Hem gazeteci hem siyasetçi hem de tüccar

Hem gazeteci hem siyasetçi hem de tüccar

Levent Gültekin acikcenk@gmail.com

Başlığa bakınca 10 parmağında on marifet olan bu kişi de kimdir diye düşündünüz değil mi?

Hemen açıklayayım.

Bugün köşemizin konuğu Kanal 7 ve Yeni Şafak’ta gazetecilik yapan, AK Parti kurucu ve MKYK üyesi, aynı zamanda büyük yönetmen ve yapımcı Ayşe Böhürler.

Bu hanımefendi ile alakalı uzun zamandır tuhaf şeyler duyuyordum. Fakat dedikoduları yazı konusu yapmaktan imtina ettim.

Geçtiğimiz günlerde CHP’nin soru önergesine TRT’den sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç cevap verdi. Arınç'ın açıkladığına göre Böhürler yaptığı işler karşılığında TRT'den 500 bin TL almış.  Bugüne kadar dedikodu olan bazı bilgiler resmiyet kazandığına göre artık bu konuları yazmak farz oldu.

Doğrusu bu konuyu yazmayı birkaç gün erteledim. Bekledim bu akıl ve ahlaktan yoksun durum hakkında kimse bir şey yazacak mı? Fakat gördüm ki mevcut acayiplik kimsenin umurunda değil.

Medyanın AK Parti muhalifi cenahından adil bir eleştiri beklentisi içerisinde değildim. Çünkü bu arkadaşların AK Parti muhalifliği ön yargılı bir muarızlığa dönüştüğünden, bu konularda yazdıklarının bir kıymeti harbiyesi olmuyor. Asıl, AK Parti yandaşı, taraftarı gazeteciler bir şeyler yazmalıydı. Ne yazık ki kimse tek kelam etmedi.

Neyse, gelelim asıl meseleye.

Ayşe Böhürler, AK Parti kurucusu ve MKYK üyesi. Bu hanımefendi aynı zamanda TRT’ye, birçok devlet kurumlarına ve belediyelere çeşitli işler yapıyor. Öncelikle şunun altını çizeyim. Bir AK Partilinin bu tip işler yapmasına, bu ve benzer kurumlarla ticari alış verişe girmelerine karşı veyahut buralardan bir kazanç edinmelerinden rahatsız olanlardan değilim.

Fakat bu hanımefendinin yaptığı işlerde gayri ahlaki bir durum var.

Şimdi siz kurucusu ve yöneticisi olduğunuz partinin iktidar döneminde ve o iktidara bağlı kurumların genel müdürlerinden talep ettiğiniz işlerin size normal seyrinde verildiğini iddia edebilir misiniz?

Yani AK Parti MKYK üyesinin sunduğu bir projeyi (lüzumsuz ya da dandik bile olsa), bir kurumun başındaki genel müdür reddedebilir mi? Hatta yaklaşan seçimlerde kendi adaylığı hakkında söz sahibi bulunan birinden gelen talebe hangi belediye başkanı hayır diye bilir?

O kurumlara proje sunan (velev ki AK Partili olsun) diğer kişiler sizinle eşit şartlarda yarışmış olurlar mı?

Ayşe Böhürler hanımefendiye sormak lazım: Nedir bu hırs Allah aşkına? Nedir bu çaba? Ne olacak, neye yetişmeye,  neyi yakalamaya çalışıyorsunuz? Eğer para derdiniz varsa neden MKYK üyeliğinde ısrar ediyorsunuz? Yok, eğer hizmet aşkı ile yanıp tutuşuyorsanız nedir bu para hırsı? Neredeyse, proje sunmadığınız kurum – kuruluş kalmamış. MKYK üyeliği hem de ticari çabalarınızı bir arada yürütmenin doğurduğu ahlaki arıza sizi nasıl olur da rahatsız etmez? Koskoca bir partiyi ve onun mensuplarını büyük töhmet altında bıraktığınızın farkında değil misiniz? AK Parti MKYK üyesi Ayşe Böhürler sıfatıyla aradığınız bürokratların, taleplerinizi emir telakki etmekten başka çareleri var mı?  Yıllardır siyasi çalkantıların ceremesini de çeken yüz binlerce başörtülü hanımefendi iş bulmakta zorlanırken, “başörtülü” kontenjanından elde ettiğiniz bir makamı böyle şaibeli işlerde kullanmak hiç mi duraksatmıyor sizi?

Soruların sayısını hiç kuşkusuz daha da çoğaltabilirim.  Ne dersem diyeyim, ne yazarsam yazayım, ortada can sıkıcı bir durumun olduğu açık.

AK Parti’yi koruyup kollamayı kendine görev addetmiş birçok arkadaşımızın, AK Parti’ye zarar veren kendi mahallelerinden biri olunca ses çıkarmamaları da bir o kadar ilginç bir durum.

Tuhaf bir körlük, ilginç bir suç ortaklığıyla karşı karşıyayız. İşin bir diğer ilginç tarafı ise ikili sohbetlerde birçok kimse benzer olaylardan rahatsızlıklarını dile getirirken, kimsenin açıktan bir şeyler söyleyememesidir.

Mahallenin kalemşorlarının tepkisizliği, netameli işlere kalkışanları daha bir cesaretli kılıyor. Öyle olmasaydı, yaklaşık 6-7 yıldır bu hanımefendi onlarca devlet kuruluşuna proje satıp iş takipçiliği yapmaya devam edebilir miydi?

İnsanların özellikle de ‘bir lokma bir hırka’yı hayat felsefesi edinenlerin vardıkları nokta, içler acısı.

Bir çift sözüm de her yazımı Başbakan Erdoğan’a taşıyan AK Parti yalakalarına: Bu yazımı da Başbakan’a götürsenize.