Kabinedeki dört bakan değişti. Niçin değiştiği konusunda
herkesin farklı kanaati var ama ‘başarısızlık’ en
ağır basan görüş.
Sayıya bakarak değişimi önemsiz görmeyin. İçerik olarak çok
önemli bakanlıklar bunlar. Devletin temel görevinin eğitim,
sağlık, adalet, güvenlik olduğu düşünülürse temel görevden
üçünü icra eden bakanlar başarısızlık gerekçesi
ile görevden alınıyor.
Adaletin durumu da pek parlak değil. Fakat oradaki tablodan
adalet bakanı pek sorumlu görünmüyor.
Sadullah Ergin bu kadar ‘hesab’a rağmen yine de
toparlamaya çalışıyor.
Yeni gelenlerle ilgili kısa yorumlara geçmeden önce kafama
takılan bazı sorular var, onları sizinle paylaşmak istiyorum.
Diyorlar ki “Veliler, öğretmenler ve öğrenciler milli
eğitim politikalarından memnun olmadığı için Ömer Dinçer başarısız
sayıldı ve görevden alındı.”
“Doktorlar, sağlık çalışanları ve halk son dönemde
uygulanan sağlık politikasından memnun değildi. Kaşıkla verdiğini
kepçeyle geri almaya başlamıştı bu nedenle Recep Akdağ görevden
alındı.”
“Toplum genel olarak içişleri bakanından ve onun
uyguladığı sertlik yanlısı politikalardan memnun değildi o yüzden
içişleri bakanı görevden alındı”.
Kültür bakanı da “benzer başarısızlıklar nedeni ile
görevden alındı.”
Peki bu halk hükumetin esas sorumluluklarını üstlenmiş bu
bakanlardan memnun değilse AK Parti’ye bu kadar yüksek oy kimden
geliyor?
Nasıl oluyor da hükümetin başarıları Tayyip
Erdoğan’ın hanesine, başarısızlıkları ise
bakanların hanesine yazılıyor?
Toplum hükümetin eğitim, sağlık, güvenlik politikalarından
memnun değil ama hükumetten çok memnun öyle mi? Herhalde AK
Parti’ye oy verenler uzaydan geliyorlar.
Kaldı ki Ömer Dinçer milli eğitimde kendi
politikalarını mı uyguladı? Benim bildiğim adam 4+4+4 sistemini
kucağında buldu. Hatta başbakana “acele ediyoruz birkaç
yıl erteleyelim iyice hazırlık yapalım sonra
getirelim” dediği de biliniyor.
Nasıl oluyor da buradaki ‘başarısızlık’ Ömer
Dinçer’in hanesine yazılıyor?
Diğer taraftan İdris Naim Şahin. Başbakan
Erdoğan İdris Naim Şahin’in hangi tavrına destek vermedi? Veyahut
hangi tutumunun ‘yanlış’ olduğunu söyledi?
Daha birkaç ay öncesine kadar İdris Naim Şahin ile Başbakan
Erdoğan’ın üslupları ve olaylara bakışlarında bir fark var
mıydı?
Buna rağmen İdris Naim Şahin ‘başarısız’ ama Başbakan
Erdoğan ‘başarılı.’ Gerçekten tuhaf.
Neyse bu konular bizi aşar. Vardır bir bildikleri..
Gelelim yeni bakanlara.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı: Nabi Avcı'nın AK
Parti hükümetlerinin kuşkusuz en nazik, en efendi, en entelektüel,
en anlayışlı bakanı olacağını düşünüyorum. Nabi Avcı denilince
herkesin aklına babacan tavırlı bir bilge gelir.
Fakat bütün bu özelliklerinin bakanlığı için de ciddi bir
handikap olduğu kaçınılmaz bir gerçek.
Bu nezaketle, bu kibarlıkla, bu efendilikle, bu kadar sorunla ve
Başbakan Erdoğan’ın ‘tuhaf’ talepleriyle nasıl baş
edecek doğrusu ben de merak ediyorum.
Kültür Bakanı Ömer Çelik: Ömer Çelik’in
bakanlar kurulunda Ak Parti’nin yumuşak karnı olacağını
kanaatindeyim.
Hesapçı ve vitrinde olmayı iş yapmanın önünde gören bir kişiliğe
sahip. Hayatında tek bir gün yöneticilik yapmış değil.
Ama bütün bunlardan bağımsız Ömer Çelik’i bakan yapması Başbakan
Erdoğan’da var olduğunu düşündüğüm bir
‘hassasiyetin’ de yerle bir olduğunu
görüyorum.
Başbakan Erdoğan'ın Ömer Çelik'i ve geçmişte etrafında dönen
ortalama insanın asla kabul edemeyeceği olayları bildiği halde
itibar ediyor olmasıdır rahatsızlık veren..
“Genel başkan yardımcısı yaptıktan sonra bakan niçin
yapmasın dediğinizi duyar gibiyim.”
Haklısınız.
İçişleri Bakanı Muammer Güler: Muammer Güler’i
İstanbul valiliğinden tanıyoruz. Bugüne kadar ne dediğini, neyi
savunduğunu kimse bilmiyor. Anlamış da değiliz. Bildiğimiz en
önemli özelliği ‘devlet terbiyesi’ almış olması.
İdris Naim Şahin’den nasıl bir farkı var onu da bilmiyoruz.
Zaten o kadar hızlı konuşuyor ki ne dediğini anlamamıza da imkan
yok.
En büyük handikabı Hrant Dink cinayetindeki aldığı tutum.
Bir de 1 Mayıs'ta olay çıkmasın diye "köprüyü kapatması
aklımızda kalmış.
Ama yine de İdris Naim Şahin'in kaba tutumu yanında Muammer Güler
nezaketi ile fark yaratacağını düşünüyorum.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu: Başbakan
Erdoğan’ın ilk yol arkadaşlarından biridir. Tayyip Erdoğan’ın daha
Fazilet Parti’sindeyken Numan Kurtulmuş’a karşı İstanbul il
başkanlığında yenilikçi kanadın adayı olarak meydana inen ilk
isimdir.
Sağlık sektöründeki ticari faaliyetleri ile bilinir. Önemli
hacimde özel hastaneleri vardır.
Hakkında sağlık sektöründeki ticari ilişkilerinden dolayı oluşan
negatif imaj bakanlığı için en ciddi handikap olacaktır.
Kişiliğindeki sakinliği, sağlık çalışanları ile iletişim kurmada
bir artı sağlayabilir.
twitter.com/acikcenk
Bu yazıya
Facebook'ta yorum yapmak
için tıklayın