Koronalı günlerde birçok alışkanlığımızı değiştirmek zorunda kaldığımız bir gerçek.
Bundan herkes gibi çocuklar da aldı nasibini ve "uzaktan eğitimle" hem çocuklar hem de veliler şimdiden tanışmış oldu.
Baştan söyleyeyim biz ona "Uzaktan Eğitim" diyoruz ama bu baya bildiğin "Uzaktan Teneffüs" olmuş.
Bu kısma döneceğim, öncesinde şunu ifade etmek istiyorum; Bu eğitim şekli yeni nesil çocuklar için adaptasyonu çok kolay bir durum. Zaten çok fazla uyarana bir anda maruz kalmaya o kadar alışıklar ki televizyondan ya da tabletten ders dinlemek onlar için bebek oyuncağı. Burada iş biraz anne, babalara düşüyor.
Anne babaların kendi yetiştikleri geleneksel eğitim modelleri üzerinden yeni jenerasyonu ve yeni nesil eğitim modellerini algılamaya çalışmayı birazcık bırakması lazım.
İnsanın kendi kodlarını dönüştürmesi oldukça zor ama ileride bir öğretmenle hiç yüz yüze gelmeden okullar bitirecek, mezun olacak nesiller gelecek. Tüm teknolojik gelişmeler, yapay zekalar falan bize böyle bir dünyayı işaret etmiyor mu?
Dolayısıyla bu mecburi "Uzaktan Eğitim" sayesinde o günlerin şimdiden kısa bir provasını yapmış oluyoruz belki de kimbilir...
BU ZİHNİYET İFLAH OLMAZDIR!
Peki bu prova günlerinde EBA ile Uzaktan Eğitim nasıl gidiyor?
Valla aslına bakarsanız çok da Türkiye tarzı gidiyor.
Uzaktan Eğitimin 4. günündeyiz ama hala EBA TV'deki ders içerikleri ve konu anlatımları ile ilgili değerlendirmeleri layıkıyla konuşmak bir türlü nasip olmadı. Olmayacak da sanki.
İlk gün liselerin teneffüs arasındaki "Sordum Sarı Çiçeğe" ara nağmesiyle başlayıp, ortaokullara izlettirilen Adnan Menderes belgeselindeki idam görüntüleri konuşuldu.
Ardından da Can Ataklı'nın EBA TV'deki başörtülü öğretmenle ilgili hezeyanlarını izledik. Can Ataklı'ya "yuh artık" falan derken bu defa da Akit yazarı Ali Karahasanoğlu bir sağ kroşeyle tüm dikkatlerimizi EBA TV'deki pembe ojeli, dekolteli öğretmene yöneltti.
Vay arkadaş ya!
Sene olmuş 2020...
Dünya korona diye bir virüsle kırılıyor, insanlık boyut değiştiriyor, devletler yeni bir faza geçiyor, insanlar canlarının derdiyle uğraşıyor, evde kalanlar bir şekilde psikolojik bir harp içinde ama kimin umrunda!
Adamların derdi; yok başörtüsü, yok pembe oje! İkisi de birbirinin tıpkısının aynısı. Yok birbirlerinden farkı.
Vallahi ne korona ne başka bir şey!
Bu zihniyet iflah olmazdır!
Biz de toplumsal olarak bu zihniyete prim vermeyi kesmediğimiz sürece, gerçekten konuşulması gereken konuları böyle kutup başlarına kurban etmeye devam ederiz.
Yıl ister 2020 olsun ister 2050...
EBA TV İLE UZAKTAN EĞİTİM BÖYLE GİDERSE...
Şimdi bu saçma sapan meseleler gündem olmamış gibi yaparak gelelim asıl konuya ve aynı soruyu tekrar sorayım:
Peki bu prova günlerinde EBA ile Uzaktan Eğitim nasıl gidiyor?
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk uzaktan eğitimin 30 Nisan'a kadar uzatıldığını duyurdu.
Bekliyor muyduk? Evet.
Daha fazlasını bekliyor muyum? Ona da evet.
Bana kalırsa yaz tatiline kadar uzaktan eğitimin devam etme ihtimali çok yüksek.
Sizlerin EBA TV deneyiminiz nasıl gidiyor bilmiyorum ama benimkini paylaşmak istiyorum.
Bizim evin içinde kurulu bir "home ofis" sistemi zaten vardı ama buna bir de "home school" eklenince düzeni oturtmamız biraz zaman aldı. Çünkü sosyal izolasyon günlerinde ev artık hem ofis, hem okul, hem oyun alanı demek.
