Kemal Kılıçdaroğlu sözünün eriyse bunu yapsın ya

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, asgari ücretlinin refahı için haklı bir talepte bulundu. Yapılacak artışın 2021 yılının dolar kuruyla, yani 384 dolar olarak açıklanmasını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücreti 4 bin 250 lira olarak açıkladıktan sonra, Kılıçdaroğlu CHP'li belediyelerde asgari ücretin 4 bin 500 lira olduğunu duyurdu. Peki burada bir çelişki yok mu?

Hadi Özışık hadi.ozisik@internethaber.com

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, asgari ücretin 384 dolar karşılığı olarak belirlenmesini talep etmişti. Yani Kılıçdaroğlu'nun hesabına göre 4 bin 250 lira olarak açıklanan asgari ücretin bugünkü dolar kuruyla 6 bin 021 lira olması gerekiyordu. 

Keşke öyle olsaydı!

Asgari Ücret Komisyonu'nun kararı sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, asgari ücretlinin 4 bin 250 lira olduğunu açıkladıktan sonra, CHP lideri Kılıçdaroğlu bir kez daha kameralar karşısına geçti ve memnuniyetsizliğini dile getirdi:

- Asgari ücret olarak verilen rakam, döviz kurundaki artış ve fiyat artışları baz alınırsa düşük. Elbette belirlenen rakamı küçümsemiyoruz ancak fiyat artışları da göz önünde bulundurulmalı.

Aynı Kemal Kılıçdaroğlu, akşam saatlerinde yine kameraların karşısına geçti ve CHP'li belediyelerde asgari ücretin 4 bin 500 lira olduğunu ilan etti. 

Güzel!
Güzel de...
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidardan asgari ücretin dolar kuruyla açıklanmasını istemeyi biliyor madem, neden CHP'li belediyelerde Türk Lirası ile artış yapıyor? Bugünkü dolar kuruyla asgari ücretin karşılığı az önce de ifade ettiğim gibi, 6 bin 021 lira iken, Kılıçdaroğlu CHP'li belediyelerin çalışanlarına 287 doları reva görüyor.

Niye?

Samimi değil çünkü.
Dürüst değil çünkü.
Yiğitse, sözünün eriyse, iktidardan istediğini kendi yapsın ya...

AK Parti'de üç tane Tevfik Göksu olsa

Tevfik Göksu Habertürk ekranlarına çıktı, bilmediğimiz bir çok gerçeği belgeleriyle ortaya koydu. Ekrem İmamoğlu ve ekibinin yalanlarını bir bir çürüttü. AK Parti'de ağzı laf yapan bir çok Tevfik Göksu var, susmak yerine küsmek yerine ekranlara çıkıp konuşsalar fena mı olur.

Numan Kurtulmuş haklı; AK Parti iktidarı karşıtları yalanda sınır tanımıyor. İşin garibi havada uçuşan yalanlarını inandırmakta pek mahirler. O yalanları çürütme noktasında ise ne yazık ki AK Parti yöneticileri başarılı olamıyor. 

Neden?

Çünkü AK Partililerin ekrana çıkması yasak. Her defasında ağzı laf yapan AK Partililerin ekranlarda olması gerektiğini söyledim. Bu görüşümü vaktinde AK Parti'de medya sorumlusu olan Mahir Ünal'a ilettim ama karşılık bulamadım. 

Bugüne kadar bazı televizyon kuruluşlarına tıpkı CHP'nin CNN Türk'e uyguladığı ambargoyu uyguladılar. Elin oğlu ekranda bülbül gibi şakırken, AK Partililer onları izlemeyi tercih etti. 

Ekrem İmamoğlu ve ekibi aylardır, AK Partili Meclis üyeleri tarafından engellendiğini söyleyip durdu. Halka bedava süt dağıtımının AK Partililer tarafından engellendiğini iddia ettiler. Taksim projesinin yine AK Partili meclis üyeleri tarafından engellendiğini yaydılar. 

AK Parti İBB Grup Başkanvekili Tevfik Göksü, Habertürk'te Fatih Altaylı'nın Teke Tek programına katıldı ve bu yalanları tek tek çürüttü. Öyle ki Fatih Altaylı bile Allah Allah çekmek zorunda kaldı. Meğer hiç bir şey bildiğimiz gibi değilmiş. 

Fatih Altaylı program boyunca, Tevfik Göksu'nun söylediklerini yalanlayacak birilerini bekledi durdu. Tabii ki beklediği olmadı, tabii ki kimse çıkıp da, "Tevfik Göksu yalan söylüyor" diyemedi. Tevfik Göksu, belgelerle konuşuyordu çünkü. 

Bir yılı aşkın süredir Türk halkı AK Partili Meclis üyelerinin Ekrem İmamoğlu'nu çalıştırmadığını zannediyordu. Şimdi soruyorum; Tevfik Bey'in ekrana çıkması, daha doğrusu Habertürk ambargosunu delmesi kötü mü oldu? 

AK Parti'de ağzı laf yapan gırla insan var. Üç kişi sadece üç kişi Tevfik Göksu gibi ekrana çıksa, halka doğruları anlatsa, iktidar karşıtlarının algı operasyonu tam da Numan Kurtulmuş'un dediği gibi havada kalmaz mı?