CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü grup
toplantısında Beştepe'deki kura
törenine katılan hakimlere saydırdı.
Niye?
Erdoğan içeri girdiğinde, hakimler ayağa kalmış
diye...
Diyor ki:
(...) her parti genel başkanı geldiğinde ayağa mı
kalkacaksınız?
Beştepe'deki törende içeriye giren, AK Parti Genel Başkanı
olduğu gibi, aynı zamanda bu ülkenin Cumhurbaşkanı'dır. Ama, Kemal
Bey ve tayfası bunu
kabullenemiyor. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı
olmasını ne Kemal Bey, ne de Kemal Bey'in yolundan gidenler içine
sindiremiyor.
"AKP Genel
Başkanı" diyerek, Erdoğan'ın
Cumhurbaşkanlığı'na karşı direniyorlar. Üstelik bu
direnişleri geçen seçimlerde yıkıntıya dönüşmesine rağmen.
Bir önceki seçimde, "Recep
Bey" diyorlardı hatırlıyor musunuz?
Şimdi de, "AKP Genel
Başkanı" sıfatı ile yol alıyorlar. Peki
bu saçmalıkları işe yarıyor mu? Milletin oyunu raydan
çıkarabiliyorlar mı? Her seçim sonrasında millet kimin yanında
oluyor?
Kemal Kılıçdaroğlu, bu ülke insanının örf ve
adetlerine ne kadar bağlı olduğunu, ister hakim olsun ister savcı,
ister parti genel başkanı olsun ister Cumhurbaşkanı... bu ülke
insanının büyüklerine karşı saygısını biliyor olmasına
rağmen, çılgın yok oluşunu hızlandıracak
kem sözlerden geri durmuyor.
Oysa gerçek hiçbir zaman kurgusundan şaşmıyor, şimdiye kadar
şaşmadığı gibi.
"ALLAH TAYYİP ERDOĞAN'DAN RAZI OLSUN"
DİYEN YAZAR KİM?
Kemal Kılıçdaroğlu gibi, "AKP Genel
Başkanı" ifadesini sık sık kullanan bir
yazarcık...
İsmi lâzım değil!
Beylerbeyi'ndeki kafelerin müdavimi...
Hemen her gün gittiği mekanda kahvesini içip
içip, "Allah Tayyip Erdoğan'dan razı
olsun" diyen bir tip.
Niye peki bu iki yüzlülük?
Anlatayım.
Arkadaşın gittiği kahvenin sahibi sıkı bir Tayyip Erdoğan hayranı.
Kahvesini içiyor, elini cebine atıyor, dükkanın sahibi
durduruyor:
-2019 seçimlerine kadar Tayyip
Bey'densin.
Tayyip Erdoğan'ın hatırına para almıyor yani...
Can kardeşimiz ne yapıyor peki?
Köşesinde "diktatör" dediği Tayyip
Erdoğan'dan gelen bedava kahve teklifine itiraz edeceğine, olmaz
öyle bir şey diyeceğine.... "Tayyip Erdoğan'dan Allah olsun" diyor
ve çekip gidiyor...
Bir gün değil ha....
Hergün...
Bakalım bu yüzsüzlük 2019'a kadar sürecek mi?
HASAN CELAL GÜZEL
28 Şubat sürecinin en şerefli, en haysiyetli,
en onurlu politikacılarından biriydi Hasan Celal
Güzel... Ankara'da Yeni
Günaydın'da çalıştığım yıllarda, hemen her gün
görüşüyorduk.
Kâh askerin, kâh Mesut Yılmaz'ın, kâh Genelkurmay'ın açtığı
davalar bizi bir araya getiriyordu. Onun ağzından yazdıklarım, hem
bana hem de kendisine pahalıya mal oluyordu. Nefes alamıyorduk
davalardan, adliye koridorlarında ettiğimiz sohbetler bile, ertesi
gün bir başka dava olarak karşımıza çıkıyordu.
Güzel bir insan, haksızlığa uğrayarak, alçakça iftiralara maruz
kalarak, çile çekerek göçtü gitti bu dünyadan. Allah mekanını
cennet eylesin. Nur içinde yat Hasan Ağabey...