Fatmagül'ün suçu ne? İşte cevabı

Fatmagül'ün suçu ne? İşte cevabı

Levent Gültekin acikcenk@gmail.com

Kanal D’de yayınlanan "Fatmagül’ün suçu ne?" dizisi birilerine ciddi dert oldu.  Dikkat ediyorsanız, dizideki tecavüz sahnesi ne hikmetse birilerini bir hayli rahatsız etti. Sanki bu ülkenin televizyonlarında daha açık saçık, hattâ pornografik diziler yayınlanmamış, bu içerikte yayınlanan ilk dizi buymuş gibi tepki yağdırılıyor.

Son olarak TBMM’nin de bu diziyle alakalı bir araştırma komisyonu kuracağını okuyunca, meseleye el atmak bana da farz oldu.

Bu dizinin birkaç bölümünü  izledim. Öyle tepki duyulacak, ortalığı velveleye vermeye gerekçe teşkil edecek birşey görmedim.  Toplumda var olan bir olguyu ele alıyor, tecavüz mağduru kadınların düştükleri sorunlu hayatı mercek altına alıyor. 

Benim asıl dikkatimi çeken,  'Fatmagül'ün suçu ne?'  dizisinin bu kadar tepki çekmesi ama topluma, toplumsal değerler çok daha fazla zarar veren Kanal7’deki ‘Kalp Gözü’ ve STV’deki  ‘Sırlar Dünyası’ adlı dizilerin gözardı edilmesi.

Bilmem bu iki program hakkında bilginiz var mı?  İki tv yapımı da dini hikayeler etrafında kurulu. Ancak iki dizi de öyle bir din anlayışı üzerine inşa edilmiş ki, Fatmagül'ün verdiği iddia edilen zararın kat be kat büyüğünü bizatihi İslam'a veriyorlar.

Söyleyin Allah aşkına, Müslümanlığı milyonlarca tv izleyicisine safsata dolu bir din gibi sunmak az mı zararlı?

Fatmagül’ün tecavüz sahnesi pornografik de,  Kalp Gözü’nün üzerine kurulduğu din anlayışı pornografik değil mi? Ya da Sırlar Dünyası’nın toplumun ruhuna, beynine tecavüz ettiğini söylemek yanlış mı olur?

Durum böyleyken, bugüne kadar neden hiç kimse  bu dizlere karşı isyan etmedi? 

Buraya not düşüyorum: Bu diziler, yaydıkları İslam anlayışıyla  gelecekte altından kalkılmayacak zarar veriyorlar toplumsal dokuya.  Üstelik bu işi dini, İslam'ı  iyi bildiğini iddia eden insanlar yapıyor.

Bence saygınlığında ve samimiyetinde herkesin ittifak ettiği Hayrettin Karaman hoca bu konuda birkaç kelam etmeli.  Sözünü ettiğim bu iki dizinin milyonlarca vatandaşa ekranlardan aktardığı mesajların  İslam'la bir alakası var mı, yok mu? Bu dizilerle yayılan din anlayışı toplumda ne gibi yaralar açıyor?

Peki problem sadece bu dizilerde mi? Elbette hayır. İslamcı, dindar geçmişe sahip arkadaşların yönetiminde bulundukları birçok TV kanalı ve gazete,  pornografide diğer kanal ve gazetelerle yarışır durumdalar.  Hiç kimse de bu yayınlarla ilgili bırakın meclis araştırması açmayı, tepkisini ortaya koyacak iki kelam  etmiyor, iki satır yazı kaleme almıyor. Tuhaf bir durum.

Galiba zavallı Fatmagül’ün suçu tecavüze Kanal D’de uğramış olması.  Fatmagül’e İslamcı bir arkadaşımızın yönettiği bir kanalda tecavüz edilseydi, hiçbir sorun olmayacaktı.  Hatta  büyük ihtimalle "önemli toplumsal bir soruna parmak basan dizi" diye göklere çıkarılacaktı.

İlla Kanal D’nin bir dizisi hakkında meclis araştırma komisyonu kurduracaksanız, size önerim bu araştırma  ‘Öyle bir geçer zaman ki’  dizisi hakkında olsun. İzleyin, neyi kastettiğimi anlayacaksınız. O dizide kendinizi göreceksiniz. Biraz nostalji hoş olmaz mı?

Hem liberal hem de kibar olunuyormuş

Star gazetesi yazarı Eser Karakaş’ın, köşedaşı İbrahim Kiras’ın ‘zorunlu din dersi’  konulu  yazısını kritik ettiği makalesini okuyunca, Eser hocaya sempatim arttı.

Şu kanaate vardım:  Demek ki sorun birinin liberal olması değil; sorun, liberal arkadaşların kullandıkları yukarıdan bakan, herkesi terbiye etmeye çalıştıkları intibaını veren dil.