Önceki yazıda. Sorduğum sorulara, Tekdağ'dan ses çıkmadı
ama çok önemli birinden itiraz geldi.
Telefondaki çok önemli ses, "Yazınızı okudum"
dedi, "Güzel yazmışsınız ama son cümlesine itirazım var,
düzeltmek istedim" dedi.
"Aman efendim ne demek, düzelten siz olduktan sonra, bir
cümlesini değil, her cümlesini de düzeltseniz sesim
çıkmaz" diyecektim, demedim. O kadar önemli bir adam.
"Habertürk'ü Tekdağ'ın üzerine titreye titreye
oluşturduğunu yazmışsınız. Gazetenin oluşumuna Tekdağ'ın zerre
katkısı olmamıştır."
Haklıydı. O süreçte yakından tanıktım duruma.
O cümlemdeki çoğul ifadeyle, Tekdağ'ı değil, o zamanki ekibi
kastetmiştim, başaramamışım, anlam kayması olmuş.
Sonra. Aynı yazı için. Başka biri başka bir şey fısıldadı
telefonda.
Dedi ki, "Maden suyu tansiyon hastasına zararlı
haberinin öncesi de var."
Dikkat kesildim.
Meğer. İki ay kadar önce. Habertürk'te, maden suyunun kanserojen
etkisi üzerine bir haber yapılmış.
Haber sayfaya girmiş. Gazete baskıya girmeden önce durumu fark
eden hayli deneyimli bir gazeteci, "Siz ne yapıyorsunuz" demiş,
"başınızı belaya mı sokacaksınız. Çıkarın bu
haberi."
Çıkarmışlar.
Anlayacağınız. Habertürk civarında maden suyundan söz ederseniz
yanarsınız.
Ama içmek serbest.
ACI ÇEKMENİN DİSİPLİNİ Mİ
OLUR!!
Kardeşi ölmüş.
Kardeş kaybı başka kayıplara benzemez. Can gider.
Kardeşini koruyarak büyür her ağabey.
Her evde kardeş, ağabeye emanettir.
Yarbay Mehmet Alkan. Kardeşinin cenazesinde isyan etti
ya. Can yangınının alevleri hepimizi yaktı.
Hakkında disiplin soruşturması açılmış.
O soruşturmada rolü olan herkese sormazlar mı; senin hiç
kardeşin öldü mü?
Sormazlar mı, acı çekmenin disiplini mi
olur!!
ZATEN HAZIR OLMAN GEREKİR
Kİ...
Diğer tüm partiler tel tel dökülüp bir tek CHP kalsa.
Yine de. Hem de. Bu ortamda. CHP, aldığı oyun az altında
az üstünde gezinir durur.
Bir önceki seçimde çalıştıkları strateji şirketiyle
çalışacaklarmış yine. Gerekçeleri de basit, Obama da onlarla
çalışmış.
Sanki o seçimde, oy kaybetmediler de oy patlaması
yaşadılar.
Sanki, siyasal iletişim dediğin Obama'ya uyarsa
bizimkilere de uyan standart bir giysi.
Dahası.
Parti Meclisi toplanıyor. Hepsi de ciddi adamlar. Kadınlar.
Sonrasında yayınladıkları bildiri evlere şenlik.
Koalisyon kurma sürecinde yapıp ettiklerini bir nevi özet
geçiyorlar.
"Sonsuz bir kararlılık" içindelermiş. Artık ne
demekse...
Ve bildiriyi şöyle bitiriyorlar:
"Cumhuriyete ve demokrasiye inanan tüm yurttaşlarımızla
seçime hazır olduğumuzu ilan ediyoruz."
Kanarya sevenler cemiyeti olmadığınıza göre, her daim
seçime hazır olmanız gerekmiyor mu diye
sorabilirsiniz.
Sormayın, bırakın öyle kalsın.
AKLIMDA KALAN
Hamza Hamzaoğlu'nun hazım
sorunu: Tamam. Galatasaray'a dört yıldız taktırdın.
Ama unut artık bunu. Çık o havadan. Kasım kasım kasılmaktan vazgeç.
Abartma. Başarıyı sıradanlaştırmazsan işin içinden çıkamazsın.
Sanki Tanzanya'dan transfer edilmiş gibisin. Bilmiyor musun bu
ülkede teknik adam ömrü kısadır. Yerli teknik adamın ömrü ise,
kısadan daha kısadır. Kendini toplayıp aslına dönmezsen, Mustafa
Denizli ensende bekliyor, bilgin olsun.