Sayın Ferit Şahenk,
Sayın Turgay Ciner ve
Sayın Erdoğan Demirören…
Ülkemiz…
İçinizden biri için…
Duayeniniz için…
İçinizdeki en deneyimli medya patronu için…
Ve…
Aynı zamanda bir işadamı için...
Adalet
Bakanı’nı arayıp; “Ceza
Kurulu’nda mutlaka mahkûmiyet (Aydın Doğan için)
çıkmalı” diyen bir başbakan tarafından ve
hem de “Hukuk, Yargı, Yasama”
tekeliyle yönetiliyor…
Dün yargıya bu emri Aydın Doğan için veren
başbakanın yarın sizler için vermeyeceğinin garantisi yok…
Aksine…
Bugün HSYK üzerindeki yetkisi dünden çok
daha fazla olduğu için siz Aydın Doğan’dan çok
daha büyük tehlike içindesiniz…
Saygıdeğer beyefendiler…
Martin Niemöller’i hatırlarsınız
sanırım…
Ünlü Alman rahip…
Hitler’in demokrat olduğuna inana; seçimle
iş başına geldiği için “diktatör olamayacağını”
zannedenlerden biri olan ünlü rahip…
O ünlü deyişini bir kere daha hatırlayalım…
Naziler önce komünistler için geldiler, bir şey
demedim çünkü komünist değildim.
Sonra Yahudiler için geldiler ve bir şey demedim
çünkü Yahudi değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler ve bir şey
demedim çünkü sendikacı değildim.
Sonra Katolikler için geldiler ve bir şey demedim
çünkü Katolik değildim.
Ve sonra benim için geldiklerinde ise çevremde benim
için bir şeyler diyecek kimse kalmamıştı.
Siz ey Ferit Şahenk…
Siz ey Turgay Ciner…
Ve…
Siz ey Erdoğan Demirören…
Ve siz ey vicdanı hür, aklı hür, ahlâkı temiz diğer medya
patronları…
Hepinizi tarihi bir görev bekliyor.
Çünkü…
Öyle bir süreçten geçiyoruz ki…
Ve…
Eğer Aydın Doğan’a
yapılan bu haksızlığa, hukuksuzluğa bu yargı tanımazlığa karşı
çıkmaz susarsanız…
Bilin…
Ve…
Emin olun ki bir gün sıra size de gelecek…
Beyefendiler…
Ne yazık ki…
Yaptığı yasadışılıkların yanlış olduğuna asla inanmayan bir
başbakanımız var…
O, her yaptığını doğru sanıyor…
İşin fenası…
Yanında, yakınında “Yanlış yapıyorsunuz
efendim” diyecek, diyebilecek kıratta, kalitede,
yürekte biri de yok…
Olsa…
Ve “Yanlış yapıyorsunuz
efendim” diyebilse…
Başbakan’ı ikna etse…
“Efendim burası Hukuk Devleti… O şahsı
sevmeyebilirsiniz ama Kuvvetler Ayrılığı ilkesi var ve siz yargıya
müdahale edemezsiniz, etmemelisiniz” dese…
Belki çok şey değişecek…
Ama yok…
Yanında, yakınında olanlar ise o kadar büyük paralar
kazanıyorlar ki; o hazzı kaybedeceklerinden korkuyorlar…
Çünkü…
Sahip oldukları gücü elde edinceye kadar hep
ezilmişler…
Hep horlanmışlar…
Nefisleriyle mücadele etmelerini gerektirecek hiçbir şey
yaşamamışlar…
Çünkü…
Bugün yaşadıkları refahı hayal bile edememişler…
Oysa sizler öyle değilsiniz…
Sizler onların kaybetmekten korktukları hazları elinizin
tersiyle itebilecek kadar deneyim ve güç sahibisiniz…
Yani ey medya patronları!..
Ey Şahenk!...
Ey Ciner!..
Ey Demirören!..
Bugün işte o gündür…
Bugün kötü niyetli olmadığına iman etmiş, “Ben
aslında çok iyi bir insanım” diyen ve buna inanan;
herkesin de inanmasını isteyen Başbakan’a
yüreklice ve samimiyetle itiraz etme
günüdür…
Bugün, “yanlış yapıyorsunuz sayın
başbakan” deme günüdür…
Bugün, bir başka medya patronunun mahkûm olması için yargıya
müdahale eden başbakana; “bu yaptığınız hukuk
devleti ve kuvvetler ayrılığı ilkelerine ihanettir”
demeniz gereken gündür…
Bugün; tehdit etmeden,
şantaja başvurmadan; onurlu ve yürekli bir
şekilde; bu dikta yürüyüşüne itiraz etmelisiniz...
Etmezseniz ne mi olur?..
Bugün Aydın Doğan’a yapılana sessiz
kalırsanız...
Bilin...
Ve...
Emin olun ki...
Bir gün sıra sizi de yemeye geldiğinde “kurtarın
beni!” diye haykıracaksınız...
Ama...
Yanınızda, yakınınızda, önünüzde, arkanızda kimsenin olmadığını
göreceksiniz…
Benden söylemesi…
Bundan sonrası sizin bileceğiniz iş…