Medyamızda 10 yıl önce 10 yıl sonra şarkısı...

Medyamızda 10 yıl önce 10 yıl sonra şarkısı...

Adnan Berk Okan adnanberkokan@gmail.com

Bu yazımda size 10 yıl öncesinin medyasıyla günümüz medyası arasında ne gibi farklar olduğunu anlatmaya çalışacağım…

10 yıl önce televizyonlar ve gazetelerin yüzde sekseni, okurları tarafından “elit”kabul edilen eski solcular tarafından yönetiliyordu…

Fakat…

Yapılan tüm programlar ve yayın politikaları üçüncü ve hatta dördüncü sınıf vatandaş yaratmak üzerine kurulmuştu...

Atatürk'ün hedef gösterdiği muasır medeniyet seviyesini yakalamak için parmağını oynatmayan bu eski solcular; Türkiye'yi tipik bir Ortadoğu ülkesi haline getirmişlerdi...

Ortadoğulu insanlar neyi seviyorsa bizim televizyonlarımız da onu yayınlıyorlardı...

Kalitenin yerini, düzeysizlik...

Uygarlığın yerini ise kör ve koyu bir bağnazlık almıştı...

Uygarlık; yaşama sevinci ve yaşam gustosu demekti...

Bağnazlık ise; koyu bir karamsarlık ile kalitesiz bir yaşam...

Bizim elit (!) geçinen eski solcularımızın yönettiği görüntülü ve sesli medyada;salya-sümük bir arabesk kültürü hâkimdi…

Ama…

Uygar bir yaşama sevinci veren düzeyli, çok sesli, kaliteli müzik yoktu...

Medyamız başörtüsünü gericilik…

Çıplaklığı ilericilik...

Klasik Türk müziğini yobazlık…

Arabesk müziği uygarlık olarak kabul ediyordu...

Rakı içiyorsanız lâiktiniz…

Her türlü düşüncenin (bu arada haliyle dini inançların da) özgürlüğünü istiyorsanızşeriatçı...

Hele bir de sağlık açısından bile olsa alkollü içki almıyorsanız...

Koyu bir mürteci idiniz, bizim medyaya göre...

 

Bugün nasıl peki?..

O günden daha Ortadoğulu…

O günden daha arabesk…

O günden daha umutsuz…

O günden daha yoz/yobaz…

O günden daha gerici…

Vs. vs. vs…

Peki neden?..

Çünkü…

10 yıl öncesinin medyasını yönetenler işlerine gelen siyasal iktidarlara tapıyor, işlerine gelmeyene çakıyorlardı…

Bu arada bütün yayın politikaları ise Avrupalı değil, Ortadoğulu bir halk içindi…

Bugün değişen ne?..

 

Söyleyeyim:

Taksim Gezi Parkı protestolarına kadar bütünüyle (Birkaç radikal muhalif hariç) siyasal iktidarın destekçisiydiler…

Ak Parti iktidar oluncaya kadar iktidarları çıkarları el verdiğince destekliyor, ters düşünce kumpas kuruyorlardı…

Ak Parti iktidar olduktan sonra ikiye ayrıldılar…

-      Çıkarları gerektirdiği için destekleyenler…

-      Başbakan’dan korktukları (Başbakan bir elini şaklattı mı vergi denetçileri şıp diye damlıyorlardı çünkü) için destekleyenler…

Ama…

Taksim Gezi Parkı protestocuları sürekli hücum eden Başbakan’ın o delikanlılar karşısında geri adım da atabileceğini, savunmaya da geçebileceğini kanıtlayınca eskinin merkez medyacıları birden muhalefete başladılar…

Derken…

Cemaat ile Hükümet arasında “özel dershaneleri kapatırsın kapatamazsın”kavgası patlayınca eskinin merkez medyası biraz daha cesaretlendi…

Ve çok geçmeden 17 Aralık patladı…

Bugün artık medyanın % 50’si siyasal iktidara muhalefet edebiliyor…

Ama ona da ne kadar “muhalefet” denilebilirse…

Ki…

Son yılların Hürriyet’le birlikte eskinin merkez medyasını oluşturmaya başlayanHaberTürk’te yaşanan başbakan baskılarını görünce neden suyuna tirit muhalefet yapabildiklerini ama daha öte geçip gerçek gazetecilik yapamadıklarını anladık…

 

Demek istemem o ki…

Bundan 10 yıl kadar önce medyamızı eski sol/yeni liberal (Kısmen) gazeteciler yönetiyordu…

Son dönemlerde ise meşrebinden, ideolojisinden daha çok, başbakana sadakat konusunda ses duvarını aşanlar yönetiyor…

Başbakan’a kayıtsız şartsız destek versin de siyasi görüşü ne olursa olsun…

Başbakan’a kayıtsız şartsız destek versin de isterse sokakta elinde rakı kadehiyle dolansın…

Bunların hiç birinin önemi yok…

 

Yani ey güzel insanlar!..

Medyamızda (Sayıları giderek bir odada aynı masda yemek yiyebilecek kadar azalanlar hariç) değişen bir şey yok…

Eskiden başbakanlar değil de basın danışmanları müdahale ederdi medyaya…

Bazen de özel kalemden gelirdi müdahale…

Bu dönemde ise başbakan bizzat arayıp da ayar çekiyor…

Gazeteleri kimin kaç paraya satın alacağına...

Hangi gazeteyi kimin yöneteceğine...

Hangi haberin yayımlanacağına...

Hangisinin yayından kaldırılacağına...

Ve hatta...

Haberin altından geçecek alt yazıya kadar Başbakan tespit diyor...

Tek fark bu…

Ya da Neyzen Tevfik’in dediği gibi…

Türkü yine o türkü sazlarda tel değişti. 

Yumruk yine o yumruk bir varsa el değişti.