Eyüp Can’ın ‘doğurduğu’ yeni Radikal tuhaf bir editör
yazısıyla geçen hafta yayın hayatına atıldı. Gazeteden ziyade, Eyüp
Can’ın ‘Yahudi sevgilim Müslüman karım’ başlıklı yazısı tartışma
konusu oldu. Bugün herkesin aklında yeni Radikal’den geri
kalan tek şey o yazı. Eh durum böyle olunca ben de Eyüp Can’ın bu
hikayede unuttuğu bir kareyi tamamlayarak, tabloya katkı sağlama
niyetindeyim.
Doğrusu bu yazıyı yayınlayıp yayınlamama konusunda bir hayli
kararsızdım. Fakat Gerek Eyüp Can’ın o yazıdaki açık ve tereddütsüz
tavrı gerekse bu tavırdan dolayı aldığı övgüler(!) ve de Eyüp
Can’ın eleştirilere ‘hoşgörülü’ tavrı sonunda bu yazıyı yazma
cesaretini kendimde buldum.
Eyüp Can o yazıda hayatındaki değişim sürecini aşk yaşadığı
kadınların kimliğiyle açıklamaya ve Radikal’deki değişimi
kendisindeki değişimle birlikte tasvir etmeye çalışmıştı.
Eyüp Can’ı medyadaki birçok meslektaşımdan daha fazla tanıdığımı
düşünüyorum. Hayatında ciddi değişimler geçirmiş ve bu değişimin
bereketli semeresini de başarıyla toplamış bir arkadaşımızdır.
Sektörde niçin kısa sürede bu kadar parladı sorusuna
tatminkar cevap verecek bir babayiğidin çıkacağını da
sanmıyorum. Benim cevap bulamadığım soru Eyüp Can’ın çıktığı
merdivenleri niçin ve nasıl çıktığı değil. Bu basamakları atlamakta
gösterdiği ‘başarının’ hızına şaşırdığımın altını çiziyorum.
Yoksa bu kadar parlak bir gazetecinin bir yerlere gelmesini
hepimiz izah edebiliriz.
Fakat Eyüp Can hem kendisindeki hem de
Radikal’deki değişim sürecini anlatırken mühim bir
ayrıntıyı hikayesinden çıkarmış. Ayrıntı dediğime bakmayın. Yaşına
bakılırsa ömrünün büyük kısmını kapsayan bir ayrıntı.
Eyüp Can, hem 1996 yılında Amerika’da âşık olduğu Yahudi
sevgilisini hem de döndükten sonra Türkiye’de âşık olduğu ve
evlendiği kadını söze konu etmiş ve onlarla beraberliğinde yaşadığı
paradokslara dikkat çekmiş.
Bu hikâyedeki Yahudi sevgiliden bahsederken kullandığı
“Evlenmeyi düşündüğüm ilk kişiydi” cümlesi beni
bir hayli şaşırtmıştı.
Çünkü Eyüp Can Amerika’ya gitmeden önce âşık olduğu ve
evlendiği birinci kadından ve onunla kurmaya niyetlendiği
hayatından ve yol haritasından hiç bahsetmemiş. Dindar bir Eyüp Can
ve başörtülü bir hanımefendi. Şimdi Eyüp
Can, değişimi Amerika’daki Yahudi sevgili ile başlatmış olursa
bir şeyleri eksik kalmış olmaz mı?
Söylediğim pek anlaşılmadı değil mi? Peki o zaman daha
sade yazayım. Eyüp Can Amerika’ya gitmeden önce burada resmi
nikahla bir hanımefendiyle evlendi. Çünkü o zaman dindar bir yapıya
sahipti ve kurmak istediği hayat, o zamanki yaşam tarzına uygundu.
Sonra Amerika’ya gitti ‘yahudi sevgili’ buldu değişim başladı ve
Türkiye’ye döndü. Sonra o hanımefendiden boşandı Ve Elif Şafak ile
evlendi.
Şimdi Eyüp Can’ın yazdığı değişim hikayesinde bu kısım
eksik olursa bu değişimi ve ondan doğacak gazeteyi tam anlamış olur
muyuz?
Benim bu değişimi anlama konusunda pek umudum yok.
Anlayan kimseye de rastlamadım.
Eyüp Can Radikal’deki değişimi de kendi hayatındaki
değişim gibi bir dönemi hiç yaşanmamış kabul edip ona göre dizayn
etmeye çalışırsa buradan çıkacak gazete sağlıklı sonuca
ulaşamaz.
Eyüp Can’ın değişim hikayesi, buruk bir biçimde, Doğu’dan
İstanbul’a gelen türkücülerin, oradaki nikahlı eşlerini büsbütün
unutmalarıyla başlayan değişime benziyor. Onlarınkini biliyoruz
bunu da bilmek hakkımız değil mi?
Eyüp Can hikayesini hayatındaki kadınlar ve onların
kimlikleriyle açıklamamış olmasaydı ben de bu kadın meselesine
elbette girmezdim. İstedim ki hayatının en önemli kısmını oluşturan
başörtülü ve nikahlı eş Amerika’da başlayan değişime nasıl
kurban verildiğini de ekleyelim bu hikayeye. Nişanlılık döneminde
resmi nikahla dindar biri ile evlendiğini düşünüp ve Eyüp Can'ın
değişim sonrası 'dul' damgası yiyen geç bir hanımefendinin
hikayesinin de bilinmesi gerek.
Umarım Radikal’in değişim hikayesi Eyüp Can’ınki gibi
‘bereketli’ olura