Zaman gazetesi yazarı, Gülen cemaatinin önemli
isimlerinden Hüseyin Gülerce “Sayın Erdoğan'ın ustalık
döneminin ilk iki sınavı yeni kabinenin teşkili ve yaklaşan Yüksek
Askerî Şûra çalışmalarıdır. Ustalık döneminin başlangıcını test
etme fırsatını böylece bulmuş olacağız...” diyerek
Başbakan Erdoğan'ı ‘sınava’ sokmuş. Dikkatinizi
çekmiş miydi? Hani Hürriyet yazarı Mehmet Yakup Yılmaz'ın sık sık
yaptığı sınavlar var ya, bu da onlardan.
Başbakan Erdoğan veyahut Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül'ün önüne gelen her atama kararı öncesi
Mehmet Yılmaz “Bakalım bu sefer sınavı geçecek mi?”
diyerek bir yazı kaleme alır.
Mesela Anayasa Mahkemesi'ne bir atama
mı yapılacak, Mehmet Yılmaz hemen 'bu atama sayın
Cumhurbaşkanı için bir sınav niteliğindedir. Ne kadar tarafsız
olduğunu burada göreceğiz” diyerek aklınca bir ayar vermeye
çalışır. Ama aslında derdi atamayı yapanın tarafsız olması
değil, kendi hassasiyetlerini paylaşan birinin
atanmasıdır.
Mehmet Yılmaz gibilerin açtığı bu
sınavlar hiçbir zaman bitmez. Her atama yeni bir test halini alır.
Amaç belli: aynı cemaate mensup kişileri orada
tutmak.
İşte Mehmet Yılmaz'ın veyahut 'benzer
hassasiyetleri' gözeten gazetecilerin, siyasilerin, kanaat
önderlerinin bu taktiğinin bir benzerini bugün Hüseyin Gülerce'de
gördüm.
Doğrusu çok tuhafıma gitti.
Hüseyin Gülerce'nin Başbakan Erdoğan için ince
bir hassasiyetle kaleme aldığı, emek vererek hazırladığı bu sınav
kağıdı, beni biraz rahatsız etti.
Görünüşe göre Hüseyin Gülerce beyefendi gerek
bakanlar kurulunun oluşumuna, gerekse Yüksek Askeri Şura
kararlarına ‘özel bir ilgi’ duyuyor.
Doğrusu Hüseyin Gülerce'nin bu
'ilgisinin' kaynağını da, bu konularda bir sınav
düzenleme hakkını nereden, kimden aldığını da çok merak
ediyorum.
Aklıma takılan bazı sorular
var:
• Hüseyin Gülerce'nin de, bütün olarak
Gülen cemaatinin de son 3 seçimdir ama özellikle de bu son seçimde
hararetle destekledikleri bir siyasi lider için hemen seçim sonrası
"sınav" açmaları tuhaf değil mi?
• Önce oy verip sonra "güven
ver" demek. güveni tesis etmek için sınav açmak sizce
normal bir davranış mıdır?
• Eğer Başbakan Erdoğan'nın Yüksek Askeri
Şura ve Bakanlar Kurulun'un teşkili gibi şimdi sınava tabi
tutulmaya çalışıldığı iki konuda 'yanlış' yapması,
'hassas' davranmaması ihtimali vardıysa, bu
endişenizi niçin seçim öncesi ortaya koymadınız?
• Peki Başbakan Erdoğan nasıl bir tutum
alırsa Hüseyin Gülerce beyefendiden geçer not almış
olacak?
• Mehmet Yılmaz gibilerin sürekli sınav
kağıdı hazırlamalarının arkasındaki
'hassasiyetlerin' farkındayız. Gülen Cemaati adına
açıldıysa eğer bu yeni sınav, Cemaatin Başbakan
Erdoğan'ınkinden farklı ne gibi hassasiyetleri
var? Bu konuda da aydınlanmaya ihtiyacımız yok mu?
Hüseyin Gülerce Cemaatin içerisinde en makul,
en müşfik, en hassas, en beyefendi kişi. Ben öyle görüyorum.
Yanlış anlaşılma konusunda ne kadar hassas olduğunu da yakından
biliyorum.
Hüseyin beyin gerçekten bir
'derdi' var, onu da biliyorum ve anlıyorum.
Lakin, mensubiyetlerimizin içinde kaybolmak,
bazen hataları da beraberinde getiriyor.
Ben de görünce, dikkatimi çekince, böyle
"yanlış"lara, daha büyüklerine yol verilmesin diye, işaret etmeye
çalışıyorum.
Eğer birbirimizi sınava tabi tutacaksak,
önce sınava girmesi gereken Hüseyin beyin bağlı bulunduğu
cemaat değil midir? Çünkü görünen o ki Başbakan
Erdoğan'ı hala tam olarak tanıyamamış durumdalar. Bu
konuda 'kusuru' önce kendilerinde aramaları
gerektiğini düşünüyorum.
Üstelik, kendinde sınav yapma hakkı görenlerin
öncelikle sınavdan geçmiş olmaları gerekir.
Gülen Cemaatine mensup arkadaşların bir sınava
girip de başarılı olduklarını hatırlamıyorum. İçinizde
böyle bir sınavı ve alınmış yüksek notu hatırlayan var
mı?