İlkesizliğin adını 'Yayın İlkeleri' koymuşlar

İlkesizliğin adını 'Yayın İlkeleri' koymuşlar

Adnan Berk Okan adnanberkokan@gmail.com

Sevgili medya patronları ve yöneticileri!..
Nereye gittiğinizi göremiyorsanız eğer kendi ayaklarınıza sıktığınızı da göremiyorsunuz…
Ne demek mi istiyorum?..
Dilimin klavyeme gücü yettiği kadar anlatmaya çalışayım…
“Medya” demek öncelikle “doğru haber” demektir…
Haberlerinizin doğruluğu “güvenilir” olmanızın teminatıdır…
Güvenilirliğiniz yoksa verdiğiniz hiçbir haberin inandırıcılığı da olmaz ki o zaman akıntıya kürek çekmiş olursunuz…
Peki;

Sahibi olduğunuz ya da yönettiğiniz kurumu “güvenilir” buluyor musunuz?..
Pardon…
Bu soruya “hayır” diyecek haliniz yok…
O halde ben size bu konuda kamuoyunun görüşünü hatırlatayım:
“Kamuoyu size güvenmiyor”…
Ben nereden biliyorum?..
Kamuoyu araştırma sonuçlarından…
Kamuoyu size neden güvenmiyor?..
Çünkü haberlerinizin çok azı “doğru”; diğer birçoğu ise “doğru” olmaktan öte “yönlendirme” amaçlı…
Yani;

Ekonomik çıkarlarınıza göre dizayn ediliyor…
Kamuoyu verdiğiniz haberin arka plânında mutlaka “bir çıkar ilişkisi” arıyor…
Ne fena!..
Peki “bağımsız” mısınız?..
Tabii ki “evet, bağımsızız” diyeceksiniz ama “hayır”
Hem de çok bağımlısınız…
Unutmayınız;
Devletle ticari ilişkisi, çıkarı olan herkes, her kurum bağımlıdır…
İçinizde Devlet’le (haliyle siyasal iktidarla) işi olmayanınız var mı?..
Yok…
O halde bağımsızlık türküleri söylemeye kalkışmayın sesiniz çok kötü çıkıyor…
Gelelim, “tarafsızlık” konusuna…
Ne yazık ki “tarafsız” değilsiniz, olamıyorsunuz…
“Taraf” olmak ayıp mı?..
Hayır; neden ayıp olsun…
Ama…

“Taraftar” olmak ayıp…
Habercilik yaparken kiminiz siyasal iktidarın taraftarısınız; kiminiz muhalefetin…
Çok azınız “taraftar” olmaktan çıkıp sadece “taraf” olarak kalabiliyorsunuz…
Fazla uzatmayacak ve hemen söylemek istediğim bir başka konuya geçeceğim…

Geçtiğimiz Pazarı Pazartesiye bağlayan gece yarısından sonra KanalTürk’te yayınlanan “Futbolig” programı izledikçe zavallı futbolseverleri düşündüm…
Düşündükçe yüreğim yandı…
Tepede birileri “Futbol” adı altında; fukaraların ekmek paralarını çalmak için birbirleriyle danışıklı dövüş bir kavganın içindeler…
Onlar birbirleriyle kavga ediyormuş gibi görünüp ortamı gererek futbola olan ilgiyi arttırarak zengin olurlarken;
fukara futbolsever; öğrenci evlâdından, evde köle gibi çalışan karısından esirgediği üç kuruş parayı onları izlemek için harcıyor…
Bazen rakip takımın seyircisini bıçaklıyor…
Kimi zaman bir başka ülkeden gelmiş rakiplerin taraftarlarını öldürüyor…
Neden?..
“Futbol” yüzünden…
Peki futbolun tepesindekiler ne yapıyorlar?..
Ne yaptıklarını geçen gece Mehmet Baransu kendisini dinleyen herkese gösterdi…
Ama yine, her zaman olduğu gibi sadece o kanalda kaldı Baransu’nun söyledikleri…
Sadece o saatte uyumayıp da KanalTürk’ü izleyenler öğrendiler “futbol” isimli oyunun içinde dönen kirli ve çöp dolu dolapları…
Ne fena!..
Düşündükçe midem yanıyor…

adnanberkokan@gmail.com