Milletvekili aday listelerinde gazeteci sayısı hayli
fazla.
Çok isteyip de listeye giremeyen gazeteci sayısı ise aday
olabilenlerden çok daha fazla.
Peki neden ve nereden gelir bu siyaset
tutkuları? Sayalım;
Bir, pek çok siyasetçi tanıdıkları için
"o yapıyorsa ben haydi haydi yaparım" diye
düşünürler.
İki, gazetecilik yapmaktan çok siyasetçilere
öğüt verdikleri için, öğütleri tutma sırasının kendilerine
geldiğini sanırlar.
Üç, medyadaki sözlerinin değerli olduğunu
düşündükleri için siyasette de aynı değeri taşıyacaklarına
inanırlar.
Dört, paranın İstanbul'da, iktidarın
Ankara'da olduğunu iyi bilirler.
Beş, "memleket nasıl kurtulur" geyiklerinden
sıkılıp, bizzat kurtarmaya heveslenirler.
Altı, kendileri için medyada kovulmak, eskimek
ve de kalp sektesinden gitmek dışında bir son olmadığını
bildiklerinden, at değiştirmek isterler.
Yedi, "her şeyi bildiğime göre memleketi de
yönetirim" havasına girerler.
Sekiz, mevcut siyasi işleyişi bir silkeleyişte
yok edeceklerini sanacak kadar çocuksu bir yanları
vardır.
Dokuz, etraflarında "sen yaparsın, sen
aslansın" diyen gaza getirici sayısı hayli fazladır,
gaza gelirler.
On, parti yöneticilerinden gazeteciyken
gördükleri ilgiyi, siyasetçiyken de göreceklerini
sanırlar.
Onbir, 24 saat çalışmaya ve konuşmaya
alıştıkları için, onlara siyasetten daha uygun ikinci bir
iş yoktur.
Oniki, egoları yüksek, narsizme ramak yaşayan
insanlar için siyasetten alâ uğraş mı olur?
Peki, gazeteciler siyasette neden başarılı
olamazlar? O da başka bir yazıya. Bu konuda görüşlerinize
açığım.
ADAY LİSTESİNDE DİKKATİMİ ÇEKENLER
Partilerin aday listeleri bir dönemin kapandığını açıkça
gösteriyor. Adayların çoğunluğu ilk kez milletvekili olacak
isimlerden oluşuyor.
Dikkatimi çekenlere gelince;
Osman Gökçek'in yokluğu Bülent Arınç'ın
"Belki öyle günler gelecek ki kral çıplak denecek"
mesajının yerine ulaştığını gösteriyor.
Op. Dr. Ceyhun İrgil'in Bursa'dan CHP adaylığı
keyifli bir sürprizdi benim için. 8 Kasım 2012'de yazdığım
"Gazeteci meme buldu mu bırakmaz" başlıklı yazımın
konusu olan Ceyhun İrgil, halk ve kadın sağlığına ömrünü adamış
biri.
Mücahit Arslan'ın adaylığı Cumhurbaşkanı
Erdoğan'ın güvenilir sularda yüzme isteğinin en önemli göstergesi.
Siyasi kulisleri kitabını yazacak kadar bilen Mücahit, vekilliği en
fazla hak eden isimlerden.
İlhan Kesici'nin varlığı siyasetin duayyeni
olarak Meclis'e bir ağırlık, vizyon ve kalite getirecek
kuşkusuz.
Didem Engin'in İstanbul'dan adaylığı zoru
başarmanın diğer adı. Ön seçimden büyük bir güçle gelmese
Kılıçdaroğlu aday göstermezdi. Sevgili Didem Ankara siyaseti için
kazançtır.
Tuncay Özkan'ın adaylığı benim için geciken
adaletin gerçekleşmesidir.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, MHP ideolojisinin hem
neferi hem de bir entelektüeli olarak önemlidir.
Figen Yüksekdağ, nerede ve ne için siyaset
yapsa inandıracak bir kadın.
MİLLETÇE MERAK
EDİYORUZ
CHP seçmen meraklıdır sanıyor. Kafa yorar sanıyor.
Düşünür taşınır, ölçer biçer sonuca varır sanıyor.
Seçmen Harvard mezunu sanıyor. Atkuyruğu saçlı
adamlardan oluşur sanıyor. Simgeleri anlar, göstergeleri çözer
sanıyor.
Seçmen ve davranışı konusunda zerre fikir taşımayan bu
"milletçe alkışlıyoruz" giriş reklamlarına, CHP
getirisi olmayacak bu filme ne kadar para harcadı? Milletçe merak
ediyoruz.
AKLIMDA KALAN
TMMOB Mimarlar Odası'nın açıklaması ve
suç duyurusu: Mimarlar Odası Ankara Şubesi,
Gökçek'in ürkünç robotları hakkında suç
duyurusunda bulundu. Gerekçeleri kentlilerin parasının
çarçur edilmesiymiş ve Gökçek paranın kaynağını
açıklamalıymış. Bu suç duyurusunun içeriği, böyle giderse daha uzun
yıllar Gökçek'e mahkum olacağımızı düşündürüyor. Yılların
Gökçek'i robota harcadığı paranın açıklamasını hazırlamamış mıdır
sizce? Bu tür meslek odası ve derneklerin enerjilerini
saçma sapan şekilde harcamaları can sıkıyor. Şehrin
ortasına heyula gibi dikilmiş robotu şikayet etmek için para en son
gerekçe olmalıydı halbuki. Kentin çirkinleştirilmesinden
tutun da, insanların ruh sağlığını bozucu ve korkutucu etkilerine
kadar bir yığın gerekçe varken. Meslek odaları ve dernekler
bu kadar saf/naif olurlarsa, Gökçek de "Bizim robotun kafası
mimarlardan iyi çalışır" deme hakkını elbette kendinde
görür.