği belli. Buna
rağmen, İmamoğlu güzellemeleri,
iftar sofralarında ağırlamalar... tam gaz devam ediyor!
İyi
Parti ile CHP bildiğiniz
gibi "Millet
İttifakı" yaparak seçimlere
girdi. Meral Akşener'in her
fırsatta "Kardeşim" dediği Ekrem
İmamoğlu'na destek vermesi, elini havaya kaldırması şaşılacak
bir şey değil. Meral
Hanım olması gerekeni yaptı,
yapıyor.
Ancak, Akşener'in YSK'nın
gerekçeli
kararına "darbe" demesine
şaşırmamak elde değil. Hele bir de, 28
Şubat benzetmesi var ki,
tam evlere şenlik.
İyi Parti lideri darbenin
daniskasını yaşayan biri olarak söylüyor
bunları. 28 Şubat'ta yaşadıkları
hafızalardaki yerini koruyor.
28 Şubat döneminde askerin
siyasete müdahalesine karşıydı ve Genelkurmay'ın
düzenlediği "irtica
brifinglerine" katılacak valileri açığa
alacağını söylüyordu İçişleri
Bakanı Meral Akşener...
"Darbe" öyle mi?
"İrtica brifinglerine" katılacak
valileri açığa alacağını söyledi diye, darbeciler
tarafından, "Gelirsek o kadını yağlı
kazığa oturturuz" sözleriyle tehdit
edildi... Sonra bildiğiniz gibi, Refah-Yol askerin baskısıyla
iktidardan uzaklaştırıldı. Necmettin
Erbakan istifa etmek zorunda
kaldı. Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel, hükümeti kurmakla görevlendirilmesi
gereken Tansu Çiller'e görev vermedi.
Asker-Sivil bir olup, Meclis'te azınlık
olan ANAP'ın
lideri Mesut
Yılmaz'ı Başbakanlık koltuğuna
oturttular.
Çiller'in hakkı gasp edilmişti!
O da yetmedi...
Çiller'in partisini paramparça ettiler...
Refah Partisi'ni kapattılar...
Erbakan'ı siyasi yasaklı hale getirdiler...
Meral Hanım, tüm bu olanları unutmuş
olmalı ki, Tayyip Erdoğan'ı kendisini
yağlı kazığa oturtmakla tehdit eden darbecilerle bir tutuyor
şimdi. YSK'nın İstanbul
seçimlerini Erdoğan'ın
talimatıyla iptal ettiğini iddia ediyor.
Asıl darbeyi yakın geçmişte kendisine
yapanlarla Erdoğan'ı aynı kefeye
koyuyor. 27 Nisan Muhtırası'na
karşı koyan, 15 Temmuz
FETÖ darbesine karşı canını ortaya
koyan Tayyip Erdoğan'dan söz
ediyor.
El insaf!
Yapılan darbe ise...
23 Haziran'da yapılacak seçim niçin yapılıyor?
Erdoğan, askerle bir
olup Demirel gibi, İmamoğlu'nun
yerine istediği kişiyi mi
atamış? İstanbul Belediye
Başkanlığı mazbatasını Binali
Yıldırım'a verdi de bizim haberimiz mi olmadı? Yoksa
birilerini yağlı kazığa oturtmakla mı tehdit etti?
Yapmayın Meral Hanım!
Darbenin olduğu bir yerde seçim olmaz, geçmişte
siz bunu gördünüz, yaşadınız. Darbeciler sizin tayin ettiğiniz
genel müdürü emniyete sokmadı. Darbeciler sizin görevden
uzaklaştırdığınız Alaattin Yüksel'e
sahip çıktı diye, İçişleri
Bakanı olarak kapı kırmak zorunda
kaldınız... Asıl darbeyi bizzat yaşayan siz bunları söylüyorsunuz,
yapmayın!
Yapmayın Meral
Hanım,
Yukarıda isimlerini saydığım siyasilerin hepsi bir şeyler söylüyor,
ama hiç biri sizin gibi darbecilik
oynamıyor. HDP
lideri Pervin
Buldan bile sizin kullandığınız zehirli dili
kullanmıyor.
Yapmayın!
Bu dil size zarar vermekten başka hiç bir şeye
yaramıyor, yaramayacak.