Ergun Babahan’ın FB-GS maçından sonra Twitter’da önce Gülen cemaatine hakaret içeren bir mesaj atması, hemen ardından da özür dilemesi ilginç bir tartışma yarattı.
Gülen cemaatine mensup ve bizim de eskiden beri bildiğimiz isimler Ergun Babahan’ın özrünün kabul edilip meselenin kapatılmasını savunurken, yazdıklarıyla, yapıp ettikleriyle hep tartışma konusu olmuş diğer bir grup ise özrün kabul edilmemesini ve "gereğinin yapılmasını" savunuyorlardı.
O gece bu konu sosyal medyada ilginç bir boyut aldı. Hepimiz cemaatle ilişkili medya mensuplarının kendi aralarındaki o tartışmaya şahit olduk.
Tabloyu özetleyeyim de, neden bahsettiğimi siz de anlayın. Asıl söylemek istediğime sonra geleceğim.
Ergun Babahan bir mesaj attı, sosyal medyada büyük bir tepki dalgası oluştu. Tepkinin büyüklüğünü gören Ergun Babahan “yanlış anlaşıldığını” belirterek yine de Gülen cemaatinden özrü dilediğini yazdı.
Bunun üzerine ağırlıklı olarak Zaman ve STV mensubu gazeteciler bu özrün yeterli olduğunu ve meseleyi daha fazla büyütmemek gerektiğini belirterek ortalığı sakinleştirmeye çalıştılar.
Özrün kabul edilmemesini savunan grup ise bu tutumun yanlış olduğunu, böyle bir ‘ayıbın’ bir özürle geçiştirilemeyeceğini belirterek diğer tarafı eleştiri yağmuruna tuttular. Özrün kabul edilmesinin sorumlusu olarak da Ekrem Dumanlı gösterilmeye başlandı
Erkrem Dumanlı “Ergun korkunç bir hata yaptı. Bu hatayı itiraf edip özür diledi. Bundan sonrasına vicdanlar karar verecek" diyerek özrün kabul edildiğini duyurmuştu. Fakat tepkilerin kendine yöneldiğini görünce de “Eskiden tv programı yaptığımız kişilerden biri, camia ve hocaefendiye yanlış yapınca ben mi sorumlu oluyorum. İnsan biraz Allah'tan korkar“ diyerek tartışmadaki çaresizliğini ortaya koydu.
Ekrem Dumanlı’nın topa girmesi ortamı yatıştırmaya yetmemiş, daha da hararetli hale getirmişti.
Ortalık iyice gerilince özrün kabul edilmesini savunanlar, bu sefer de Fethullah Gülen hocanın Twitter hesabından Ergun Babahan’ın mesajını yayınlayarak özrün kabul edildiği izlenimi yaymaya çalıştılar.
Bu mesaj bile bazılarını durdurmaya yetmedi. Özrün kabul edilmemesini savunanlara göre bu mesaj hocaefendinin haberi olmadan bazılarının kendi konumlarını sağlama almak için yaptığı bir hamleydi.
Daha sonraki günlerde de Ergun Babahan’a yönelen öfke Fethullah hocanın mesajına ve Erkem Dumanlı’nın çabalarına rağmen katlanarak büyüdü.
Sonunda tam da cemaat mensubu oldukları bilinen tartışmalı isimlerin istediği türden bir hava oluşturuldu.
Tablo böyle. İşte tüm bu tartışmaları görünce kendi kendime gayri ihtiyari olarak “Gülen cemaatinde ‘yeniçeri ayaklanması’ oluyor” dediğimi hatırlıyorum.
Çünkü Gülen cemaatinde bu boyutta bir tartışmaya belki de ilk kez şahit oluyoruz.
Fethullah hocanın ve Erkem Dumanlı’nın sükunet çağrılarına rağmen böyle bir öfkenin ortaya konulmuş olması önce cemaatin sağduyulu kesimlerini, sonra da hepimizi düşündürmeli.
Kimse özrün kabul edilmemesini savunanların Gülen cemaatinden olmadığını ileri sürmesin. Eğer öyleyse Ekrem Dumanlı niçin topa girme ihtiyacı hissetti? Bu da yetmedi, niçin Fethullah Gülen hocanın Twitter hesabından mesajı yayınlamaya ihtiyaç duyuldu?
Nereden bakarsanız bakın ortada can sıkıcı durum ve kontrolsüz bir öfke var.
Cemaatte kimin sözü geçiyor? Kim bu topluluğu ‘makul’, ‘olgun’, ‘sağduyulu’ davranma konusunda kontrol edecek bir güçe sahip? Bu konuların düşünülmesi gerekmiyor mu?
Adam “özür diliyorum” deyip köşesine çekildi. Buna rağmen ortalığı ayağa kaldıranlara Fethullah hocanın müdahil olması da etki etmediyse ne edecek?
Müdahil olan hocanın kendisi değilse, kim buna cesaret edip o hesaptan mesaj yayınlayabildi?
Bana göre makul olan Erkem Dumanlı’nın aldığı tutumdu. Hata işleyenler özür dilediğinde o meselenin kapanması gerekiyor. Efendi, ağırbaşlı insanlara yakışan budur. Tamam, yapılan terbiye dışı, tamamen unutulamaz ama özürden sonra ‘asalım, asalım’ gösterileri yapmak da neyin nesi?
Gülen cemaati bu tartışmadan bir ders çıkarmalı.
Kim ne derse desin bu durum ‘yeniçeri ayaklanması’ gibi bir görüntü vermiştir.
Cemaatteki bu damarı besleyenler sıkıştıklarında muhataplarını Allaha havale edenlerin ta kendileridir. Çünkü o gece özrün kabul edilmemesini savunanların sorduğu: "Eğer her özür dileyen affedilecekse veyahut denge gözetilecekse niçin AK Parti’nin KCK, Ergenekon ve darbe gibi konularda gözettiği dengeye kızıyoruz” sorusu yabana atılacak türden bir soru değil.
Tabanın bu kadar öfkeli, tahammülsüz ve hiçbir suçu cezasız bırakmama psikolojisine bugün Ergun Babahan meselesinde ‘makul’u savunanlar getirdi.
Asıl aklıma takılan bir diğer konu da özrün kabul edilmemesini savunanların bu öfkelerinin nedeni ve kaynağı? Kim adına bu kadar öfkelendiler? Kim adına ortalığı bu kadar ayağa kaldırdılar?
Cemaat adınaysa Erkem Dumanlı’dan daha mı çok cemaati düşünüyorlar?
Tartışmanın diğer dikkatimi çeken yönü ise özrün kabul edilmemesini savunanların bugüne kadar takındıkları tutumlarla cemaat adına en çok tartışılan isimlerin olması.
Bütün bunlara anlık öfkenin neden olduğu refleksler diyebilir miyiz?
Cemaatin makul isimleri bu tabloyu günümüz tartışmaları ve oluşan cemaat algısı ile beraber ele alıp değerlendirme yapmak için daha ne bekliyorlar ki? twitter.com/acikcenk