Gezi olayların sonucunda bir hasar tespit raporu sunmak
istiyorum.
İktidar ve mensupları bu olaylarda kimin ‘gerçek
dost’ kimin ‘düşman’ olduğunun çetelesini
tutma derdinde ama bence asıl bakmamız gereken nokta farklı.
İşte benim gözlemlerim.
1. Eskiden başörtüsü, imam hatip
mezunlarının haklarını savunmak için sokağa çıktığımızda o zamanın
‘merkez medya’sı bizim asıl amacımızın
“Türkiye’yi geri götürmek” olduğunu söyler bu tür
eylemleri organize edenin İran olduğunu yazardı.
Şimdi ise hakkını aramak için sokağa çıkanlara bizim
‘yeni medya’mız “amaçları Türkiye’yi geri
götürmek” diyor ve arkalarında batılı devletlerin olduğunu
ileri sürüyorlar.
2. Eskiden başörtüsü için
yaptığımız eylemlerde birkaç kişi yeşil zemin üzerine La ilahe
illallah yazan bayrak açtıklarında ‘merkez medya’
“mitinge katılanlar ‘şeriat bayrağı’ açtı” diyerek
bizi topluma öcü olarak gösterirlerdi.
Şimdi ise ‘yeni medya’ sokağa çıkanlardan
bazılarının ellerindeki bayraklara dikkat çekerek göstericilere
illegal örgüt mensubu damgası vuruyor. Topluma öcü olarak
göstermeye çalışıyorlar.
3. Eskiden sokağa çıktığımızda
içimizden birkaç meczubun yaptığı Atatürk’e hakaret gibi
taşkınlıklar ‘merkez medya’ tarafından
köpürtülerek “asıl amacın Atatürk değerlerini yok
etmek" olduğunu günlerce manşet yapardı.
Şimdi ise ‘yeni medya’ Sokağa çıkanların
arasındaki birkaç meczubun dindarlara ve camilere dönük
hakaretlerini manşet üstüne manşet yaparak sokağa çıkanların asıl
amacının "dini ve dindarları yok etmek olduğunu"
yazıp durdular.
4. Eskiden biz “tamam
Atatürk iyi işler yapmış olabilir ama putlaştırmayın,
tartışabilelim” dediğimizde, bütün Kemalistler hep bir
ağızdan “sen ne diyorsun, Atatürk olmasaydı bugün sen
olmazdın. Eğer bugün bir vatanın varsa ona borçlusun”
diyerek varlığımızı ona endekslerlerdi.
Şimdi ise “tamam Tayyip Erdoğan iyi işler yapıyor ama
biraz tahammülsüz” diyenlere bizim İslamcılar “sen
ne diyorsun, Tayyip olmasaydı çöplükte yaşıyor olurdun, ülke büyük
ihtimalle batmış olurdu” diyorlar.
5. Eskiden bizi anlamaya çalışan
farklı ideolojilerden aydın, yazar, çizerlere bizler ‘ne
demokrat adam’ diye bakarken ‘merkez
medya’ bu insanlara 'hain' muamelesi
çekerdi.
Şimdi ise muhafazakarların içerisinden Gezi eylemcilerini
anlamaya çalışanlara ‘yeni medya’ hain, satılmış
damgası vuruyor.
6. Eskiden ‘merkez
medya’ bir meczubun Atatürk büstüne yaptığı hakareti
günlerce TV’lerde birinci haber yapar, buradan taraftar toplamaya
çalışırdı.
Şimdi ise ‘yeni medya’ birkaç meczubun dindar
bir insana yaptığı hakareti, aşağılamayı ballandıra ballandıra
anlatıyorlar. Gerçek olmadığı ortaya çıkan ‘camide içki
içtiler’ yalanı ile taraftar toplamaya çalışıyorlar.
7. Eskiden ‘merkez
medya’ kaybedeceğini anladığında "gerekirse silah
bile kullanırız” manşetleri atarak icabında bizleri
öldürebileceklerinin gözdağını veriyorlardı.
Şimdi ise ‘yeni medya’ gerekirse sokak
çatışmasını bile göze aldığını söyleyerek karşı tarafa gözdağı
veriyor.
8. Eskiden İslamcılar oy almak için
meyhaneye gider insanlarla arkadaş olmak için çabalarlardı.
Şimdi ise iktidarı korumak için önüne gelen herkesle
‘düşman’ olmakta bir beis görmüyorlar.
Benzerlikler sadece bunlar değil.
9. Eskiden ‘merkez
medya’da dindar kesime hakaretin öncülüğünü Yiğit Bulut
yapıyordu.
Şimdi de iktidar yanlılarına ‘öteki’
kesime hakaret ve aşağılamanın liderliğini yine Yiğit Bulut
yapıyor.
Her bir dindar aydının, yazarın, kanaat önderinin içinden bir
Ertuğrul Özkök çıktı.
Hiçbir farkları olmadığını bize acı bir şekilde
gösterdiler.
İnsan karakteri üzerinde esas olanın din ya da ideoloji değil,
güç ve iktidar olduğunu bize en yalın haliyle anlattılar.
Akit gazetesinin dindarlar arasında tali bir damar
olduğunu düşünürdük. Aslında ana damar ve öz olduğunu
gösterdiler.
Yıllarca ezilmiş, itilmiş, ötekileştirilmiş, adam yerine
konulmamış dindarlarımız daha kibar, daha naif, daha efendi, daha
özgürlükçü, daha ahlaklı davranabilir ve daha namuslu bir tutum
takınabilirlerdi. Ne yazık ki hiçbirini yapmadılar.
İlke, adalet, hak, özgürlük, dürüstlük, efendilik,
‘öteki’ne saygı, dinleme, anlama, konuşma… Hepsi,
iktidarı kaybediyoruz korkusuyla rafa kaldırıldı.
Birkaç kendini bilmez terbiyesizin ettiği küfürler,
hakaretler ve gayri insani davranışlar bizim arkadaşlarımızın da
kumaş kalitesini ortaya çıkardı. Bütün olup bitenlere bu küfür
penceresinden bakmayı tercih ettiler.
Bütün varlığını haksızlık, yalan, iftira ve baskı üzerine kuran
eski medya veyahut günün tabiriyle ‘ötekiler’
kaybettiler.
Peki aynı tarzı, aynı ahlakı, aynı yöntemi benimseyen
dindarların kazanması mümkün mü?
Kendisine gelip Sırpların yaptığı vahşeti anlatıp aynısını
yapmayı öneren askere ne demişti Bilge Kral Aliya izzetbegoviç:
Hayır, onlar bizim öğretmenimiz değil.
Peki siz hangi arada ‘Eski Türkiye’nin
öğrencisi oldunuz?
Kurduğunuz ‘Yeni Türkiye’ 10 günde eskidi,
farkında mısınız? Twitter.com/acikcenk
Bu yazıya Facebook'ta yorum yapmak
için tıklayın