Bizde ilk günden itibaren çocuklar kendi saatlerinde televizyonun karşısına geçerek derslerini dinlemeye başladı. Ben de arada bir göz atıyorum ne var ne yok diye.
Ne zaman baksam teneffüs saati, yan odadan kulak kabartıyorum hep aynı müzik. Ders desen başlamasıyla bitmesi bir oluyor. Bakıyorum çocuklar kanal değiştirmiş, "noldu" diyorum, "ders bitti" diyorlar.
-Nası bitti? Deminden beri teneffüstesiniz zaten...
Hayır, okulda çocuklara bu kadar teneffüs verseler çocuklar bayram ederdi.
Ziya Selçuk'un okullar açılınca ilk teneffüs 40 dakika olacak sözüne binaen mi bu kadar teneffüs veriyorlar onu da anlamadım. Hani hep "ilk günkü heyecanla" imajı yaratmak falansa maksat açıklayın biz de bilelim.
Dün de oğlan "ben izlemiycem" diye çıktı geldi Türkçe
dersinden.
"Noldu" dedim, "bunu Pazartesi günü anlatmışlardı, aynısı, ben
biliyorum zaten bu konuyu" dedi.
"Neyse bari saatinde izlemesinler, sonra EBA'nın sitesinden
izlerler, ben de bakarım ne var ne yok" dedim.
Haydaaa...
Bu sefer de saatimiz dışında girdiğimiz için içeriğe ulaşamıyormuşuz! "Dersi illa derste dinle" diyor yani EBA. Evde de olsan farketmiyorsa demek...
Ee ne anladım ben o zaman online eğitimden???
İçerikler desen bazıları çok komik. "İnşallah hoca da okulda dersi böyle anlatmıyordur" diyor insan izlerken.
Bunlar Youtuber'larla büyüyen çocuklar, lütfen bunu göz ardı etmeyin. Tabi ki öğretmenlerden Youtuber olmalarını beklemiyoruz ama en azından üzerlerindeki o memur havasını atabilirler diye düşünüyorum.
Özel okullardaki öğretmenler bu süreçte çocuklara özel içerikler üretiyor, belki okuldakinden fazla çalışıyorlar evde içerik üretmek için.
Teknik olarak mümkün müdür bilmiyorum ama en azından öğrencilerin kendi öğretmenleri müfredata uygun içerikler hazırlayarak öğrencilerin sayfalarına yükleselerdi ya da bu sistem bir şekilde kendi öğretmenlerinden online takviye alma, takip etme imkanı sunulabilseydi çok iyi olurdu.
"Bir veli olarak bu tür sorunları yaşayan tek ben miyim acaba?" diye arkadaşlarla konuşuyorum, WhatsApp gruplarından yazışıyoruz.
Herkeste benzer sıkıntılar...
İşin kötüsü bu sene sınava girecek öğrenciler var. İlkokul öğrencilerinin eğitimini hadi veli takviyesiyle bir şekilde kotardık. Ortaokul ve lise ne olacak?
"Sınavda uzaktan eğitimle aldıkları konulardan çıkmayacak" diye açıklama yaptı Milli Eğitim Bakanı. Bu iyi bir şey ama bu çocuklar bir sonraki sene görecekleri dersleri bu temel üzerine görecekler.
Bu da büyük bir sıkıntı demek.
Ya önümüzdeki senenin müfredatını bu açığı kapatacak şekilde yapacaklar ya da bu çocuklardan temelsiz bir bina inşa etmeye çalışacaklar. Her türlü kayıp!
Şimdiye kadar "Olağanüstü bir durum, sonuçta bu kadar kısa sürede ancak bu kadar olur" falan diyorduk ama bu süreç belli ki daha da uzayacak.
Bakanlık bu sistemi bir şekilde hızlıca iyileştirmek, içerikleri zenginleştirmek ve online ortamda öğrencilerin içeriklere istedikleri zaman ulaşımını sağlamak durumunda.
Ziya Selçuk'un hassasiyetine güvenerek kendisine seslenmek
istiyorum:
Bu şekilde devam ederse, uzaktan eğitimin de EBA TV'nin de
çocuklara hiçbir faydası olmayacak. Hem emeğe, hem zamana, hem de
çocuklara yazık olacak Sayın Bakanım. Lütfen en kısa zamanda
gerekli iyileştirmeleri yapın.