Tavlada yenilgiye doymayan bir arkadaşım,
yenilgisine kılıf uydurmak için, önce oynamak istemiyor. İşinin
olduğunu söylüyor.
"Tek oyun" sözlerimin aynısını
tekrarlıyor:
-Tek oyun...
Yenilince "tek oyun" bazen 10'u
buluyor.
Kabul etmiyor yenilgiyi, hazmedemiyor. "Tek oyun"
diyor 10 oyun kaybediyor ama hâlâ direniyor. Yahu arkadaş, kabul et
olmuyor, zar seni istemiyor.
13 yıl diyorum....
AK Parti diyorum...
1 Kasım diyorum...
Yüzde 49 diyorum...
Ey muhalefet, kabul edin artık... 13 yıldır iktidar oyunu
oynuyorsunuz ama arkadaşımın galibiyetini istemeyen
zarlar gibi, millet de sizi istemiyor. Her yenilgiden
sonra, hiçbir şey olmamış gibi nutuk atmaktan siz yorulmadınız ama
biz yorulduk!
Yeter artık oynamayın!
Ey iktidar karşıtı kalemler, kabul edin
artık...
13 yıldır aynı şeyleri
yazıyorsunuz, Galatasaray'ın Fenerbahçe'ye bilendiği
gibi, her seçim öncesinde AK Parti'ye, Tayyip Erdoğan'a
bileniyorsunuz. Aklınıza eseni yazıyor
ve AK Parti'yi "bu sefer" iktidardan
uzaklaştırabileceğiniz hayaline
kapılıyorsunuz.
Yorulmadınız mı?
Vallahi biz sizin saçmalıklarınızı
okumaktan/dinlemekten bıktık.
Yeter artık oynamayın!
Ertuğrul Özkök bence
samimi!
Ertuğrul Özkök samimiyetle
yazdı, "fabrika ayarları"na döndüğünü
açıkladı.
Ne yapmalıyız, kızmalı mıyız
Özkök'e?
Bence hayır!
Kızmak bir kenara, Ertuğrul Özkök'ün o
yazdıklarından ötürü alkışlamalıyız!
Ne dedi Özkök?
"Doğru olan şeyleri yazmaya elim varmıyordu. Bundan
sonra yazacağım."
İktidar yanlısı kalemler, Özkök'ün samimiyetinden şüphe
ediyor. Oysa bu sözler, Özkök'ün samimiyetine inanmak için yeter de
artar.
1 Kasım seçimleri eskiyi sildi süpürdü. Geçmişte herkes
eteğindeki taşı döktü. AK Parti'nin de hataları var,
AK Parti'ye karşı olanların da. 7 Haziran
yenilgisinin sebebini kibir olarak kabul ettik
madem, 1 Kasım zaferiyle tekrar kibirlenmenin kimseye
faydası olmaz.
Bırakalım "biat" çağrılarını!
Unutlayalım ki...
Hergün birini yok etme derdine düşenler, gün gelir
kendileri yok olurlar!
NOKTA!