Sevgili Ahmet Kekeç...
Yok böyle hitap etmek istemiyorum...
Bizim oralarda büyüğümüze Ahmet Bey demek bile
terbiyesizlik değilse de bir nevi nezaketsizlik
sayılır...
Çünkü araya mesafe koymak büyüklenmek olarak
görülür.
O yüzden izninle Ahmet Abi diyeceğim.
Ne de olsa ikimizde Anadolu insanıyız...
Kendi lisanımızla konuşalım değil mi?...
Sevgili Ahmet Abi!..
Tamam Kemal Kılıçdaroğlu'na alerjin
var...
Gözünün dikeni olmuş birkere...
Canım dese canın çıksın dersin...
Sen "vicdanlı" adamsındır!
Alt edemiyorsan içindekini...
Amenna!
Anlarım bunu...
Vardır bir bildiği derim...
Ama be abim!
Selvi Kılıçdaroğlu'nun ağzından çıkan sözlerle
kocasına vurmak neyin nesi...
Var mıdır Anadolu insanında kavgaya kadını
karıştırmak?
Ana, bacı, yar kutsal değil midir?
Namahremini kullanarak birine
"çakmak" caiz midir?..
Belden aşağı saymaz mı bunu Malatyalı Ahmet?
Erkekliğe sığmaz demez mi?
Hadi Kılıçdaroğlu'na kılsın diyelim...
Başbakan Erdoğan demez mi hep:
-"Eşime, aileme, çocuklarıma dil
uzatmayın!"
Demez mi:
-"En ağırıma giden eşime, namahremime laf
edilmesidir..."
Haksız mı be abim!
Onu en iyi sen anlamadın mı bu konuda?
Anadolu'da kadının bir
erkeğin namusu olduğunu bilmez
misin?
Namusa dil uzatmanın da dinde yeri
olmadığından habersiz misin?
Sen ahlaklı adamsındır...
Söylesene...
Selvi Kılıçdaroğlu'nu konu ettiğin bir yazıya...
"Sana bir çakarım" başlığını atmak
"edebine" yakışır mı?
İstanbul'da yaşayan Ahmet Kekeç olarak değil...
Malatyalı Ahmet Kekeç olarak de hele...
"Çakmak" lafı bizim oralarda ne manaya
gelir?
Burdaki gibi midir abim?
"Vurmak, alt etmek" masumluğunda mıdır?
Yoksa be abim!...
"Saplamak" argosunun belden aşağı
versiyonu gibi midir?
Diyorsan ki abim!
Senin fesatlığın bu ben o manada
kullanmadım...
Amenna! Özür borcum olsun şimdiden...
O vakit abim gel asıl meseleye bir de şu yönden bakalım...
Selvi Kılıçdaroğlu yerine Emine
Erdoğan o röportajı vermiş olsaydı...
Bu başlığı yine atar, böyle bir yazıyı
yine yazar mıydın?
Ev kadını Emine Erdoğan üzerinden
siyasetçi Recep Tayyip Erdoğan'ı yerin
dibine sokar mıydın?
Elini vicdanına koyda söyle ne olur!..
Emine Hanım söz konusu olsaydı da...
Anadolu'nun anayı, bacıyı, yari kutsayan,
onu dokunulmaz kılan değerlerini unutur
muydun?
Unutmazdın be abi unutmaz!...
İster adı Emine olsun ister
Selvi...
Unutmamalısın da...
Ah be Abim ah!
İstanbul için taşı toprağı altın derler ya...
Bilirsen...
Hırstır o altın...
İhtirastır...
Ve bilirsen...
Vicdan aynasını karartan da o hırs ve
ihtirastır...
Ne oldu be abim!
Malatya'nın delikanlı Ahmet'ine ne oldu?
De hele...
Sana bildiğini bilmezden gelerek böyle bir yazı
yazdırtan...
Seni böylesine hoyrat ve hırçın olmaya
motive eden neydi?