Başlığa bakınca 10 parmağında on marifet olan bu kişi de kimdir
diye düşündünüz değil mi?
Hemen açıklayayım.
Bugün köşemizin konuğu Kanal 7 ve Yeni Şafak’ta gazetecilik
yapan, AK Parti kurucu ve MKYK üyesi, aynı zamanda büyük yönetmen
ve yapımcı Ayşe Böhürler.
Bu hanımefendi ile alakalı uzun zamandır tuhaf şeyler
duyuyordum. Fakat dedikoduları yazı konusu yapmaktan imtina
ettim.
Geçtiğimiz günlerde CHP’nin soru önergesine TRT’den sorumlu
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç cevap verdi. Arınç'ın açıkladığına
göre Böhürler yaptığı işler karşılığında TRT'den 500 bin TL almış.
Bugüne kadar dedikodu olan bazı bilgiler resmiyet kazandığına
göre artık bu konuları yazmak farz oldu.
Doğrusu bu konuyu yazmayı birkaç gün erteledim. Bekledim bu akıl
ve ahlaktan yoksun durum hakkında kimse bir şey yazacak mı? Fakat
gördüm ki mevcut acayiplik kimsenin umurunda değil.
Medyanın AK Parti muhalifi cenahından adil bir eleştiri
beklentisi içerisinde değildim. Çünkü bu arkadaşların AK Parti
muhalifliği ön yargılı bir muarızlığa dönüştüğünden, bu konularda
yazdıklarının bir kıymeti harbiyesi olmuyor. Asıl, AK Parti
yandaşı, taraftarı gazeteciler bir şeyler yazmalıydı. Ne yazık ki
kimse tek kelam etmedi.
Neyse, gelelim asıl meseleye.
Ayşe Böhürler, AK Parti kurucusu ve MKYK üyesi. Bu hanımefendi
aynı zamanda TRT’ye, birçok devlet kurumlarına ve belediyelere
çeşitli işler yapıyor. Öncelikle şunun altını çizeyim. Bir AK
Partilinin bu tip işler yapmasına, bu ve benzer kurumlarla ticari
alış verişe girmelerine karşı veyahut buralardan bir kazanç
edinmelerinden rahatsız olanlardan değilim.
Fakat bu hanımefendinin yaptığı işlerde gayri ahlaki bir
durum var.
Şimdi siz kurucusu ve yöneticisi olduğunuz partinin iktidar
döneminde ve o iktidara bağlı kurumların genel müdürlerinden talep
ettiğiniz işlerin size normal seyrinde verildiğini iddia edebilir
misiniz?
Yani AK Parti MKYK üyesinin sunduğu bir projeyi
(lüzumsuz ya da dandik bile olsa), bir kurumun başındaki genel
müdür reddedebilir mi? Hatta yaklaşan seçimlerde kendi
adaylığı hakkında söz sahibi bulunan birinden gelen talebe hangi
belediye başkanı hayır diye bilir?
O kurumlara proje sunan (velev ki AK Partili olsun) diğer
kişiler sizinle eşit şartlarda yarışmış olurlar mı?
Ayşe Böhürler hanımefendiye sormak lazım: Nedir bu hırs Allah
aşkına? Nedir bu çaba? Ne olacak, neye yetişmeye, neyi
yakalamaya çalışıyorsunuz? Eğer para derdiniz varsa neden MKYK
üyeliğinde ısrar ediyorsunuz? Yok, eğer hizmet aşkı ile yanıp
tutuşuyorsanız nedir bu para hırsı? Neredeyse, proje sunmadığınız
kurum – kuruluş kalmamış. MKYK üyeliği hem de ticari çabalarınızı
bir arada yürütmenin doğurduğu ahlaki arıza sizi nasıl olur da
rahatsız etmez? Koskoca bir partiyi ve onun mensuplarını büyük
töhmet altında bıraktığınızın farkında değil misiniz? AK Parti MKYK
üyesi Ayşe Böhürler sıfatıyla aradığınız bürokratların,
taleplerinizi emir telakki etmekten başka çareleri var mı?
Yıllardır siyasi çalkantıların ceremesini de çeken yüz
binlerce başörtülü hanımefendi iş bulmakta zorlanırken, “başörtülü”
kontenjanından elde ettiğiniz bir makamı böyle şaibeli işlerde
kullanmak hiç mi duraksatmıyor sizi?
Soruların sayısını hiç kuşkusuz daha da çoğaltabilirim. Ne
dersem diyeyim, ne yazarsam yazayım, ortada can sıkıcı bir durumun
olduğu açık.
AK Parti’yi koruyup kollamayı kendine görev addetmiş birçok
arkadaşımızın, AK Parti’ye zarar veren kendi mahallelerinden biri
olunca ses çıkarmamaları da bir o kadar ilginç bir durum.
Tuhaf bir körlük, ilginç bir suç ortaklığıyla karşı
karşıyayız. İşin bir diğer ilginç tarafı ise ikili
sohbetlerde birçok kimse benzer olaylardan rahatsızlıklarını dile
getirirken, kimsenin açıktan bir şeyler söyleyememesidir.
Mahallenin kalemşorlarının tepkisizliği, netameli işlere
kalkışanları daha bir cesaretli kılıyor. Öyle olmasaydı, yaklaşık
6-7 yıldır bu hanımefendi onlarca devlet kuruluşuna proje satıp iş
takipçiliği yapmaya devam edebilir miydi?
İnsanların özellikle de ‘bir lokma bir hırka’yı hayat felsefesi
edinenlerin vardıkları nokta, içler acısı.
Bir çift sözüm de her yazımı Başbakan Erdoğan’a taşıyan AK Parti
yalakalarına: Bu yazımı da Başbakan’a
götürsenize.