2000 yılının 5 Mayıs'nda attık ilk harcı.
Şımarmadan, sırnaşmadan, tevekkülü elden bırakmadan
tam 18 yıldır yol
alıyoruz.
18'lik delikanlı olduk çok
şükür!
Süleyman Özışık ile birlikte 350
dolarla yola çıktık. Hamd olsun ki yıllar
geçtikçe parayla, pulla ölçülemeyecek büyük bir
servet edindik.
İki kişi ile başladık...
Bugün 50-60 kişi ile yolumuza devam
ediyoruz.
Ertuğrul Özkök bir kaç yıl önce ziyarete
geldiğinde, "Hadi sen büyük iş başarmışsın ama
bil ki bundan böyle çok mıncıklanacaksın"demişti. Bu
sözlerin anlamı, iftiraya uğramaktı, ekmeğine bıçak saplamaktı..
Öyle de oldu, Ertuğrul Özkök haklı çıktı zamanla. Ama biz
yılmadık, "Rızık veren
Allah'tır" dedik ve doğru bildiğimiz yolda
ilerledik, ilerliyoruz.
Haberlerimizde yalan yanlış olmasın diye azami dikkat ettik.
Kalbimizin zehirlenmemesi için, okuyucularımızdan başka efendi
edinmedik. Saygısızlık yapmadık, çirkinliğe teslim
olmadık, Allah'a sığındık ve anne babamızın da
duasıyla, bugünlere geldik.
Belirgin bir
pişmanlığımız olmadı hiç!
Sağır bir direniş içinde olmadık..
Karşı tarafı duymazdan gelmedik.
Herkesi dinledik, bilerek ve isteyerek duymamakta ısrar
etmedik.
Türlü zorluklar ve engellere rağmen,
İnternethaber bayrağını yere
düşürmedik. 18'imize kadar, egomuzun bizi
yönetmesine izin vermedik. İçimizde öfke
barınmadık. Okuyucu, verdiğimiz hizmetin kanıtını görmek
istedi hep. O yüzden doğrudan, doğru yoldan
şaşmadık.
Başardık!
Başardığımız içindir ki...
Kâh alkışlandık...
Kâh taşlandık..
Başarımızın karşılığında ise, bizi hem alkışlayan hem de
taşlayan 1 milyonun üzerinde okuyucu ile
taçlandırıldık. Birilerinin bizim
başarılarımızdan rahatsızlık duymaya başladığını görünce, takdire
şayan bir iş yaptığımızı görmüş olduk. Kimileri
arkamızdan konuştuysa da, biz önde, en önde yürümenin tadını
çıkardık, çıkarıyoruz. Takdir etmesini
bilmeyenler, bizim mutsuz ve başarısız olmamısı istedi. Ama onların
bu düşü hiçbir zaman gerçekleşmedi.
İnançla, inatla, sabırla, sebatla ve hep doğru yolda...
habercilik yaptık. O yüzden okuyucu bizi okumaktan vazgeçmedi. Her
türlü olumsuz ve karamsarlığa karşı inat ettik, kararlı
olduk.
Gözümüzü kör etmesin diye kibirden, kibrin çürük kokusundan
uzak durduk.
Tüm bunları elbette tek
başımıza başarmadık.
İnternethaber ailesinin her ferdinin bu
başarıda payı çok büyük. Hâlâ aileden
kopmayan Hacer Alkan başta olmak
üzere, helalleşip gidenler... hepimiz çok çalıştık,
çalışıyoruz.
2000 yılının 5 Mayıs'ında
İnternethaber'i yayına aldığımızda, Nazlı kızım 13 yaşındaydı.
İnternethaber için, İnternethaber'in çalışanları için ter döküyor
şimdilerde.
Ve fakat...
Sizler bu yazdıklarıma bir kez daha şahit olun. 18 yıl oldu,
onca emek, onca çırpınış... buna rağmen, hâlâ bir yasamız
olmadı. Ben ve arkadaşlarım çalmadık kapı
bırakmadık; sorunlu olduğumuzu haykırdık ve sorumlu olmak istedik.
Buna rağmen, İnternet Medyası Yasası çıkarılmadı,
çıkarılmıyor.
24 Haziran'da seçim
var...
Yazık ki 24 Haziran sonrası için de pek umutlu
değiliz!
Çok şey istemedik aslında...
Fikri, zikri ve zihni kötüye işleyenler, bu sektörü
kirletmesin istedik. Buna rağmen, sesimizi 18 yıl boyunca duyan
olmadı..
18 yaşında vekillerimiz olacak
artık.
Hal böyleyken; 18'lik bir delikanlı (İnternethaber) hâlâ
reşit sayılmıyor.
Ey güzel insanlar...
İnternethaber'in güzel
ailesi...
18'imize kadar size dokunduğumuz
için başarılı olduk.
Hatalarımız olmadı mı?
Oldu, olacaktır!
Biz hatalarımızı telafi ederiz.
Yeter ki siz bize kalbinizi ve gönlünüzü açmaya devam
edin..
İyi ki varsınız!
İyi ki varız...
Nice yıllara...