Gazetelerin verdiği ilanın hukuki karşılığı var mı?
Gazetelerin verdiği ilanın hukuki karşılığı var mı?
"Gazetelerin içeriği, gazetelere aittir"e itirazım
yok.
Ancak, haberin kamuya ait olduğunu da
unutmayalım.
Kamuya ait bir haberin gazeteler, televizyonlar ve İnternet
siteleri tarafından kullanılması "çalıntı" değil
"alıntı"dır.
İşte bu yüzden, 20 gazeteyi yöneten genel yayın
yönetmenlerinin "işbirliği" yaparak, bizleri "hırsız" ilan
etmelerine itiraz ediyorum.
"Pervasızca hırsızlık yapan"lardan söz edeceksek, bunda biz
de muzdaribiz. Gazetelerin ürettiği içerik, 24 saat arayla
çalınıyor, bizim emeklerimiz dakika dakika copy-past marifetiyle,
yeri yurdu belli olmayan kişilerce, künyesi olmayan sitelere
aktarılıyor.
Biz bu hırsızları biliyoruz ve onları asla kurumsal yayın
yapan sitelerle bir tutmuyoruz!
Gazetelerin tepe yöneticilerinin de yapması gereken
buydu!
***
Ayrıca, 20 gazetenin 20'si de, İnternet
sitelerinden alıntı yapıyor. Bu alıntılar yapılırken, ne yazık ki,
herhangi bir kaynak gösterilmiyor. Televizyonlardan da alıntı
yapıyor bu gazeteler. Hem dealıntı yaptıkları televizyonun adını
vermeden.
"Bir televizyon" ifadesiyle...
Buna ne diyeceğiz peki?
Alıntı mı, çalıntı mı?
***
İki gün önce Candaş Tolga Işık Ali Ağaoğlu'nu ağırladı
Kanaltürk'te.
9 gazete alıntı yaptı...
Ali Ağaoğlu'nun Kanaltürk'e özel yaptığı açıklamalar bu
televizyonun içeriği değil mi?
Madem içeriğe bu kadar önem veriyorsunuz, madem "gazetelerin
içeriği gazetelerindir" dediniz, niçin televizyonların içeriğini
kullanıyorsunuz hala...
***
Bakın, verilen ilanın ya da getirilen yasağın hukuki bir
karşılığı yok. Buna rağmen, kurumsal yayın yapan site sahipleri,
alınan karara saygı gösterdi ve gazete içeriklerini
kullanmıyor artık. Kaldı ki, bizler gazete içeriklerini daha önce
de "pervasızca" kullanmıyorduk hiç!
Ne yapıyorduk?
Ahmet Hakan bir yazı yazmış mesela... Yazı haber değeri
taşıyorsa, biz Ahmet Hakan'ın o yazısını haberleştirerek,
sitelerimizde yayınlıyorduk. Hem de Ahmet Hakan'ın
Hurriyet.com'daki yazısına link vererek.
Hal böyleyken, hırsızlığı meslek edinen kimi şarlatanlarla
bizleri bir tuttu gazetelerin genel yayın yönetmenleri. Merdiven
altı gazetecilik yapmadığımızı bile bile yaptılar bunu.
Zannettiler ki, onlar olmazsa, biz yayın
yapamayacağız!
Arkadaşlar, artık uyanın!
Sizin gibi kurumsal yayın yapan İnternet siteleri de, bütün
ajanslara abone. AA, DHA, İHA, CHA, ANKA.. Sizler gibi bizler de bu
ajanslardan haber alıyoruz. Dolayısıyla, gazeteciliği bir tek siz
yapıyorsunuz sanmayın!
1 Ekim 2012 itibariyle ilan verdiniz değil mi?
Bizim için değişen bir şey yok!
Peki sizin cephenizde değişen bir şey var mı?
Tirajlarınızda istediğiniz artış oldu mu?
İnternet gazeteciliğinin önüne örmek istediğiniz duvar
işinize yaradı mı?
Yoksa ördüğünüz duvar yıkıldı da, altında mı
kaldınız?
Bir soru daha...
Yabancı gazetelerden aldığınız haberler, "pervasızca çalıntı"
olmuyor mu?
***
Gazetelerin verdiği ilanın mürekkebi kurumadan, bu arkadaşlar
kendi sitelerinde "pervasızca hırsızlık" yapmakta sakınca
görmedi. Televizyonlara gazete başlıklarını
yasaklayan bu arkadaşlar, ertesi gün televizyonlarda yayımlanan
haberleri "pervasızca" yayımlamakta da sakınca
görmüyor.
Bu mudur sizin, "ilkeli gazetecilik" anlayışınız?
Yoksa başka bir niyetiniz mi var?
Korkunun ecele faydası yok!
İnternet'le İnternet Medyası ile bu şekilde başa
çı-ka-maz-sı-nız!
Kendi iyiliğiniz için, biran önce teknolojinin üstünlüğünü
kabul edin!
Kenizi refreshleyin!
F5'i tıklayın!
Kendinizi yenileyin yani!
Güncelliğini yitiren kağıdın ayakta kalmasının başka bir yolu
yok çünkü!
***
Sizi anlıyorum, teknolojinin baş döndürücü hızla büyümesi
karşısında hepiniz çaresiz kaldınız. Ya da hazırlıksız yakalandınız
bu merete.
Ama, dost acı söyler, bunlar daha sizin iyi
günleriniz.
Yazı uzadı...
Bu konuya devam edeceğim!