Rıdvan Dilmen'in sosyal medyada başlattığı " ben
varım, sen de var mısın?" kampanyası acayip
tuttu.
Bu daha önce sosyal medyada örneklerini gördüğümüz bir kampanya
tarzı. Başından aşağı bir kova buzlu su dökme kampanyasını
hatırlarsınız.
Bu defa "meydan okuma" bir "davet"e
dönüşmüş.
Rıdvan Dilmen, Arda Turan, Burak Yılmaz ve Murat
Boz'la başlayan "Güçlü bir Türkiye için ben varım,
sen de var mısın?" videoları Evet'çiler
arasında hızla yayıldı.
Şu anda galiba AK Parti teşkilatlarından tutun da bakanlara
kadar bunu yapmayan çok az isim kalmıştır. Elbette sadece
partililer değil, birçok ünlü isim, gazeteci...
Hatta dün bir televizyon kanalının sabah programında sunucu
hanım, kendisine mesaj gönderen bir izleyiciye sosyal medyadan
değil de canlı yayından cevap verdi.
Argüman sade, vurucu ve net "Güçlü
Türkiye".
Tarzı da yaptığı göndermeyle yayılmaya çok elverişli olunca
sonuç kaçınılmazdı.
Müzmin muhalif, keskin Hayır'cılar arasındaki
bazı ünlü isimler bile bu videolara, çektikleri videolarla cevap
verme ihtiyacı duydu.
Aslına bakarsanız bu durum Hayır'cıları bile
içine çeken etkili bir "Evet" kampanyasının
tasdikinden başka bir şey olmadı.
Özetle biz buna "Rıdvan attı, gol oldu"
diyebiliriz...
***
Referanduma kadar Evet'çiler ve
Hayır'cıların özellikle sosyal medyada bu tür
kampanyalarını sık sık göreceğiz.
Asıl mesele hangi tarafta olursanız olun diğerinin söz hakkına
saygı göstermekte.
Evet demek ne kadar demokratik bir haksa,
Hayır demek de o kadar demokratik bir haktır.
Fakat daha bu işin başındayken ilginç durumlarla
karşılaşıyoruz.
Rıdvan Dilmen'in başlattığı kampanyanın
ardından Meltem Cumbul Twitter'dan
"Hayır" içerikli bir tweet attı.
Akit bu iki olayı da haber yaptı.
Rıdvan Dilmen'in Evet demesi Halk
Tv'yi rahatsız etmiş ve rahatsızlıklarını ekrandan dile
getirmişlerdi.
Akit, Rıdvan Dilmen'in haberini "Halk Tv Rıdvan Dilmen'i
hedef gösterdi" diye verirken, Meltem Cumbul için
"Meltem Cumbul'dan Hayır provokasyonu" diyerek
verdi.
Hem Rıdvan'ı hedef gösterdi diye Halk TV'ye kızıyorsun
hem de Meltem Cumbul'u hedef göstererek Halk TV'nin yaptığını
yapıyorsun.
Olacak iş mi?
Oluyor işte...
Bunun başka bir örneği de bazı Hayır'cıların Evet
kampanyasına katılan ünlü isimleri linç etme
çabası.
Kim neye kızıyorsa aynısını yapıyor, sonra da "bize bunu
yaptılar" diye ağlıyor.
Anlamak mümkün değil.
Son sözü zaten millet söylemeyecek mi?
Onun için bırakın, kim neyi istiyorsa özgürce
söylesin.
***
Referanduma giderken "Evet"çilerin ve
"Hayır"cıların nasıl bir kampanya süreci
götüreceği özellikle iletişimciler açısından merak
konusu.
Aslına bakarsanız ben daha çok "Hayır"cıların
neler yapacağını merak ediyorum.
Çünkü AK Parti iktidar olduğundan beri solu sadece sandıkta
değil, reklam ve halkla ilişkiler alanında da ezdi geçti.
"Sol daha üretkendir, reklam ve yaratıcı yazarlık solun
işidir" gibi ezberleri yerle yeksan etti.
Bütün seçim kampanyaları, şarkılarıyla, sloganlarıyla,
reklamlarıyla hafızalara kazındı. Üzerine tezler yazıldı.
(Elbette burada 15 Temmuz'da şehit düşen rahmetli
Erol Olçok'u anmadan geçmek olmaz. Çünkü AK Parti'nin tez konusu
olan ne kadar seçim kampanyası varsa, hepsinde Erol Olçok'un imzası
vardır.)
Muhalefetinse siyaseten başarısızlığı reklam ve halkla
ilişkilere de yansıdı.
Gerçi 2014'teki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "Ekmek
için Ekmelettin"l sloganıyla muhalefet bu konudaki altın
vuruşunu yapmıştı.
Fakat şimdi hem sol, hem de muhalif olan diğer gruplar için bu
referandum belki de en kritik seçim olacak.
Türkiye'de sistem baştan aşağı değişecek, hem de
Hayır'cıların hiç istemediği bir şekilde.
Peki bu durumda Hayır'cılar ne yapacak?
Zekice, halka dokunan, derdini iyi anlatan ve
popülerliği yüksek bir kampanya çıkacak mı bakalım...
twitter.com/Htckubra
Facebook Hatice
Kübra