Perşembe akşamı Ahmet Güneştekin’in İstanbul/Modern’in hemen
bitişiğinde, Antrepo-3’deki resim sergisinin tanıtım toplantısına
katıldım.
Organizasyonu üstlenen gazeteci Hülya Hökenek davet ettiğinde bu
kadar heyecan verici bir ortam ve sergi ile karşılaşacağımı
beklemiyordum.
Daveti karşılıksız bırakmamak için gittim biraz da.
Fakat öyle olmadı.
Daveti alınca ilk aklıma gelen ile gördüklerim arasındaki devasa
fark beni derinden etkiledi.
Öncelikle ortam çok etkileyiciydi.
Yaşar Kemal’den Yavuz Bingöl’e, Ciner Medya başkanı Kenan
Tekdağ’dan Milliyet yayın yönetmeni Derya Sazak’a, AK Partili
Dengir Fırat’tan CHP’li Sezgin Tanrıkulu’na; medya, siyaset, sanat
ve düşünce dünyasının önemli isimleri bir aradaydı.
Türkçe ve Kürtçe türküler eşliğinde muhteşem bir tanıtım
toplantısı oldu.
Gece çok güzeldi ama Antrepo’nun labirent duvarlarını süsleyen
resimler de bie başka etkileyiciydi.
Daha önce beni bu kadar etkileyen bir sergi gezmedim dersem
abartmış olmam.
Her tablo sizi hem kendinizle, hem de Türkiye ile
‘yüzleştiriyor.’
Zaten serginin adı da ‘Yüzleşme.’
Her tablonun ayrı bir ‘derdi’ var.
Her birinde bir ayna gibi kendinizi, komşularınızı,
arkadaşlarınızı, ülkenizi ve onlarla beraber yaşadıklarınızı
görüyorsunuz.
Ahmet Güneştekin Batmanlı bir ressam.
Çok küçük yaşlarda başlamış resim tutkusu. İlk ödülünü ise daha
9 yaşındayken, 3. sınıfa giderken almış.
İlk resim sergisini ise lise yıllarında okulun sergi salonunda
açmış.
Ahmet Güneştekin Türkiye’den dünyada değer gören 3-5 ressamdan
biri.
Türkiye’de tablolarına ‘en yüksek değer’
biçilen ressam.
Ne desem boş. Bunun farkındayım. Gördüklerimi, hissettiklerimi
bütünüyle size anlatabilecek durumda değilim.
Gidip görmeniz gerek.
Ahmet Güneştekin’in Çok güzel işler çıkardığının haberini vermek
ve benim gibi gururlanmanıza vesile olmak istedim.
Hepsi bu. twitter.com/acikcenk
Bu yazıya
Facebook'ta yorum yapmak
için tıklayın