16 yıllık AK Parti iktidarında çok büyük atılımlar,
yatırımlar yapıldı.
Fakat bana göre yatırım yapılması gereken en önemli iki konuda
bir türlü istenilen seviyeye gelinemedi hatta başarısız olundu.
Eğitim ve Kültür.
İnsan yetiştiremezseniz, insana yatırım yapamazsanız gelecekten
ne kadar umutlu olabilirsiniz ki?
Kabul edelim sürekli değişen eğitim ve sınav sistemiyle kaç
nesil heba edildi.
Her defasında öğrenciler de, veliler de, öğretmenler de sudan
çıkmış balık gibi yeni sisteme adapte olmaya çalıştı. Hatta
kimi zaman Milli Eğitim Bakanları bile...
Tam adapte olacakken hoop yeniden sistem
değişti.
Fakat bu defa ilk kez kabinede her kesimden insanın mutabakat
sağladığı, herkesin umudunu yeşerten ve öne çıkan bir isim
oldu.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk.
Eğitim anlayışına ilişkin videolar hızla yayıldı sosyal medyada.
Sağcısı, solcusu, muhalifi, iktidar yanlısı farketmeden herkes çok
olumlu yorumlarda bulundu hakkında.
Son zamanlarda herkesi birleştiren bir ismin olması da
ayrıca dikkat çekiciydi.
Umarım bu defa en sorunlu alanımız olan eğitim alanında ciddi ve
gerçekçi adımlar atılır.
Ve yine umarım ki umutlarımız havada kalmaz.
***
Zira şahsen daha başında umutlarımın havada kaldığı bir alan
oldu.
Kültür ve Turizm Bakanı bir turizmci olan ETS Tur'un da
sahibi Mehmet Ersoy olunca, "kültür yine turizme
kurban edildi" diye düşünmekten alamıyor insan
kendini.
Mehmet Ersoy, turizm sektöründe 25 yıllık bir deneyime sahip
başarılı bir iş adamı.
Turizm için belki de biçilmiş kaftan.
Fakat keşke turizm ve kültür birbirinden ayrılsa,
"Kültür ve Sanat Bakanlığı" diye ayrı bir bakanlık
kurulsaydı.
Çünkü kültür ve sanat da insan yetiştirmeye yani
geleceğe yatırım demek.
Kültür ve turizmin bir arada bulunması ise doğal olarak bu zamana
kadar turizmin, kültür ve sanatın hep bir adım önüne geçmesine
neden oldu.
Turizmin ekonomiye dönük tarafını düşününce buna nasıl itiraz
edebilirsiniz ki.
Dolayısıyla ben de itirazımı daha makul bir yerden
yükseltiyorum ve keşke ikisi birbirinden ayrılsa diyorum.
Yoksa daha çoook kültürel hegemonya tartışmaları yapar, "kültürel
alanda istediğimiz seviyeye gelemedik" diye şikayet
ederiz.
İyi bir eğitim ve kültüre sahip olan insanlarınız olduğunda sizi
hiçbir güç yıkamaz. Çünkü bu aynı zamanda geçmişin tüm birikimiyle
birlikte gelişmişliği, iyi bir ekonomi ve adaleti de beraberinde
getirir.
Bunu anladığımız gün en süper güç olmak için önümüzde
hiçbir engel kalmayacak.
ARTIK BAŞARILI HERKES POTANSİYEL BAKAN
ADAYI
24 Haziran seçimlerinin ardından yepyeni bir
sistemle karşı karşıyayız.
Öyle ki Ankara'da bile herkes birbirine soruyor; yeni
sistemde kurumlar, kurullar nasıl işleyecek, kim, neye, ne kadar
yetkili olacak...
Yeni sistemin 1. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ki biz ona
yeni sistemin 1. Başkanı da diyebiliriz hızlıca kabinesini
kurdu.
Kabinedeki 4 isim dışında diğer bakanların hepsi Meclis dışından
ve beklendiği gibi özel sektörden isimler var.
Sistem kendini yeniledi ama biz henüz buna adapte olamadık. Zira
yapılan neredeyse tüm yorumlar eski sisteme göre. Eski sistemin
kodlarıyla yeni kabineyi ve sistemi yorumlamaya çalışıyoruz.
Alışmamız galiba biraz zaman alacak.
Yeni sistem pek çok şeyi değiştirirken bazı geleneleri
de yıkacak.
Bunlardan birisi de artık bakanlığa giden yolun sadece
siyasetten geçmemesi. Hatta belki de dışarıdan olanların şansı daha
fazla olacak.
Bu özellikle de gençler için o kadar motive edici ve ön
açıcı bir durum ki.
Artık ülke yönetiminde bakanlık düzeyinde söz sahibi olmak
isteyenler kendi alanlarında en iyilerden biri olmak zorunda
kalacak.
Ve bunun için de siyasete sıkışıp kalmak durumunda
olmayacak.
Tabii bu aynı zamanda rekabeti de
artıracak.
Bakanlık sadece milletvekillerinin rüyası olmaktan çıkacak. İşinin
ehli ve sektörünün öncülerinden olan herkes eskisinden çok ama çok
daha fazla potansiyel aday.
Harika değil mi?
twitter.com/Htckubra
Facebook Hatice
Kübra