Medya Libya'nın devrik lideri Kaddafi'nin öldürülme anındaki
barbarlığı yayınlamaktan sanırım keyif alıyor. Anlaşılan bu
görüntülerden haz duyan sadece Türk medyası da değil. Bütün dünya
medyasında tuhaf bir barbarlık gösterme yarışı var.
Libya'daki olaylar patlak verdiğinde '3-5 çapulcunun
yaptığına devrim diye alkış mı tutacağız?' mealinde birkaç
satır yazmıştım.
Üzülerek gördüm ki Libya'da 'özgürlük' diye
sokağa dökülen, daha ilk günden NATO desteğiyle silaha sarılanlar
için o gün yaptığım 3-5 çapulcu tanımlaması gerçekten hafif bir
tanımlamaymış.
Bu olayda gördük ki Libya'da bu işe soyunanlar sadece çapulcu
değil, aynı zamanda barbarmışlar da.
O linç edilen Kaddafi değil de Bush bile olsa, ses çıkarılmadan
geçiştirilecek bir durum mu Allah aşkına?
Bu sözde 'İslamcı devrimcilerin' yapıp
ettikleri bir Müslüman olarak bizim de başımızı önümüze eğmiyor
mu?
Kaddafi'nin öldürülme anının videosunu ve cenazenin bir kasabın
soğuk hava deposunda ziyarete açılması gibi gayri insani işleri
gördükten sonra kendi kendime 'Allahım, ben bundan sonra
göğsümü gere gere kendimi nasıl Müslüman olarak
tanımlayacağım?' dediğimi hatırlıyorum.
Bu insanlar mı Libya halkına kurtuluş getirecek? Bunlar mı
'yeni ve özgür' toplum inşa edecekler? Biz bunlara
mı verdik o 300 milyon doları? 'Arap Baharı'ndan
çıka çıka bunlar mı çıktı? Vah ki vah.
Gerçekten kafam fena halde karışık. İslamla tanışmış,
‘dinle bir bağ kurmuş’ insanların nasıl bu kadar
barbar kalabildiklerine akıl sır erdiremiyorum. Özünü yüksek
ahlakın oluşturduğu din nasıl oluyor da kendisine inananları o
standarda çekemiyor?
Bu işte bir tuhaflık var, değil mi?
Uzun zamandır çevremde gördüğüm haksızlıklardan,
adaletsizliklerden, adam kayırmalardan, kişisel veya grupsal çıkar
için gayri ahlaki ve gayri adil davrananlardan, kendinden olmayana
zalimce davrananlardan, başkasının hakkını gasp edenlerden, hakkı
gasp edilenden değil çıkarı gereği gasp edenden yana tavır
alanlardan sonra… Başkasına iftira atmaktan imtina etmeyen o
'Müslüman-dindar çoğunluğu' gördükten sonra,
beni çok rahatsız eden bir soru zihnime takıldı.
Bu linç görüntüleri işte o rahatsız edici soruyu çok daha
ağırlaştırdı.
Aklıma geldikçe ruhumu daraltan bu soruyu bu vesileyle sizinle
de paylaşmak istiyorum. Belki ortak akılla bir cevap
bulabiliriz.
Kafama takılan soru şu: "Müslümanlık insanları niçin
adam etmiyor?"
Mesela 7 yaşından itibaren din-iman işleriyle meşgul, hayatının
her döneminde ayetle-hadisle yaşamına yön veren, 'imtihanı
geçmek' için çaba harcayan biri nasıl oluyor da 40 yıl
boyunca çalıştığı çabaladığı o imtihandan ilk ciddi sınavda
çakıyor? İlginç değil mi?
Hem de yıllarca hayat felsefesinde nakarat olarak kullandığı
'üç günlük dünya' için.
Mesela adamın biri sarığının içine bombayı koyuyor ve gidiyor
Afganistan işgalindeki direnişin sembol isimlerinden Rabbani'nin
çadırına ve 'Selamünaleyküm' diyerek bombayı
patlatıyor.
Dışarıdan bakıldığında ikisi de sarıklı 'iyi
Müslüman'.
Sizce de sorgulanması gereken bir durum yok mu ortada?
Bugün Libya'da olan biten bunlardan farklı mı?
Dinle bu düzeyde haşır neşir olmuş insanların bu kadar gayri
insani, gayri ahlaki, gayri vicdani tutum sergilemeleri sizi de
şaşırtmıyor mu?
Bu kadar adil, bu kadar parlak, bu kadar ahlaklı bir dine
yakışacak yüksek ahlak taşıyan mensuplar niçin oluşmuyor?
Nedir sorun? Kimdedir problem? Ben bulamıyorum. Var mı bu konuda
bir cevabı olan?
Doğrusu bu soruya cevap bulma görevinin ilahiyatçı yazarlarda,
İslamcı düşünürlerde, entelektüellerde olduğunu düşünüyorum.
İşte bu nedenle gazetelerde köşe, TV'lerde program kapmış
ilahiyatçılardan, İslamcı aydınlardan, düşünürlerden benim bir
beklentim var: Kendilerine verilen sütunları veya saatleri
'çiçek-böcek hakları' veyahut 'kadın ile
erkeğin bir arada oturması caiz mi?' gibi konulara
ayıracaklarına, dinin insanın karakterine, ahlakına niçin etki
etmediği sorusuna cevap aramaya tahsis etsinler.
Bu soruları tartışmak ilahiyatçılar, din adamları için TV'lerde
reyting için şebeklikten daha anlamlı olmalı. Haksız
mıyım?