Cesareti ve mücadele azmiyle Filistin direnişinin
son yıllardaki sembollerinden birisi olan Ahed Tamimi 8 aydır
İsrail tarafından haksız gerekçelerle cezaevinde
tutuluyordu.
Ahed Tamimi geçtiğimiz günlerde serbest bırakıldı ve medyanın
gündeminde de geniş yer aldı.
Dün konuyu Cumhuriyet'teki köşesine taşıyan Aydın Engin
"Leyla Halil'den Ahed Tamimi'ye" başlıklı yazısında;
1969'da Filistin Kurtuluş Örgütü üyesi Leyla Halil ve arkadaşının
gerçekleştirdiği eylemle Filistin davasını dünya kamuoyunda gündeme
getirmesinden Ahed Tamimi'ye doğru bir geçiş yapıyordu.
Yazıyı okurken kafamı kurcalayan bir şey oldu.
Filistin davası bir zamanlar bu ülkede sağcılar ve solcuların ortak
davası idi. Belki de bu iki kesimi bir araya getiren nadir
"mesele"lerden birisiydi. Fakat bugün baktığımızda sol cenahtan
Filistin davasını gündeme getiren kimse kalmamıştı. Aydın Engin
gibi hala bu konuda duyarlı olan birkaç isim dışında.
Peki gerçekten öyle miydi?
Aradım Aydın Bey'i. "Solcular Filistin davasını terk mi
etti yoksa bana mı öyle geliyor?" diye sordum.
"Doğru, Filistin davası Siyasal İslam'a terk
edildi" dedi.
Bunun nedenini sorduğumda ise; Bir zamanlar FKÖ içerisinde sol
örgütlerin güçlü olduğunu, Filistin'e Almanya'dan Fransa'dan giden
devrimciler kadar Türkiye'deki devrimcilerin de gittiğini söyledi.
Hatta gazeteci Cengiz Çandar, Melek Ulagay isimlerini hatırlattı.
Solda Deniz Gezmiş, Mahir Çayan gibi devrimci isimlerin mücadele
yöntemlerinin zamanla terk edilmesinin de bunda etkisi olduğunu
belirtti.
Solcuların Filistin davasını Siyasal İslam'a terk
etmesini ise iki kelimeyle özetledi Aydın Engin : Solun
ayıbı...
NE YANİ YAVUZ BİNGÖL HAKLI
MIYDI?
Türkiye'de solun geldiği nokta başlı başına bir tartışma konusu,
ben de bu konuda ahkam kesecek değilim elbette.
Yavuz Bingöl "sol öldü, hasta, dünyanın hiçbir yerinde
yoklar artık" dediğinde kızıp, linç etmek kolay.
Bir o kadar da konforlu.
Fakat o zaman sorarlar adama "peki nerdesiniz?"
diye.
Solun son dönemde oturduğu yerden "linç etmek"
dışında nasıl bir "mücadele" yürüttüğünü,
şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. Yoksa o dalga
geçtikleri Yavuz Bingöl "sol öldü" derken doğru mu
söylüyordu?
Türk solunun bir dönem, insan hak ve özgürlükleri bağlamında
mücadele alanı olan Filistin davasını bile, o çok kızdıkları
Siyasal İslam'a terketmeleri çarpıcı bir örnektir. Düşünmeye
buradan başlayabilirler mesela.
Çünkü bu kural tanımayan bir devletin, bir milleti gaspıdır.
İsrail, Filistin halkının canlarını, mallarını,
topraklarını ve tüm haklarını hukuksuz bir şekilde yok sayarken
hiçbir hak mücadelecisi bu duruma sessiz kalamaz, kalmamalı.
Buna hala "hak mücadelesi" derdi olduğunu iddia eden solcular da
dahil.
twitter.com/Htckubra
Facebook Hatice
Kübra