Emel Sayın’dan, Timur
Selçuk’un yönettiği orkestra eşliğinde Yahya Kemal
Beyatlı’nın sözlerini yazdığı, Münir Nurettin
Selçuk’un Kürdîlihicazkâr makamında
bestelediği Endülüs’te Raks’ı dinlerken bir yandan
da bilgisayarımın ekranında haberlere göz atıyordum.
İki ayrı karede biri genç diğeri orta yaş iki kadının
fotoğrafının altına atılan; “Demet Akalan’ı çıldırtan
kız!” başlığına ilişti gözlerim…
Merak ettim tabii…
Demet Akalın adı hiç yabancı
değildi…
Hatta bir keresinde sesini de dinlemek zorunda
kalmıştım…
Orhan Gencebay’ın bir şarkısını söylüyordu
yanılmıyorsam…
Ve tabii bir de hemen her gün gazete sayfalarında veya sanal
medyada adına, fotoğraflarına rastlıyordum…
Kendisiyle ilgili haberlerde “sanatçı”
olduğu da hatırlatılıyordu…
“Vay anasını!” dedim kendi kendime;
ekrandaki habere bakarken…
Aynı anda Emel Sayın o muhteşem hançeresi
ile “Raks ortasında bir durup oynar, yürür gibi, bir baş
çevirmesiyle bakar, öldürür gibi” diyordu…
Ben ise ekranda medyamızın ve mutlaka kendisinin de
“sanatçı” olduğunu iddia ettiği Demet
Akalın’a ve onu çıldırttığı iddia edilen diğer genç kıza
bakıyordum kayıtsız…
“Gül tenli, kor dudaklı, kömür gözlü,
sürmeli” diyordu Emel Sayın ve devam
ediyordu:
“Şeytan diyor ki sarmalı,
yüz kerre, bin kerre öpmeli…”
Evet…
Sanki bir tek “r” değil birçok
“R” varmış gibi terennüm ediyordu Emel
Sayın…
Yok...
Hayır...
Şeytan; ekranda fotoğraflarını gördüğüm biri genç,
diğeri orta yaşlı kadına "sarıl ve öp" demiyordu
bana...
Çünkü...
Benim şeytanım bile bana o kadar kötü bir şeytanlık yapabileceğine
inanamazdı...
Ve ben ekranı kapatıp ayağa kalkıyor, kendime kızıyordum…
“Be hırt” diyordum kendime…
“Madem Emel Sayın gibi bir muhteşem solistten, Münir
Nurettin Selçuk’un ölümsüz eserlerini dinleyeceksin; ne işin var
ekran başında?”..
Yani ey güzel
insanlar!..
Kimileri gibi insanlarımızın geneline tepeden bakacak
değilim…
Yani…
“Ne hale geldi müziğimiz ve sanatımız,
sanatçımız” demeyeceğim…
Nasıl bir “sanat” anlayışımıza sahip
olduğumuzu da anlatmaya kalkıp başkalarının müzik zevklerine lâf
edecek değilim…
Bana ne?..
Dileyen dilediği tür müzik dinlesin…
Benim itirazım başka…
Ne olursunuz?..
Lütfen!..
Allah aşkınıza; birkaç şarkı mırıldanan herkesin adının
önüne “Sanatçı” sıfatını eklemeyin…
Hem sanata da sanatçıya haksızlık ediyorsunuz…
Hem de hakaret gibi algılanıyor…
Ne yani?..
Demet Akalın’a “sanatçı”
diyecekseniz; Emel Sayın’a, Nesrin
Sipahi’ye, Mine Geçili’ye, Dilek
Turkan’a ve en az onlar kadar değerli diğer
sanatçılarımıza ne diyeceksiniz?..